Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
Gece biten sevişme seansı sonrası zorla Cihangir'den ayrılıp duşa girmiştim. Benden sonrada sevdiğim adam girince koltuğa oturup ıslak saçlarımla düşüncelere daldım. Cihangir koltuğu kapının önüne kadar sürüklemişti. Yarın birlikte temizleyecektik. Malum ikimizde koltuğun içine etmiştik.
"Ne düşünüyorsun?" Gelen sesle irkilip gözlerimi odaya giren heybetli adama çevirdim. Daha bir saat önce girdiğimiz pozisyonları düşünmeden konuşmaya çalıştım. Utançtan yanmak istemiyorum.
"Hiç, dalmışım öyle. " elini yanağıma koyup okşadı. Aynı zamanda saçlarını kuruladığı havluda diğer elindeydi.
Aslında beni kara kara düşündüren nasıl yatacak olmamızdı? Aynı yatakta mı yatacağız yoksa ayrı yerlerde mi? Hem daha demin seviştiğim adamla ayrı yatmam saçma olurdu ancak heyecanlıydım da. Kollarının arasında yatıp güne onunla gözlerimi açacaktım resmen.
"Gel şöyle, saçlarını kurutalım. " havluyu ıslak saçlarımın üstüne atıp nazikçe kurulamaya başladı. Bense inatla bana bakan kahve gözlerine bakıyordum. İçimi ısıtacak kadar sevgi dolu bakıyordu. Dudaklarımda gülüş peydah olurken şımarık bir kız çocuğu gibi ona sırnaştım.
"Yarın gidecek misin?" Konuşmak yerine başıyla onaylamıştı. Belki akşamları yanıma gelmez. Diğer askerler gibi sadece çarşı iznini kullanır. "Daha önce tek kalmadım. Sanırım korkarım. " son cümleyi fısıltıyla söyledim. Yüzü gevşerken havluyu kucağıma indirip beni kendine çekti.
"Babamla konuşacağım. Erkeklerden hoşlanmadığımı öğrenince eminim eski halime dönerim. O zaman karargahta kalmak zorunda değilim. " tek omzumu silkip kirpiklerimin altından ona baktım.
"Ama yarın tek kalacağım. İstemiyorum. " küskün çıkan sesimle dudakları iki yana gerildi. Bu hallerimin hoşuna gittiğini hissedebiyorum.
"Sen böyle yaparsan ben nasıl gidip para kazanacağım. " derken kafasını boynuma soktu ve derin nefesler aldı. "İstiyorsun ki koynundan hiç çıkamayacak duruma geleyim. Yoksa bu naz bu cilve niye?" Boynuma değen dudakları ve sıcak nefesiyle huylanıp kıkırdadım ve Cihangir'den kaçmaya çalıştım.
"Yaaa ben sadece tek kalmak istemiyorum. O da akşamları sadece. " bunu kıkırtılarımın arasında zorla söylemiştim. "Yoksa tüm gün koynumda ne yapayım seni?" Kollarından kaçamadığım için pes ettim. Zaten bedenim fazlasıyla yorgun.
"Hımm, demek koynunda ne yapasın beni?" Hınzır sesiyle gözlerim irileşti. Kesin yine utandıracak şeyler söyleyecekti. Kalbim daha diyeceklerini duymadan heyecanla sıkışırken Cihangir boynumdaki kafasını geri çekip gözlerime baktı. Kahveleri yine parlıyordu. "Mesela ne yapasın? Şöyle bir düşündüm de; sev beni, başımı okşa, senin nefesinle huzur bulmama izin ver. " kesinlikle bunları demesini beklemiyordum. Utançla gülüp gözlerimi kaçırdım.
"Zaten seviyorum ki. Koynumda olmana gerek yok bunun için. " elimi dudaklarıma atıp kıkırdadım ve uyandığım için kafamı göğsüne yasladım. Resmen heyecandan ellerim titriyordu. Kulağımın altındaki kalpte en az benimki kadar coşkulu duyulduğu için gülüşüm büyüdü.
"Demek seviyorsun. Tüh bende koynundaki sevgin daha yoğun olur diyordum. "
"Yaa deme şöyle şeyler. Utanıyorum. " attığı gür kahkaha ile kendisiyle birlikte benide sarsmıştı. Dayanamayıp bende güldüm. Hepsi gerginlikten biliyorum.
"O zaman utanma diye şunları mı desem? Mesela beni koynuna al. Emzir, arada seni içmeme izin ver, hatta iç...." gözlerim irileşirken hızla geri çekip elimi ağzına kapattım. Yüzüm nasıl bir haldeyse bu defa kafasını geriye atıp güldü. Bense heyecandan ölecekmiş gibi hissediyordum. Sevişirken araya cinsel istek ve tutku olduğu için yaptıklarından o an utanmıyorsun ancak böyle sözler seni yerin dibine sokacak kadar utandırıyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)
Ficção AdolescenteErkek bedenine saklanmaya çalışan bir kadının hikayesi... ☆☆☆ Selin, içinde filizlenen canı öğrendiğinde yürüdüğü yolun dikenleri artmıştır. Öğrendikleri karşısında, arkasına bile bakmadan kaçan dolandırıcı bir satıcının...