Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
Eğer yorumlar Zevahir Gay ve Son Hüzün gibi az olursa bu kitabada erken final düşüneceğim. :)
Çarşı izni diye ortalığa düşmüş ve Cihangir'in arabasında çarşıya gider olmuştuk. Ön koltuğa oturduğum için arkaya Ömer, Temel ve Ali'ler sıkışmıştı. Sanırım en çok ezilen Ömer'di, bir ara Temel'e yakındığını duydum.
"Çomutanum, sağolasınuz. Bizu çarşuya ataysunuz. " Cihangir önemli değil tarzı bir şeyler gevelemişti. İkizimle denk geleceğimiz için ikimizde gerilmiştik. Hoş ben onun aksine özlem de duyuyordum.
"Aynen valla. Yoksa minibüste sıkışarak gidecektik. " Ömer'in bu dediğine gergin olmama rağmen güldüm. Sanki şu an sıkışarak gitmiyormuş gibi konuşmuştu.
Cihangir arabayı otoparka bırakınca hepimiz indik. Ancak ben diğerlerinin aksine montuma sarıldım. Buz gibi hava kemiklerime kadar donmama sebep olmuştu.
"Siz etrafta dolanın. Bizim komutanla işimiz var. " onlardan ayrılacağım için duygusal bir topa bürünmüştüm. Belki de onları son kez görüyordum. Halit karargahta kalmak zorunda olduğu için onunla sarılarak vedalaşmıştım ancak diğerleriyle hala vedalaşmamıştım.
Komutanla ne yapacağımı merak eden arkadaşlarım kurcalamak yerine onaylamışlardı. Ancak gitmelerine izin vermeden elimi kaldırıp durdurdum.
"Gelin bir sarılalım. " burnumun ucu sızlayınca gözlerimi kaçırdım. Kollarımın arasına sorgulamadan atıldı. Bu arada Cihangir arabasına yaşlanmış beni izliyordu.
"Beni en iyi anlayan sendin. Ama sakın bunu kimseye deme. " Ömer benden ayrılırken kaşlarını çattı. Durup dururken neden böyle bir şey dediğimi anlamamıştı."Neden veda edermiş gibi konuştun?" Titreyen sesine karşılık gülümsemeye çalıştım. Duygusallık beni bitirmişti.
"Ben hala niye sarılıyoruz anlamadım. Hayır temasları severim ancak nedensizler merak konusu oluyor. " Alemci Ali konuşa konuşa bana sarılıp sonrada öylece bıraktı. Adam akıllı sarsılamamıştım bile.
"Sadece sarılmak istedim. Ne uzattınız. " bu arada Temel gelip bana sarıldı. Küçük kardeşiymişim gibi sarıp sarmalamıştı. Titreyen çenemle ondan ayrılıp gözlerine baktım. Benim aç ve sinirli lazım.
Geriye bir tek İmam Ali kalmıştı. Ona sarılmak için atıldım ancak usulca gülümseyip bir adım geri kaçtı. Gözlerindeki ifadeyle yutkundum. Neden her şeyin farkındaymış gibi bakıyordu bana.
"Sarılsana oğlum. Lan erkeklerede günah değil. " Alemci Ali'yi umursamadan bana bakmamayı tercih edip öyle konuştu.
"Yolun açık olsun mümin kardeşim. " bunu o kadar kısık sesle söyledi ki bir an yanlış duyduğumu bile düşünmüştüm. Gözlerim iri açılırken Ali'ye bakmaya devam ettim. Israrla gözlerime bakmaktan kaçınıyordu.
"Ali. " bizimkiler çoktan ilgilerini bizden çekmiş kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Bir tek Cihangir bizi izliyordu, o da ne dediğimizi duyamayacak kadar uzağımızdaydı. "Ne demek istedin?" Telaşlı sesime karşılık usulca gülümsedi ve kafasını iyice önüne eğdi.
"Sana dua edeceğim. İnşallah her şeyin hayırlısı olur. Güzel olur. " bir kere bile yüzüme bakmadan bizimkilerin peşine takıldı. İmam Ali'nin benden haberi olabilir mi? Yani kız olduğumdan. Olsa şimdiye gelip bana söylemez miydi? Hem belki öyle gayri ihtiyari konuşmuştu. Kız olduğumu bilse bile gideceğimi nasıl bilebilir ki? Aklımdaki sorularla bana bakan adama doğru adımladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)
Teen FictionErkek bedenine saklanmaya çalışan bir kadının hikayesi... ☆☆☆ Selin, içinde filizlenen canı öğrendiğinde yürüdüğü yolun dikenleri artmıştır. Öğrendikleri karşısında, arkasına bile bakmadan kaçan dolandırıcı bir satıcının...