• IX •

328 49 13
                                    

• The Awakening •

ⓘⓐⓔⓑⓤⓜ


Çeper yerine Merkez'e gitmeye karar verdi. Bütün üyeleri bir arada tutmalı ve çocuk kendine gelene dek düzeni sağlamalıydı. Verilecek rapor, bir sonraki saldırı planı ve bu çocukla ne yapacakları halletmesi gereken sorunlardan yalnızca birkaçıydı. Omuzlarına oturan sorumlulukları, şimdiden yüküyle hissediyordu. Ev polislere devredilmişti. Artık öncelikli sorunları zavallı çocukdu. Ekiplerle beraber Choi Malikanesinden ayrıldılar. Hiçbir üye yol boyunca tek kelime etmedi.

Merkez'e vardıklarında Jaebum aksi herhangi bir şey söylemediğinden üyeler odalarına çekildi. Hepsi öyle yorgun ve hayal kırıklığına uğramış görünüyordu ki Jaebum üzerlerine varacak enerjiyi bulamadı. Toplantıyı yarın yapabilirlerdi. Jaebum da herkes gibi bitik haldeydi, önce sıcak bir duş almak sonra da uyumak istiyordu. Bir an önce Youngjae ile ilgilenilmesi için Lucas'ı çağırdı.

Lucas Merkez'deki sayılı çalışanlardan biriydi. Aynı zamanda oldukça gençti ve ileride SDS'e katılmak ya da alt kollarından birinde yer almak için eğitiliyordu. SDS'de eğitimdeki gençlere çalışanlık yaptırmaktan çekinmezlerdi. Çünkü öbür türlü bir çırağın pişmesi mümkün olamazdı. Bütün üyeler bu yoldan geçmişti. Özellikle de Jaebum bütün hayatını bu yolda yürümüştü, tökezleye tökezleye ve dizlerini sayızsız kez kanata kanata.

Lucas hemen yanında bitti.

" Youngjae'in yıkanmasını ve onun için benim odamın yanındaki odayı hazırlatmanı istiyorum Lucas. Uyanır ya da herhangi bir şey olursa direkt bana geleceksin." dedi Jaebum.

Lucas ışıl ışıl gözlerle onayladı. Ona görev verilmesinden çok gurur duyuyordu. Bunlar ayak işleri olsa bile.

" Onu kendi ellerimle yıkayacağım efendim. Ve odasında kalırım, herhangi bir gelişme olursa da sizi hemen haberdar edeceğimden emin olabilirsiniz. " dedi bir çırpıda.

Jaebum çocuğun hevesini sevse de daha fazla konuşacak eforu sarf edemedi ve başıyla onaylayarak odasına gitti. Odaya girer girmez bacağındaki, belindeki, sırtındaki her tür kemeri çözerek yere attı. Işığı açma gereği duymamıştı. Silah kemerlerinden arındığında, sırtından çekerek gömleğinden de kurtuldu. Ardından pantalonu ve teninden olmayan her şey terk etti vücudunu. Acelesiz, bitkin adımlarını banyosuna yönlendirdi. Suyu en sıcak seviyede açtı. Aynanın karşısında kendisine bir kaç saniye ayırdı.

Çekik, altın renkli gözlerinin altındaki kara halkalar derinleşmişti. Dudakları birbirine bastırılmaktan kızarmış ve çatlamışlardı. Elmacık kemikleri sanki daha belirgindi. Ellerini uzun kuzgun saçlarından geçirdi. Derince bir nefes aldı ve duşa kabine girip kendini kaynar suya teslim etti. Su beyaz tenini yakıyordu fakat kaslarının nihayet gevşediğini hissettiğinden soğutmadı. Hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Isının kafasının içindeki sesleri eritmesini umuyordu ki düşünürse ölecek gibiydi. Belki on beş dakika sonra suyu kapattı ve haşlanmış ıslak vücudunu çırıl çıplak, simsiyah çarşaflı yatağına fırlattı. Uyumak bir dakikasını almadı.

" Bu gece aç kalmak istemiyorsan kılıcımı elimden düşür Jaebum. "

Benden belki de otuz santim daha uzun ve çok daha kalıplı. Benden on bir yaş daha büyük. Benden çok çok daha eğitimli.

" Dezavantajlı olman kimsenin umrunda olmaz. Senin görevin avantaj sahibi olmak değil. Senin görevin ne olursa olsun kazanmak. Kaybedersen, ölürsün! "

Chansung üzerime doğru bir hamle yapıyor. İnce kılıçdan kaçınmayı başarıyorum. Ama bir sonraki hamle gecikmiyor. Asla gecikmez...
Chansung'un kılıcı yanağımı kesiyor, kanımın akışını hissedebiliyorum.

Seven Deadly Sin' • got7 *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin