Jeon Jungkook Solaron
"Anlat bakalım Jeon." Dedi başkan yuvarlak masada kendine ait yere otururken.
"Her şey güzel gidiyordu. Gerçekten kusursuzdu. Hatta öyleki bunda zorlanmadım bile. Daha akademiden içeri girer girmez enerjime kapıldığına emindim."
"Bunu zaten tahmin ediyorduk." Diyerek onayladığında devam ettim.
"Sonrası basitti. Koridorda bazı çarpışmalar, saçma yerlerde denk gelmeler derken kütüphanede karşılaştığımız bir gün nasıl olduğunu asla anlayamadığım bir şekilde kavga etmeye başladık."
"Yarı tanrıyla hangi akla hizmet kavga ettiğini çok merak ediyorum." Dedi hafifçe gülerek.
"O benim tavırlarıma bir şeyler söyledi bende onun bulanık oluşuna." Dediğimde kaşları şaşkınlıkla havalandı.
"Ve seni öldürmedi."
"Tahmin ettiğim için geri çekildiğimde büyüsüyle zarar vermek yerine kendisi üzerime geldi. Çünkü bundan önceki konuşmamızda güçsüzlüğümle ilgili zaten ona dert yanmıştım. Kesinlikle bir normal kadar falan güçlü olduğuma inanıyordu. Orada çok bir şey yapmamasına rağmen biraz drama yarattım."
"Jeon Jungkook'u bu tarz hallerde görmek bana bile garip geliyor. Güçsüzlük ve sen biraz uzak kelimeler."
"Sizin verdiğiniz bir roldü bu. Kabul etmekten başka şansım yoktu. Her neyse ertesi gün benimle konuşmak istediğini söylediğinde ısrar etmesini sağladım. Elimi falan tutunca korktuğumdan bahsettim. Tam orada bana kendi kanı üzerine yemin etti."
"Kendi kanıyla sana yemin etti? Sen şaka yapıyorsun. Bir yarı tanrıya bir hafta içinde etkin altına alıp ona kanıyla yemin ettirebilecek kadar mı manipüle etmeyi başardın?" Diye sordu Jimin ellerini masaya koyarak ayağa kalkarken.
Başkan onun bu tavrına gülerken Jimin özür dileyerek yerine oturmuştu.
"Jungkook böyledir. Ne zaman onun etkisi altına girdiğini anlayamazsın. Her şey olup bittikten sonra farkedersiniz. Bana bunu yaklaşık iki yaşındayken falan yapmıştı." Dediğinde başkanın bana kızmayacağını farketmiştim.
Şey bana kızan herkesin sonrasında nasıl pişman olduğunu da biliyorduk.
"Bana hiçbir zaman, hiçbir şartta ve hicbir şekilde zarar vermeyeceğiyle ilgili yemin etti. Savaş anında bile bana dokunamaz." Dediğimde gözleri bana döndü başkanın.
"Ve bugün her şeyi nasıl berbat ettiğin kısmı anlatmalısın."
"Taehyung'la olan düellomuzu reddettiğimde bile her şey mükemmel ilerliyordu. Sonrasında odamda sabaha kadar beni boş teselli etme çabalarına girdi. Hatta biraz zaman geçtikten sonra onun enerjisinden kendime bölebileceğime bile emindim. Ancak bugün Mia düelloda kalbinden geçen enerji yüzünden ölüyordu."
"Mia. O kızın yaptığı büyüler zaten yasak büyüler Jungkook. İdam edilmesi gereken birini zorla yaşatarak karmayı kendine çeviriyorsun. Bu senin yapacağın türden mantıksız bir davranış değil. Artı olarak sana verdiğim görevi de berbat ediyorsun."
Çenem kasılırken gözleriyle tüm yüzümü dikkatle izledi.
"Şuan bana sinirlenmen için hiçbir neden yok. Çünkü asıl sinirli olan kişi benim."
"En başından kendim olmama izin verseydiniz bu karakterimde bile etkileyebilirdim onu."
"Jungkook." Diyerek ayağa kalktığında yumruklarımı sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.