• XLIV •

255 32 70
                                    

Tenacity •

Jaebum, Kısrak şaha kalkınca tereddütle öne atıldı. Yetişemeyecek kadar uzakta olmasına rağmen vücudu harekete geçmişti. Kontrolünü bir saniye için olsa bile kaybetmekten nefret ediyordu.
Youngjae'in aptallıklarından bıkmıştı. Onu kurtarmak zorunda hissetmekten de bıkmıştı. Zarar gelmesin diye onu cam bir fanusa hapsetmek istemekten de...
Deli atın önünde dikilen Youngjae'i ayakları yere sağlam basıyordu.
Jaebum derin bir nefes aldı. Ne düşünüyor, diye merak etti. Ne yapmaya çalışıyor? İntihar etmeye neden bu kadar meyilli? Aptal çocuk!

Nefesini dışarı verip, adımları acelesiz görünsün diye efor sarf ederek ahıra yürüdü. Youngjae ona yanlışlıkla baktıktan sonra, beceriksizce gözlerini kaçırdı. Hâlâ Kısrak'ı okşuyordu.

" Jaebum! Biz de at binecektik tam vaktinde geldin!" diye şakıdı Bambam.

" Merhaba." dedi Changkyun fakat Jaebum ikisine de cevap vermedi.
Doğrudan Youngjae'e bakıyordu ve kaşları çatılmıştı.

Bambam sırıttı, Jaebum'un suskunluğunu pek umursuyor sayılmazdı. " Eğer Kısrak'ı sahiden süreceksen sana bir eyer lazım." dedi Youngjae'e.

Youngjae başıyla onaylarken, Jaebum kaskatı bir tavırla konuştu.

" Ne?"

Sesi, Youngjae için gökten taş yağıyormuş gibi hissettiriyordu.

" Youngjae, Kısrak'ı seçti. Onu uyardım ama dinlemiyor." dedi Yugyeom.

Jaebum, bir an için buna izin vermiyorum diyecekti ancak kendini tuttu. Onu herkesin içinde aşağılamak istemiyordu. Üstelik Youngjae'i biraz olsun anladıysa, onu engellemeye çalışmak daha da teşvik edecekti.

" Perses'e neden binmiyor?"

Jaebum bu soruyu direkt ona da sodabilirdi ama Youngjae yüzüne bakmamakta ısrarcıydı.

Bambam ise ahırdan kaptığı eyeri çoktan getirmişti bile.

" Kısrak'ın saçlarını çok beğenmiş." dedi Bambam.

Youngjae gülümsedi. Changkyun atın eyerlenmesinde yardım ederken Yugyeom, Jaebum'un kulağına fısıldadı.

" Bırak düşsün."

Jaebum şaşırdı fakat ifadesini toparlamayı başardı.

Bırak düşsün.

Yugyeom, Youngjae'in bir ders almasını mı temenni ediyordu?
Belki de Kısrak'ı kontrol edemediğini görmek ölçüsüz cesaretini kıracak ve gözlerini açmasına yardım olacaktı. Arzuladığı şeyin boyunu fazlasıyla aştığını ve deli bir atı sürmenin kendini kanıtlamasına faydası olmayacağını anlayacaktı. Belki de öyle olurdu. Belki de Youngjae Günah olmaktan vazgeçerdi. Belki de geçmezdi. Ama Jaebum ikna olmuştu: Bırak düşsün.

Changkyun " Kısrak ikimizi birden taşır mı bilmiyorum ama seninle gelmemi ister misin?" diye sordu Youngjae'e.

Jaebum öfkeyle dolup taştı. " Ata eziyet etmeye mi çalışıyorsun?" diye tersledi Changkyun'u.

Changkyun pek sarsılmış görünmüyordu, böyle tavırlara alışkındı. Bir şey demedi.

" Kendim bineceğim. " dedi Youngjae.

" Hepberaber gideceğiz ama Yugyeom sen Nasnas'a, Changkyun sen de Perses'e atla." dedi Bambam neşeli bir tavırla. Bu durumdan çok eğleniyormuş gibi görünüyordu ve çoktan Pasiphae'nin üzerindeydi. Changkyun, Youngjae'e Kısrak'a binmesi için yardım ediyordu. Yugyeom, Jaebum'un huzursuz ifadesi görüp Youngjae'e kendi yardım etmeye başladı.

Seven Deadly Sin' • got7 *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin