Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
🌝Günaydın🌝En son Cihangir komutanın beni yatağa getirmesinin üstünden iki gün geçti. Geçen bu iki günde Halit'le çok iyi anlaşır olmuştuk. Daha doğrusu ağır abimiz bana fazla tolerans gösteriyordu. Hatta yemeğinden bana verdiği zamanlar bile oluyordu. Sigaralarını artık tuvalette içmek yerine sırf hava alayım diye bahçede içiyordu. Temel dışarı çıkıp sigara içme işine huzursuz baksada el mecbur bize uyuyordu.
Ömer'se genelde yanımızda sessizce duruyordu. Aslında ikimiz olunca çok konuşuyordu. Hatta dün gece yatakhanedekilerin dedikodusunu yapmıştık ve gülmekten gözlerimden yaş geldiğini biliyorum.
Esas merak ettiğim insan iki gündür yoktu. Karargahın hiçbir yerinde yoktu. En son iki gün önce ben kendi yatağımda o kendi yatağında yatmıştı ancak sabah kalktığımızda yoktu. Bazıları sürgününün bittiğini söylerken bazılarıda evrak işleri için kendi görev yerine gittiğini söylemişti. Kimse Cihangir komutanın nerede olduğunu bilmiyordu.
"Sen bunu bana bırak. " Halit eğilip elimdeki çamaşır suyunu alırken yüzünü buruşturdu. Oda tıpkı diğer erkekler gibi bu temizliği yapmak istemiyordu. Kubilay komutanın kesin emri üzerine bölüğü temizleyecektik. Anlaşılan üst düzey yetkili geliyordu. Yolsa bu telaş boşuna olmazdı.
"O zaman ben bizim yatakları düzelteyim. " Halit başıyla bana onay verirken yatakhaneye koşarak Ömer girmişti. Koşmaktan kızaran çocuk nefeslenirken Temel'de olayı merak edip yanımıza adımlamıştı.
"Uşağım ne koşaysun?" Ömer son kez derin bir nefes çekerken gözleri bende durdu. Nedense bu bakış beni fazla ürkütmüştü. Halit'in çamaşır suyunu sıkıca tutan elini fark edince tek gerilen olmadığım için sevindim.
"Cihangir komutan gelmiş. " zorla konuşan çocuk yanındaki yatağa oturdu. "Sanırım gelenler bizi kısa sınava tabi tutacakmış. " Ömer kesik kesik konuştukça yanımdaki iri beden dahada gerildi ve yatağa oturan sarışın çocuğun kolundan tutup ayağa kaldırdı.
"Doğru düzgün anlat şunu. " Halit, sarışın çocuğa kükrerken Ömer'in titrediğini gördüm. Öyle ki dolan mavi gözlerini fark edince ikisinin arasına girip kolumu titreyen çocuğun omzuna sardım. Oda hızla kollarını belime sarıp Halit'e bakmamaya çalıştı.
"Cihangir komutan atış talimleri için seni istedi. " anlaşılan bende silah konusunda gösteri yapacaktım. Temel bana gurur duyan bakışlar atarken sırıtıp omzumu sıktı. Halit'se gözlerini kısmış bana bakıyordu. Ömer'i elinden aldığım için bana küsmez diye düşünüyorum.
"Yürü. Selim'in işini sen yapacaksın. " Halit, Ömer'le Temel'i önüne katıp tuvalete sürüklerken hallerine sırıttım. Aramızda ağır abi olan Halit, sevimli çocuğumuz Ömer, sinirli olanımız tabiki Temel, hele aç olunca gözüne bile görünme. Bense grubun annesi gibiyim. Tabi onlar kız olduğumu bilmeden bana bu yakıştırmayı yapmışlardı.
"Aslında ben senin üstünüm. Bana emir vermemelisin. " Ömer'in titrek sesi Halit'e karşı çıkarken kıkırdamadan edemedim. Onbaşı olmasına rağmen Halit'ten emir alıyordu resmen. Yatakhanede yataklarını toplayan bir grup askeri öylece bırakıp nerede olduğunu bilmediğim adamı omzumdaki tüfekle aramaya koyuldum.
Benim gibi er olan bir askeri durdurup Cihangir komutanı sordum. Ögrendiğim kadarıyla talim yapılan yerde en son görmüştü. Binadan çıkmamla soğuk rüzgar hafif terlemiş bedenimi yalayıp geçti. İstemsiz titrerken esen rüzgar yüzünden gözlerimi kıstım. Bu havada talim yapmam imkansız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)
Teen FictionErkek bedenine saklanmaya çalışan bir kadının hikayesi... ☆☆☆ Selin, içinde filizlenen canı öğrendiğinde yürüdüğü yolun dikenleri artmıştır. Öğrendikleri karşısında, arkasına bile bakmadan kaçan dolandırıcı bir satıcının...