Herkes bu tesadüfün neyin nesi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama ne Egemen ne de Akın bunu gidermek için bir hamle yapıyorlardı. Şaşkınlıklarını suratlarından silmeden birbirlerine yaklaşıp sarıldılar, bu sırada aralarında 'neredeydin, neler oldu biliyor musun' tarzında muhabbetlerin dönmesi tüm masayı daha da merak içinde bırakmıştı
"Kaç yıl oldu kardeşim nerelerdesin sen?"
"Sorma Egemen, büyük adam olacağız diye oradan oraya sürüklendim herkesi boşladım."
"Bir viskiye affederim seni." deyip adama tekrar sarıldı Egemen
Ayrıldıklarında bizi anca fark etmişlerdi, masada herkes birbirine bakıyor birinin konuşması bekleniyordu. Ilgaz daha fazla dayanamayıp sessizliği bozdu. Az önceki durgun tavrı birden yok olmuş gibiydi.
"Siz nereden tanışıyorsunuz?"
Akın denilen genç adam elini Egemen'in omzuna atıp Ilgaz'a döndü.
"Yaklaşık bir 26-27 sene önceden. Sahi Egemen sen benden küçüktün değil mi?
"Tam olarak 26 sene önceden tanışıyoruz."
Bu sefer masadan sessizliği bozan kişi Mercan oldu.
"Çocukluk arkadaşısınız yani öyle mi?"
"Arkadaş değiliz ya Egemen benim crush'ım."
Egemen gülmeye başladığında hala eli omzunda olan adamın karnına dokunmuştu bunun üstüne kimse onlara başka soru sormadı. Ayrıldıkları zaman masada birbirini tanımayan herkes selamlaştı ve tanıştılar. Akın ve Ilgaz sessizce bir şeyler konuşuyorlardı. Egemende Mercan'a bakarken saçma sapan gülüyordu ona ne olduğunu sorduğundaysa bir şey söylemiyordu.
Ilgaz ve çocuklar bir kaç şarkı daha söylediler, yavaş yavaş gecenin sonu geliyordu. Bu durumdan en çok Mercan rahatsızdı. Ilgaz Akın ile her ne kadar yakın olsa da Ilgaz'ı izlemek ona büyük bir haz veriyordu. Her şeyi unutuyordu; dertlerini, koşuşturmalarını, yapması gereken şeyleri. Ne varsa, Ilgaz varken hiçbiri olmuyordu. Masada konuşulan konudan bağımsız sadece onu izliyordu.
Ilgaz, elini çenesine dayayıp kendini masaya sabitlemiş, kısa olan saçları yüzüne döküldüğünden onları kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Neşeli bir şekilde anlatılanları dinliyordu. Bazen içkisini yudumluyor, ara sıra da muhabbete dahil oluyordu.
Onu en ince ayrıntısına kadar büyülenmiş şekilde izlerken o birden Mercan'a döndü. Meraklı diyebileceğimiz bakışları ile gözlerine baktı. Mercan ne yapacağını bilemiyordu gözlerini kaçırmak istiyor ama başarılı olmuyordu onda tutuklu kalmıştı. Yanında duran Egemen'in onu dürtmesi ile kendine geldiğinde herkesin ona baktığını fark etti.
"Birileri çakır keyif olmuş galiba." dedi Egemen. Mercan'ın bakışlarını gizlemek için konuyu başka yere çekmeye çalışmıştı başarılı da oldu sayılır çünkü bu lafının üstüne. "Cidden şuna bak dünyadan bir haber." diye atladı Ferit. Masadakiler gülünce Mercan da onlara eşlik etti. Sonra hiç beklemediği bir soru geldi.
"Tiyatro mu yapıyorsun?" dedi Ilgaz. Az önce Mercan'ın feleğini şaşırtan bakışmaları yine gün yüzüne çıkardı, gözünün içine bakarak konuşuyordu.
"Genellikle yazan tarafta olmakla beraber evet yapıyorum."
"Neden peki? Neden genelde yazan taraftasın?" dedi Ilgaz'la bakışmalarına son veren ses. Kafasını sorunun sahibi olan Akın'a çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanat Aşk İçindir
General FictionAşk en çok ondayken güzel duruyordu, sevgi en çok ona yakışıyordu ve elleri sadece onunkilerle ısınıyordu. "Aşkı tanımlamaya çalışan nice şair nice yazar gelip geçti dünyadan. Şimdi düşününce, keşke seni tanısalardı diyorum" 10/05/2020🍀