Beğenmeyi ve lütfen şu satır aralarına yorum yapmayı unutmayın. O paragraf ile ilgili düşüncelerinizi yazın merak ediyorum.
Ranzanın üst katında oturmuş heyecanla hazırlanan askerleri ve arkadaşlarımı üzüntüyle izliyordum. Hamile olmasam hiç düşünmeden gideceğim bir yarışmaya geride kalmak zorundaydım.
Ayaklarımı yataktan sarkıtmış sallarken gözlerim Halit'e kaydı. Cihangir son dakika değişiklik yapmış ve kendisi kalırken Halit yarışa gidecek diye haber vermişti. Açıkçası bu durum beni mutlu etmedi desem yalan olur. Hem sipariş ettiğimiz pastayıda birlikte yeriz.
"Oğlum kimse bizim bölüğü yenemez. " birbirini gaza getiren tanıdık yüzlere döndü gözlerim. Hala adını bile bilmediğim insanlar vardı.
"Tabi oğlum. Kolay mı beni yenmek?" Boğuşan erkeklere gözlerimi devirip yatağımın önüne gelen Halit'e baktım. Kalın kaşları derinden çatılmış kahveleri gitmek istemiyormuş gibi çaresizce bakıyordu bana.
"Gidim ancah içim rahat etmi. " benim boyum ilk defa ondan uzun durumda olduğu için rahatlıkla elimi omzuna atıp afiften sıktım. "Selim seni istidi. Telefonu saan bırakam ama yahalatmayasın. " irileşen gözlerime mani olamadım. Ya onlar yokken arama olursa ve telefon bulunursa. Bunu göze alamam.
"Gerek yok. Yani abimin numarasını ver ben ankesörlü telefonla onu ararım. Zaten bize bu hakkı veriyorlar. " başıyla beni onayladı ve siyaha yakın göz rengiyle bir süre yüzüme baktı. Neredeyse her sabah sakal traşı olan adamın yanakları tahriş olmuş ve çene kısmını son traşında kesmişti.
"Yarın gidecehsin ya. Hani şeye. " iri parmağıyla karnımı işaret etti. Gideceğim kontrolden bahsediyordu. Başımla onaylayınca devam etti. "Geldiğemde baan hoş haber veresin. " utanmış olmalı ki gözlerini kaçırdı. İri kirpikleri yandan daha belirgin olan koca adama danamadım ve yanaklarını sıkmaya başladım. Şaşkınlıkla irkilen adam hızla benden uzaklaştı ve ellerimin kucağıma düşmesine sebep oldu. "Napisin?" İri ellerini yanaklarına koyup iri iri açtığı gözleriyle bana bakıyordu.
"Gözüme tatlı geldin seveyim dedim." İçten bir gülüşle baktım gözlerine esmer adamın ten rengine rağmen kızaran yanaklarını bizzat gördüm.
"Ben gidem. " dönüp yüzüme bile bakmadan koşar adım açık dolabına doğru gitti. Hala sırıtarak arkasından bakıyordum. Koca adam nasılda sevdim diye utanmıştı.
El çantalarıyla bölüğün kapısına çıkan arkadaşlarımın peşine takıldım. Üstümde kalın mont varken bile soğuk yüzünden titremiştim. Gözlerim Ömer'e kaydı. Titreyen çenesiyle bana bakıyordu. Dokunsam ağlayacakmış gibi.
"Gel buraya. " kollarımı ona doğru açınca elindeki çantasını yere atıp türk filmindeki kavuşma sahneleri gibi kendini kollarımın arasına attı.
"Ula bu yine ağlay. " Temel gözlerini devirip zırhlı araca doğru gitti. Belli ki benimle vedalaşmayacaktı.
"Bende seninle kalmak istiyorum. " sesi kısık olan çocuğu zorla duymuştum. İç çekmelerinin arasında bir ara burnunu derince içine çekmişti. Yeni başlayan ve tane tane süzülen kara bakarken benimde gözlerim doldu. Sanırım hamilelik hormonlarımı alt üst etti.
"Bırah. Ağlatacan ha çocuğu. " Halit bana yapışan Ömer'i geri çekti. Bense dolan gözlerimden yaş akmasın diye çaba veriyordum. Alemci Ali'yle sarılırken İmam Ali'ye sadece el sallamıştım. Halbuki bana sarılmak için atılmıştı. Ancak bir konuşmada haram diye kızlarla toķaşlamadığını söylemişti. Şimdi ona sarsılırsam ve yarın bir gün kız olduğumu öğrenirse ona saygı duymadığım için bana sırtını çevirebilir. Bozulan İmam Ali bir şey demeden zırhlı araca doğru gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)
Genç KurguErkek bedenine saklanmaya çalışan bir kadının hikayesi... ☆☆☆ Selin, içinde filizlenen canı öğrendiğinde yürüdüğü yolun dikenleri artmıştır. Öğrendikleri karşısında, arkasına bile bakmadan kaçan dolandırıcı bir satıcının...