• LVII •

217 23 46
                                    


• Heart. Body. Brain. •

ⓙⓐⓔⓑⓤⓜ

Yemek odasında, uzun oymalı ceviz masada yerlerini almışlardı. Jinyoung temizlenmiş, yüzüne bir kaç yara bandı yapıştırılmış bir halde; patlayacak gibi görünen ve devamlı onu kontrol eden Jackson'ın yanında oturuyordu. Teni sanki bir saat önce ölüp dirilmemiş misali koyu buğdaydı. Yugyeom her zamanki sessiz tavırlarıyla açık açık Bambam'i izliyordu. Bambam'in gözlerine ise bir sis çökmüştü. Mark sakince muz yiyordu ve odadaki diğer herkesten habersiz gibiydi. Jaebum ağır hissediyordu, Youngjae'in kasvetiyle dolmuş ve sanki yüz kilo birden almıştı. Kısaca yedisi de keyifsiz bir halde oturuyor, Jaebum'un ağzını açmasını bekliyorlardı. Jaebum her birine şöyle bir baktıktan sonra, altın gözlerini yine perişan haldeki Youngjae'e odakladı. Gözaltlarına koyu halkalar çökmüştü, yüzü yine yara bere içinde kalmıştı; bezgin ve ağrılı bir simayla Jaebum'a bakıyordu. Jaebum sesini stabil bir tona ayarlayıp konuşmaya başladı.

"Kuvvet testine girmiş bulunuyorsun Youngjae."

Youngjae tepkisiz kalınca Jaebum devam etti. Ona her şeyi nihayet açıklamaya başladı.

"Günah eğitimine başlaman için yedi farklı sürece tabi tutulman gerekiyor. Yedi farklı özelliğin sende olup olmadığı test ediliyor. Bu yedi ilke; sadakat, sıhhat, hız, direnç, kuvvet, beceri ve zekâdan oluşmakta. "

Youngjae hâlâ heyecan belirtisi göstermemesine rağmen dinlediği barizdi.

"İlk testin itaatkarlıkla sadakatini fiziksel olaraksa direncini test ederken, ikinci testin hızını; sonuncusu ise kuvvetini değerlendirdi. Medikal testlerin de sağlığını."

"Bu süreç içinde senin bedenini ve kalbini değerlendirdik. Son aşama beynin olacak."

Youngjae nihayet konuşarak Jaebum'un sözünü kesti. "Zekâmı ölçmek için hanginiz ölü taklidi yapacak?" diye sarkastik bir biçimde sordu, ancak sesi mizahi olmaktan oldukça uzaktı.

Jaebum adem elmasına bir taş fırlatılmış gibi yutkundu. "Hiç kimse." Youngjae'in sahiden soru sormadığını biliyordu ancak gardını düşürürse suçlu hissedeceğini bildiğinden onun sitemkâr tavrını görmezden geldi.

"Peki bu sefer beni ne tür bir yerde debelenmeye bırakacaksınız? Bir morg, aa ya da durun daha iyi bir fikrim var: beni bir tabuta koyun ve diri diri gömün! Sonra izleyin, bakalım dışarı çıkabilecek kadar zeki miyim değil miyim, ne dersiniz?!"

Sesi gittikçe yükseliyor tavırları histerikleşiyordu.

"Belki anneme benzeyen bir heykelcik yapıp onu da tam yanıma gömersiniz ve aklımı yitirip yitirmeyeceğimi test edersiniz!"

Ayağa kalktığında sandalyesi gürültüyle arkaya savrulmuştu.

"Ellerimi ve ayaklarımı birbirine bağlamayı; sakın unutmayın!"

Masaya bir tekme geçirip acı acı güldü. "BÖYLE DE MOTOR BECERİLERİMİ ÖLÇERSİNİZ!"

Jaebum hiddetle ayağa fırlayıp yumruğunu masaya geçirdiğinde, Youngjae irkildi. Öyle yüksek bir ses çıkmıştı ki herkes şaşkın bir biçimde ona bakıyordu. Jaebum öfkeyle kaynıyordu ve Youngjae'in mızmız tavırlarından usanmıştı. Kısmen bağırarak dişlerinin arasından konuştu.

"Kalp! Vücut! Beyin! Eğitim için sahip olman gereken birlik budur!"

Gözleri, Youngjae'inkilere kenetliydi ve sesi kaskatıydı.

"Önce ruhun, sonra bedenin ve sonra da zihnin test edilir!"

Sesini bir perde kısarak ama sertliğinden hiçbir şey eksiltmeyerek devam etti. "Bir suikastçı, bir Günah olmak istiyorsan bu testlerden geçmek zorundasın!"

Seven Deadly Sin' • got7 *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin