Jeon Jungkook Solaron
"Günaydın güzel bebeğim."
Gülerek gözlerimi açarken Taehyung'un tam yüzümün önündeki yüzüyle daha çok gülümsedim.
Kollarımı gerinerek boynuna dolarken kilitleyerek kendime doğru çektim biraz daha kafasını. Burunlarımız çarpışırken nefesini dudaklarımda hissetmek güzel bir histi.
"Seni o kadar çok özledim ki..." diye mırıldandı.
Çatlayan sesinden ağlama moduna gireceğini anlarken onu göğsüme yatırdım. Saçlarıyla oynarken o kollarını belime dolayarak bizi daha da bir bütün hâline getirmişti.
"Buradayım. Biliyorsun. Her zaman her şekilde geri gelecektim. Seni burada tek başına bırakmazdım sevgilim."
"Ama bıraktın."
"Kısa süreliğine."
"Kısa değildi Jungkook. Oldukça uzundu."
"Biliyorum. Özür dilerim. İnan bu kadar olduğunu bilmiyordum. Kendini bu kadar yıpratman hoşuma gitmedi. Zayıflamışsın."
"Sen yokken hayatın bile tadı yoktu. Yaşamak bile istemedim."
"Denedin mi?" Diye sordum.
İntihar etmeyi denemiş olmasını istemiyordum. Beni sevmesini seviyordum. Ancak asla ben yokum diye kendini öldürmeye kalkacak kadar sevmemeliydi. Ben sevebilirdim. Ancak o sevmemeliydi işte. Ona hiçbir şekilde zarar gelebilecek olması hoşuma gitmezdi.
"Denedim. Geri gelmeyeceğinden neredeyse emin olduğum bir zaman dilimindeyken defalarca kez."
"Taehyung... neden? Bunu yapmandan hoşlanmadım. Öyle veya böyle ben yokken de yaşamalısın."
"Ölemedim zaten. Ölmeye kararlıydım ancak bunu araştırabilecek kadar bile halim yoktu."
"Kötü haber. Ölseydin bile beraber olamayacaktık. En azından şuan beraberiz. Yalnız mıydın üç buçuk ay boyunca?"
"Arada annen geliyordu."
"Annem mi? Neden?" Diye sordum hafif kaşlarımı çatıp geri çekilerek.
"Benden defalarca kez özür diledi. Yemek yediğimi ve ölüp ölmediğimi kontrol edip bedenini görüp gidiyordu."
"Başka?"
"Benim ailem başta geldiler. Kavga ettik. Bir daha da gelmemelerini sağladım."
"Yalnız olmak zorunda değildin. Sen yalnızlığı sevmezsin." Dedim saçlarına dudaklarımı bastırarak.
"Senin sevdiğin her şeyi seviyorum."
Omuz silkerek dediği şeyle gülümsedim. Çok fazla yalnız kalmıştı.
"Duşa gireceğim. Sonra kahvaltı yapalım olur mu?" Diye sordum.
"Ben hazırlarım o sırada kahvaltıyı.
Kafasının iki yanından tutarak dudaklarımı alnına bastırıp geri çekildim.
İkimizde bu hareketime gülerken kendimi yataktan aşağıya bıraktım.
"Hafızam yokken çok salak değil miydim sence de? Etrafa bakışlarımı hatırlıyorum da... komikti."
Ayağa kalkarak boynumu kütletirken kalçama şaplak atarak sendelememe neden olmuştu.
Gülerek banyoya ilerlerken benimle dalga geçmeyi ihmal etmedi.
"Sevimliydin. Şuanki halinin aksine."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.