Magicians ~Taekook

8

Jeon Jungkook Solaron

Gömleğimin üzerine siyah ceketimi de geçirip yakalarını düzelttim. Takılarımda göz gezdirirken tek düşündüğüm şey annemlerdi. Bir planları olduğu çok belliydi. Saçımı kulağımın arkasına düzgünce yerleştirdim. Küpemin üzerine düşen saç tellerinin hoş durmadığını düşünüyordum.

Annemlerin enerjisini hissetmemle yavaşça pencereye ilerledim. Perdenin kenarından dışarıya bakarken iki araba evin büyük bahçesine girdiğinde diğer ailenin Sparkslar olduğunu anlamak zor olmamıştı.

Perdeyi kapatıp odamdan çıkarken hareketlerim fazla belirliydi. Aynı giydiğim şeylerin ailemin yanına bile resmi olması gibi.

Merdivenlerden inerken hizmetli kadın kapıyı açmıştı.

"Hoşgeldiniz." Dedim gülümseyerek.

"Hoşbulduk. Jungkook nasılsın?" Diye sordu Bayan Sparks.

"İyiyim Bayan Sparks siz nasılsınız?"

"Anne? Ne işiniz var burada? Geleceğinizden haberim yoktu." Dedi Taehyung üzerindeki benim aksime oldukça rahat kıyafetlerle ve büyük adımlarla annesine yürüyüp ona sımsıkı sarılırken.

Bayan Sparks'ta ona karşılık verirken gözlerimi üzerlerinden çekip mutfağa doğru ilerledim.

"Yeni servis takımlarını çıkarın. Altı kişi olacağız."

"Hemen çıkarıyoruz efendim."

Duvardaki saatte gözlerimi gezdirdim.

"28 dakika içinde her şey hazır olsun." Diyerek mutfaktan çıktığımda salondaki anneme hafifçe kafamı sallayarak halletiğimle ilgili bir onay verdim.

Babam yemekten önce hafif bir şeyler ikram ederken Taehyung'un tam  karşısındaki tekli koltuğa oturmuştum.

Gözleriyle beni baştan aşağı sürekli izliyordu. Muhtemelen dün ve bugün arasında neyin bu kadar değiştiğini merak ediyordu. Şort ve tişörtten birden annemler geldiği için takım giymem gözüne batmış olmalıydı.

"Konsey nasıl geçti?" Diye sordum.

"Önemli kararlar alındı. Oldukça önemli ve tehlikeli kararlar." Dedi babam soruma direkt gözlerimin içine bakarak.

"Aslında çocuklarımızla paylaşmamamız gerektiği söylendi." Dedi Bay Sparks araya girerek.

"Evet birkaç şeyi bu sefer size anlatamıyoruz. İnce hesaplar yapılmış bir plan. Bunu sizlerle paylaşırsak bozarız. Bazen çocukların çenesi fazlasıyla düşük olabiliyor." Dedi Bayan Sparks espri yapmış gibi gülerek.

Bana anlatacaklardı. Babamın bakışlarından anlamıştım. Planın içinde bende vardım. Oldukça merak ettiğimi söyleyebilirdim.

"Tanrıçanın oğlu akademiye geliyor." Dedi annem.

"Neden? Zaten her şeyi biliyor olması gerekmez mi? Ayrıca kendisi yarı tanrı olarak geçiyor sonuç olarak. Birkaç büyücü profesörün gücü ona yetmeyecektir."

Tanrıçanın oğlu bir insandandı. Çok garip bir şekilde tanrıça bir insana aşık olmuştu. Buna zamanında birçok ırk karşı çıksada büyücülerin bundan memnun kaldığını ve tanrıçayı desteklediğini biliyordum. Amaçları senelerdir bu sistemin en üstündeki kişiyi indirerek başa geçmekti. Şimdiyse yarı tanrıyla ilgili bir planları olduğuna emindim.

Yemekten sonra yine aynı şekilde otururken babam ayağa kalktı.

"Odama geçelim mi?" Diye sordu Bay Sparks'a bakarak.