9

1.4K 126 17
                                    

   O dersin üzerinden birkaç hafta geçmişti. Ilgaz ve Mercan eskisi gibi yakın değillerdi, her geçen gün biraz daha uzaklaşmışlardı sanki. Daha doğrusu uzaklaşan Ilgaz'dı, adeta Mercan'dan kaçıyordu.

    Ilgaz ve Mercan sadece ortamda diğer çocuklar da bulunduğu zaman yan yana geliyor, belki konuşuyorlardı. İlk başlarda Mercan onunla konuşmaya çalışsa da sonralarda o da bunun için uğraşmaz oldu.  Bu onu istemediğinden değil, istenmediğini düşündüğünden idi. Yoksa hâlâ ona karşı olan hisleri tazeydi. Onunla bir an olsun göz göze gelmek için onun geçtiği koridorları mesken bellemişti. Uzağı görmekte zorlansa da hep arka sıralarda oturuyor ders, boyunca onu izliyordu. Hiçbir konserlerini kaçırmıyordu. Bazen habersizce en arkalardan, bazen de en önden izleyerek kalabalığı coşturuyordu. Konu o ise Mercan bambaşka bir insan oluyordu.

   Bu uzaklaşma birbirinden kopan iki insanın uzaklaşması değildi. Göz göze geldikleri zaman hâlâ birbirlerine bir şey anlatmak isteyen iki insan oluyorlardı, bakışlarında hâlâ aynı hisler mevcuttu, birbirleriyle konuşmuyorlar ama birisi konuşurken diğeri ona bakmasa dahi dikkatle dinliyordu. Eksik bir parça vardı ve Mercan bunun ne olduğunu anlayamıyordu.

   Bu sürede Mercan Doğan'la yakınlaşmıştı, sürekli beraberdiler. Doğan'ın ona karşı bazı duyguları olduğunun farkındaydı ama buna aldırış etmiyordu, sadece çok iyi anlaşan iki insandan başka bir şey değillerdi gözünde, bunu her fırsatta ona da belli ediyordu. Ilgaz ise eski Ilgaz olmuştu, asıl Ilgaz. Hem zaten hiç eski olacak kadar değişmemişti. Mercan yokken kimlerle ise yine onlarla beraberdi.

   O gün, çocuklar akşam dışarıda buluşmak için plan yapmışlar ve Mercan'ı da çağırmışlardı. Ilgaz orada olacaktı, tabi ki kaçıramazdı. Doğu ve Ferit Egemen'i de davet ettiğinden, Mercan oraya vardığında diğerlerinin yanında bekleyen Egemen ile karşılaştı. Onu görünce şaşırdı beklemiyordu, bu birkaç haftalık süre boyunca onu hiç görmediğini fark etti. İkisinde yüzünde şu an görüştüklerine sevindiğine dair bir tebessüm vardı.

   İlk kadehler bitmiş, yerine gelenler de yarılanmıştı. Mercan kaçamak bakışlarla Ilgaz'a bakıyordu. Özellikle herkesi güldürecek bir durum yaşandığında onun gözleri ilk ona kayıyor, günlerdir kendisine tebessüm etmeyen bu kadının yüz hatlarının nasıl yumuşayarak küçük bir çocuğa döndüğünü izliyordu. Sonra Egemen kahkahaların arasında, hiç alakasız bir yerde, hiç alakasız bir konuyu açtı.

        "Mercan, babam sana hasta olmuş bu arada. Ben adamı daha önce hiç böyle görmedim. Ne yazdın kızım bu kadar?"

   Mercan boş gözlerle ona bakıyordu anlamamıştı. Masadakiler, özellikle erkekler de Mercandan farksız durumdaydılar. Ilgaz tepkisiz idi o bahsedilen olayı anlamıştı.

        "Ya bir şey okumuşsun işte birkaç gün sürekli bundan bahsetti. Babam için yazın her şeydir, ve kendi gibi olan insanları gördüğü zaman çok kaptırıyor."

        "İyi de sen bunun ben olduğumu nereden biliyorsun?"

        "Yeni biri olduğundan bahsetti, çok aşık deyince de emin oldum." Diyerek göz kırptı. Bunu masadaki diğer oğlanlar görünce kıkırdamaya başladılar.

        "Aşka bak be!" dedi Doğu. Kadehini ikisine doğru kaldırarak.

        "Bir alıcı gözü ile baktım da harbi yakışıyorsunuz." diyerek devam etti Batı. O da kadehini kaldırınca Doğu ile birbirine vurup içtiler. Egemen ve Mercan gülerek birbirlerine baktı. Masaya dönüp açıklama yapacaklardı ki Doğu konuşmalarına izin vermedi.

        "Ne zamandır berabersiniz?"

   Egemen onlara neyin ne olduğunu anlatırken çocukların şaşkın tepkilerinin yanında, Ferit'in ben size demiştim gülüşü yankılanıyordu. Mercan ise içkisini yudumlarken Ilgaz'a bakıyordu. Konudan rahatsızdı. Sürekli küpeleri ile oynuyor, ikide bir kısa elbisesinin etek kısmından olmayan tozları eli ile silkeliyor ve dikkatini başka yere çekmeye çalışıyordu.

Sanat Aşk İçindirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin