• XXV •

348 39 173
                                    


• Pimp & Delgadina •


" Sevgili yeğenin şimdi geldi. "  dedi Jaeyan telefondaki kadına.

Kadın serin bir ses tonuyla yanıtladı.

" Ona her şeyi imzalatın, size ilettiğim soruları cevapladığından emin olun. "

Jaeyan güldü.

" Peki ya sonra? "

Kadın, nefesini bunalmışcasına dışarı verdi.

" Bütün işleri hallettikten sonra ona istediğini yapabilirsin. Onu neye dönüştüreceksen dönüştür. Umrumda değil. "

Jaeyan memnun bir ses tonuyla
" Sizinle iş yapmak güzeldi Aro Choi. " dedi ve görüşme sonlandı.

Chansung, baygın Youngjae'i
Jaeyan'ın karşısındaki koltuğa oturtmuş ve arkasına geçmişti.
Jaeyan müstehcen bakışlarla Youngjae'i süzüyor, sanki kimsenin fark etmediği bir şeyler fark ediyormuş gibi sırıtıyordu. Belki de, diye düşündü Chansung, ona neler yapacağına karar vermeye çalışıyordur. Eğer öyleyse, fikirleri fazlasıyla hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Chansung yüzünü ekşitip, Jaeyan'a pis pis baktı. Adam ellili yaşlarının ortalarındaydı, eskiye oranla bayağı kilo vermişti ve daha genç görünüyordu. Saçlarında hep yağlı bir görünüm vardı. Her zaman üzerine dar gelen parlak takımlar giyer, saçlarını geriye yatırırdı. Tam bir pezevenk, diye geçirdi içinden Chansung. Adam mesleğinin hakkını görüntüsüyle dahi veriyordu.

" Bu çelimsiz bir oğlan mı yoksa yapılı bir kız mı? " diye kocaman bir kahkaha patlattı Jaeyan.

Chansung ifadesini bozmayarak ona dik dik bakmaya devam etti. Jaeyan onun bu bakışlarını umursamıyordu, Chansung onun adamlarından biri değildi ve onu,  diğer adamlarına yaptığı gibi, şakalarına gülmeye zorlayamazdı. Kendi kendine konuşmaya devam etti.

" Aaahh! Aynı benim Kunpimook'uma benziyor. Persephone'um benim.
O da böyleydi. "

" İncecik ve uzundu. Biliyor musun ta beline kadar gelen, dümdüz kara saçları vardı. Gözleri de maviydi. Kobalt mavi!"

Tekrar iç çekti.

" Bunun gözleri ne renk? " diye sordu.

Chansung " Kahverengi. " diye yanıtladı düzce.
Oysa Youngjae'in gözlerinde gri, sarı, yeşil hareler görmüştü; yalnızca kahverengi olmaktan uzak gözlerdi onunkiler.

Jaeyan omuz silkti.

" Neyse sıkıntı değil.
Saçlarını uzatıp lens takarız ve aynı Kunpimook olur. "

Bir kahkaha daha attı, sonra masasındaki viskiyi kibarca yudumladı. Eliyle Chansung'a oturmasını işaret etti.

Chansung, masanın önündeki koltuklardan birine oturup bacak bacak üstüne attı. Jaeyan viskiyi işaret etti; Chansung başını olumsuz anlamında sallayınca, Jaeyan yine omuz silkerek viskisinden bir yudum daha aldı.

" Hem bunu daha iyi eğitirim belki. " diye devam etti konuşmasına.

Kederli fakat yine de neşeli bir ses tonuyla ekledi.

" Kunpimook'a her şeyimi verdim. Her şeyimi. Kültürlü, güçlü, nazik, akıllı, güzeller güzeli bir adam yaptım onu. "

Tükürür gibi kıkırdadı.

" Ve benim güzeller güzeli küçük orospum ise bana ihanet etti. Benden kaçıp Koreli ibneler yuvasına katıldı. Beni böyle yaralarken ardına dönüp bakmadı."

Seven Deadly Sin' • got7 *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin