4

1.8K 129 8
                                    

   Bir iki dakika sessizce yan yana yürüdüler, Mercan kafasını yerden kaldırmıyordu. Ilgaz ise çevrede gördüğü tanıdıkları selamlıyor ve gülümsüyordu. Daha sonra Mercan'a döndü onu başta aşağıya süzdü, boylarını karşılaştırmaya çalıştı. Ilgaz'ın ortalamadan uzun bir boyu vardı ama Mercan da kısa boylu sayılmazdı. Giydiği ayakkabılardan, sürdüğü rujuna kadar inceledi onu, fazla doğaldı.

   Ilgaz dersliğin önüne gelince Mercana döndü, burada ayrılacaklarını sanıyordu. O durdu durmasına ama Mercan kapıya doğru ilerliyordu. Tam içeri girecekken yanında Ilgaz'ı görememiş olacak ki o da durdu ve boş gözlerle arkada kalan Ilgaz'a baktı. İkisi de birbirine bakmaya devam etti, sessizliği bozan ise Mercan oldu. 

         "İçeri girmiyor muyuz?"

         "Giriyoruz da biz aynı sınıfta mıyız?"

         "Evet."

         "Seni bu zamana kadar nasıl görmedim ben, sabah Kenan hocanın dersinde de burada mıydın? "

   Sorusunun cevabını beklemeden önüne döndü ve söylenmeye başladı, nasıl bu zamana kadar tanışmadıklarını düşünüyordu. Ilgaz'ın bu sorgulayıcı tavrını hayran gözlerle izliyordu Mercan. Onu konuşturmaması, görmemesi veyahut görmeyecek olması umurunda değildi. Hiçbir şeyden kaygı duyamıyordu onunlayken. Bu konuda savunmasız oluşu onu zamanla yıpratacaktı, bunu da öngörebiliyordu ama bunun için bile kaygı duyamıyordu.

   Ilgaz kafasını ona çevirdiğinde bakışlarını fark etti, ama Mercan silkelenip buna şaşırmasına dahi  izin vermeden yaklaşık on saniye önce sorduğu soruya cevap verdi.

         "Yeni geldim çünkü, okulumu dondurmuştum. Ayrıca derste de vardım."

         "Şimdi anlaşıldı. Ben de diyorum yıl boyunca nasıl denk gelmedik."

   Bu konuşma devam ederken içeri girip kendilerine uygun bir yer bulmuşlardı bile. Dersin başlayacağını söyleyip oradan ayrılsalar da daha on dakika gibi bir süre vardı derse girmelerine. Sınıf tam anlamı ile dolmamıştı bile. Gelen geçen herkes Ilgaz'a selam veriyor hatta küçük sohbetlere girdikleri bile oluyordu. Ilgaz Mercan'a doğru döndü ve onu bir süre inceledi bir şey düşünüyor gibiydi üstündeki bakışları fark eden Mercan da Ilgaz'a bakmaya başladı sessizlik devam edince Mercan gülerek ne oluyor manasında kafasını salladı.

         "Okulu neden dondurdun?" dedi Ilgaz. Mercan bundan rahatsız olmuş olacak ki tebessümünü yavaşça söndürerek önüne döndü ve kitapları ile uğraşmaya devam etti. Aslında cevap verecekti sadece çok ani olduğundan duraksadı ve olanlar aklına geldi.  "Kusura bakma Mercan ya." elini koluna yerleştirdi "Birden boşboğazlık ettim, laf olsun diye sormuştum."

   Mercan bakışlarını Ilgaz'ın elinin olduğu yere doğru çevirdi ardından gözlerinin içine baktı. Ne kadar mahcup olduğu her halinden belliydi. Bakışları çok güzeldi, diğer her şeyi gibi. Onunla ilgili bildiği şeyler kısıtlıyken nasıl bu kadar bağlandığını aklı almıyordu. İlk görüşte aşk dedikleri bu olsa gerek diye düşündü. Çünkü onu görene kadar aşk nedir bilemezken, şu an aşk; ondan öğrendiği bir şiir gibi ezberindeydi.

   Ilgaz'ın içini rahatlatmak için içten bir tebessüm etti buna karşılık bulunca da kafasını yine önüne çevirdi ama bu selamlaşma Ilgaz'ın kolunu çekmesine neden olmuştu. O da önüne dönmüştü.

   Çok geçmeden Ilgaz konuşmaya başladı Mercan ona baktığında telefon ile konuştuğunu gördü. Sessizde olduğundan çalışını Mercan duymamıştı. İstemeyerek diye kendini kandırsada büyük bir merakla kulak misafiri oluyordu konuşmalarına

Sanat Aşk İçindirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin