♠️29♣️

9.2K 501 125
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...

"Yav Ömer ne saçma sorular sorisin? " bozulsada gülümsemeye devam ediyordu. Belli ki ona cevap vereceğime emindi. Yoksa daha demin ki lafımdan sonra bu şekilde bakmazdı.

"Uşağım sen yakuşukludan ziyade tatlusun. Nasul derler, bebek yüzlüsün da." Temel beni büyük bir yükten kurtarmıştı resmen. Ömer omuz silkip yakışıklıyım diye kavgaya tutuşmuştu bile. Elimi enseme atıp sinirden kızaran çocuğa sırıttım. Elinden gelse Temel'i vururdu.

.......

Akşama kadar pestilim çıkmıştı resmen. Atış taliminden sonra bize verdikleri parkurda hız testine tabi tutulmuştuk ve ben ikisinde de rezil durumdayım. Hatta parkurda koyulan engele iple çıkmam gerekiyordu ancak bedenim fazla ağır olduğu için kollarım dayanmadı ve sırt üstü düştüm. Bir çok asker halime gülmüştü resmen. Bense hala belimin acısını çekiyordum.

"Sigara içmesen mi?" Dibimde oturan Ömer'i umursamadım bile. Yine akşam ve yine ateş etrafında toplanmıştık. Herkes günün değerlendirmesini yapıyordu ve mevzu benim düşüşüme gelmesin diye sessizce köşede oturuyordum. "Beni görmezden gelme Halit. Sigara zararlı ve içmemelisin. " dumanı sesli bir şekilde salarken dönüp Ömer'e ters bir bakış attım. Zaten düştüğüm için sinirliyim birde duyar kasınca iyice dellenecek duruma gelmiştim.

"Baan bulaşma. " aksi sesime karşılık dudaklarını birbirine bastırdı. Daha fazla konuşan insanlara tahammül edemediğim için sinirle oturduğum tahtadan kalktım. Gözlerim dolan çocuğa kayınca attığım adım havada kaldı. Alemci Ali haklı. Ömer fazla alıngan. "Sinirliyem. Geçince gonuşah. " çenesi titrerken beni başıyla onayladı. Temel'e gidiyorum işareti yaptıktan sonra ateşin aydınlığında sıyrılıp karanlığın içinde dolandım. Artık askerlerin sesi gelmeyince olduğum yerde durdum. Sırtım acıdığı için ağaca yaslanamayacağımdan öylece dikilmiş yıldız olmayan gökyüzüne bakıyordum.

Düşüşümün tek sebebi ağırlığım değildi. Sonuçta karargâhta çok ipe tırmandım ve bu ilk tırmanışım değildi. Kendime itiraf etmek istemesemde beni o ipten düşüren Kubilay komutandı. Sıra bana gelmeden önce yanındaki kadınla gülerek konuşan komutanı görünce içimde anlamsız bir sinir oluştu. Nedeni bariz belli. Ben erkeklerle konuşamıyorum ancak kendisi ağzına giren kadınla çok güzel flört ediyor.

O sinirle ipe tırmanmaya çalışırken hızlı davranmış olmalıyım ki elim boşlukta kaldı. Sonrada kendimi sırt üstü yerde buldum zaten.

"Ulan sıçarken götüm dondu. " benden uzakta gelen sesle irkilip ağaçların arasına baktım ancak karanlıktan kimse görünmüyordu. Yinede sesinden Kubilay olduğu anlaşıyordu. Seslenmek ile seslenmemek arasında git gelde kalırken dudaklarım kendiliğinden aralandı.

"Gomutan." Adım sesleri durdu. Belli ki beni duymuştu. Saniyeler içinde bana yaklaşan adım seslerini duydum ve bedeni ortaya çıktı. Kaşlarını çatmış bir bana bir de elimdeki sigaraya bakıyordu.

"Niye diğerlerinin yanında değilsin?" Gözleri etrafımda dolandı. Belli ki yanımda birini, daha doğrusu Ömer'i bulmayı bekliyordu. Sigaramdan derin bir nefes alıp bakışlarımı ondan çektim.

"Canım sıkkın. Tek galam istedim. " omuz silkip biten sigarayı karda söndürüp yeni bir tane ateşledim. Gider sandığım adam dibime kadar gelip yaslanmadığım ağaca yaslandı. Göz ucuyla hala kaşlarının çatık olduğu görünce kafamı iki yana salladım. Benden nefret ediyor.

"Bugün kötü düştün. " mevzu yine düşmeme gelmişti. Rahatsız olduğum için sesimi çıkarmadan ondan bir adım uzaklaştım. Çok yakınımda olmasa bile bedeni beni rahatsız ediyordu. "Bir yerin ağrıyor mu?" Öyle bir sormuştu ki sanki mecburiyetten konuşuyormuş gibi. Dayanamayıp dalga geçermiş gibi güldüm.

ZEVAHİR +18 (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin