Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
Kubilay komutanın odasına girdi ve hemen ardımızdan kapıyı kitledi. Kaçamak bakışlarım odada Kubilay komutanı ararken boş odayla karşılaştım. Sanırım benimle ilgilenme tarzı sandığım kadar masum olmayacaktı. Parmaklarımı birbirine geçirip bana bakan adama baktım.
Geri geri yürüyerek kendini odada bulunan üç kişilik siyah deri koltuğa attı ve kafasıyla kucağını işaret etti. Bir yanım odadan çıkmak için çabala derken bir yanımda kucağına gitmek için can atıyordu.
"Gelmeyecek misin?" Benimle oyun oynadığı sesindeki o tuhaf tınıdan belliydi. Onu istediğimi en az benim kadar iyi bilen adama direnmedim ve bir kaç minik adımda önünde ayakta durdum. Bedenimi basan sıcağı saymazsak iyi durumda sayılırım.
"Komutanım ya biri gelirse. " kolumdan tutup nazikçe beni kendine dogru çekti. Bu hareketi ile bilinçsiz sağ bacağımı kaldırıp yanına attım. Sol bacağım ise hala yerdeydi. Bu defa diğer kolumu tutup biraz daha çekince iki bacağımın arasına onun bacaklarını alacak şekilde onun kucağına oturdum. Bulunduğumuz pozisyon yüzünden bedenim gerilirken utanıp gözlerimi kaçırdım. Halbu ki beni çıplak görmüştü.
"Şiitt sakin ol. Sadece bir kaç dokunuş. " titrediğimi o söyleyene kadar fark etmemiştim bile. Yüzümü buruşturup gülen adamı umursamadan kafamı omzuna koydum. Boyu bana göre daha uzun olduğu için bu hareketimle bedenlerimiz birbirine yapışmış oldu. Öyle ki sardığım göğüslerimi bile hissettiğine eminim.
Göğsü ve bedeni hafiften titrerken bana güldüğünü anlayıp bendr gülümsedim. Açıkçası onunla yakın olmak kendimi iyi hissetmeme sebep oluyordu. İki elide kalçamı bulurken istemsiz kasılıp ellerinden kaçmak için kendimi ona doğru ittim. Gülüşü anında durmuştu.
Elleri daha sıkı kalçamı kavrarken kollarımı kaldırıp boynuna sardım. Ilık nefesim boynunu yalayıp geçiyordu. Bunu hissetmiş gibi tüyleri havaya kalkmıştı.
"Bugün sana bir şey olacak diye aklım çıktı. Hele ki arabada bayılınca..." cümlesini tamamlamadan sustu ve sıktığı kalçamı serbest bırakıp yine sıktı.
İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi sıkıca yumdum. Cihangir benim kadar dirayetli kalamadı ve nefesi sekteye uğradı.
"Hamile olduğum için benden uzak durursun diye korktum. " onun itirafına karşılık bende yaşadığım korkuyu söyledim. Komutandan tepki gelmeyince hala kollarım boynunda kendimi hafif geri çekip gözlerine baktım. Onunda kahveleri hızla benimkileri bulmuştu.
"Eski ben olsaydım bunu duyduğum an arkama bakmadan giderdim ancak mevzu bahis sen olunca her şeyi kabul ederken buluyorum kendimi. " söylediklerinin içten olduğu fazlaca belliydi. Masum haline dayanamayıp kollarımı geri çekip yanaklarını avuçladım ve sıkmaya başladım. Yaptığım şeye şaşıran adamı umursamadan yanaklarını sıkmaya devam ettim. Öyle ki yüzünü şekilden şekile sokmuştum. "Yanaklarımı salsan mı artık?" Zor bela konuşan adamın yanaklarını salıp içten bir gülüş sundum.
"Öpeyim mi?" Küçük bir çocuk gibi dudaklarını öne doğru büzünce haline kıkırdadım. Yanağından bahsediyordum. Güldüğümü gören adam dudaklarını geri çekip kaşlarını hafiften çattı. Koltukta kendini öne doğru itip bacaklarını iki yana ayırdı. Bu hareketi ile istemsiz üstünde uzanır halde buldum kendimi. Aynı zamanda kalçamın altında şişen aletini hissedebiliyorum.
"Benimle oynama. " hırıltılı sesiyle uslu bir kız oldum ve başımı olumlu anlamda salladım. Bir eliyle kalçamı yoğururken diğerini sardığım göğsüme attı. Ancak sıkıca sarıldığını fark edip eliyle yokladı. "Bu ne?" Kendimden geçmek üzereyken sorusuyla birlikte hafiften kendime geldim ancak umursamadan kendimi biraz daha ona doğru ittim. Delirtiyordu bu adam beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)
TeenfikceErkek bedenine saklanmaya çalışan bir kadının hikayesi... ☆☆☆ Selin, içinde filizlenen canı öğrendiğinde yürüdüğü yolun dikenleri artmıştır. Öğrendikleri karşısında, arkasına bile bakmadan kaçan dolandırıcı bir satıcının...