Yol boyunca söylediğim her kelimeyi dikkatlice dinledi ve benimle kafa patlattı. Ben içeri gittikten kısa bir süre sonra Ilgaz'ın oturduğu yerde olmadığını gördüğünü ama ne tarafa gittiğini bilmediğini üzülerek söyledi, hatta bunun için özür dilemeye bile çalışmıştı bense bunu o an nedenini bilmediğimden dolayı haklı olarak aşırı abartılı gördüm ve kısa bir süre olsa da buna odaklandım. Devamında ise bencilliğim galip geldi, aslında insanlığım demek daha doğru olurdu öyle bir gün için kendime fazla yüklenmeye ne gerek vardı? Dünden çok daha hızlı inmiştik şehrin merkezlerinden birine, neresi olduğu tam anlayamamıştım yer-yön konusundaki kabiliyetlerim hiçbir zaman iyi olmamıştı. Egemen sürat yapmayı severdi ama gördüğüm en temkinli sürücü de kendisiydi, yol boyunca değil bana dönüp konuşmak ellerini direksiyon simidinden ayırmadı bile. Işıklarda durduğumuzda nihayet dikkatini yoldan ayırabilmiş tek eliyle artık eskisi kadar uzun olmayan ve hala her gördüğümde garipsediğim sakallarını kaşımıştı.
"Hala ona sorman konusunda ısrarcıyım." dedi tabi ki bana bakmadan.
"Olmaz!" dedim a harfini uzatarak. "Gerçek değilse daha zor bir duruma düşerim." İmalı bir şekilde gülmüştü. Gözlerimi devirip ona baktım o esnada araba tekrar hareketlendi. "Rüyanda, hayalinde veya tereddütte olmanı sağlayan şeyde böyle bir oyun fikrini geliştireceğini sanmıyorum." Oyun kelimesini bastırarak söylemişti ona hak veriyordum ama emin olamıyordum olamayacaktım da. Cama doğru döndüğümde pastel renklerle boyanmış aynı tip diyebileceğim evlerin sıraladığını gördüm, sakin bir muhitti bu şehre ait değil gibiydi. Kısa süreli bir sessizlikten sonra araba tekrar durdu Egemen'in kemer sesini duyduğumda ona doğru döndüm:
"Nereye geldik?"
"Çok geç kaldığın bir yere." dedi sıcak gülümsemesiyle güneşe meydan okurken. Bir durduğumuz diğerlerinden çok farklı olmayan eve bir Egemen'e bakıyordum. "Biriyle tanışman gerekiyor." dedi gülüşü hala kendini koruyordu. Daha fazla beklemeden arabadan indik birkaç adım atıp derin bir nefes aldı ve bahçeye açılan gri demir kapıyı itti, gıcırdamadan açılmıştı. Eli ile içeriyi işaret ettiğinde onu bekletmeden hareketlendim. Bakımlı ve sade bir bahçeydi; düzgün biçilmiş çimler, evin girişine doğru özenle döşenmiş kiremit renginde taşlar, kullanılmaktan değil kullanılmamaktan eskimiş bir masa, üstünde yazılı olan isimin büyük bir kısmı silindiğinden tam okunmayan bir köpek kulübesi vardı. Bunu görünce köpeği aramaya başladım. Eve yakın bir yere koyulan ve az önce de dediğim gibi kullanılmadığı her halinden belli olan masa ve iki sandalyenin arkasındaki çalılarda bir kıpırtı gördüm çok geçmeden yan tarafından yalpalayarak yürüyen bir yavru gözüktü doğalı çok olmamıştı, belliydi. Bir ona bir de eski olduğu sadece üstündeki silik yazıdan belli olmayan kulübeye baktığımda Egemen: "O kulübe onun değil Argon'undu, annesi. Birkaç hafta önce doğumda öldü." deyip yanımdan hızlı adımlarla geçti ve köpeğe doğru eğildi. Ona hiç yabancılık çekmeden yaklaşan köpeği gördüğümde nereye geldiğimizi anlamıştım. "Bu tatlı şey de sağ kalan tek minik dedi." yere yatmış köpeği kaşırken, ikisi de halinden memnun görünüyordu. Yanlarına gidip Egemen'in omzuna dokundum ve sıktım, bunun neden olduğunu anladığına eminim adını öğrenmediğim köpeğin kafasını son bir kez okşadıktan sonra gitmesine izin verdi pozisyonunu bozmadan omzundaki elimi sıkıca kavradı. "Daha önce kimseyle tanışmadı." derken sesi titremişti
"İstersen daha sonra yapabiliriz." hızlıca doğruldu burnunu çekip sol eliyle sağ gözünü sildi, ağlamıyordu.
"Daha sonra oldu. Hadi gel." zorla gülmeye çalışıyordu. Koşar adım kapıya ilerledi ve vurmak için benim oraya gelmemi bekledi. Benden kaçmıştı buna ilk defa şahit oluyordum ama hak vermemek elde değildi. Yanına ulaştığımda klişe bir ses çıkaran zile bastı çok geçmeden kapıyı hayli uzun boylu yaşlı bir kadın açtı, topuklu da giymemişti. Egemen'i gören kadın kocaman güldü ve kollarını açarak ona yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanat Aşk İçindir
General FictionAşk en çok ondayken güzel duruyordu, sevgi en çok ona yakışıyordu ve elleri sadece onunkilerle ısınıyordu. "Aşkı tanımlamaya çalışan nice şair nice yazar gelip geçti dünyadan. Şimdi düşününce, keşke seni tanısalardı diyorum" 10/05/2020🍀