Jeon Jungkook Solaron
Gözlerim sürekli olarak Taehyung'u yokluyordu. Kara büyü yapmasının o kadar ağır bir etkisi olmayacağını biliyordum ancak yine de kontrol etmeden duramıyordum işte.
Birkaç kara büyüde güçsüz düşecek kişiler değildik. Ben biraz çizgiyi aştığım için bu hale gelmiştim.
Şimdiyse Jimin, ben ve Taehyung insanların arasına gidiyorduk.
Baldwin Perdomo. 43 yaşında bir kitap koleksiyoncusuydu. Milyarderdi. Kitabı ondan parayla almamız mümkün değildi. Gerçi kendi isteğiyle vermezse zihnine girmekten çekinmezdim.
Ön koltukta oturuyordum. Yanımda şoför ve diğer ikiside arkada oturuyordu. Aynadan Taehyung'la göz göze geldiğimizde gözlerimi kaçırmıştım.
"Çok eğleneceğiz. İnsanlar biz elitler kadar kasıntı değiller." Dedi Jimin heyecanla anlatmaya başlarken.
İnsanlar umrumda bile değildi.
"Bundan hoşlanmayabilirsin ancak aynı otel odasında kalacağız Jungkook. Ailemiz ayrılmamızı istemiyor. Biliyorsun düşmanlarımız tanrılar."
Jimin'in dediği şeye omuz silktim. Onların yanımda olması işime gelirdi. Güvende olduklarından emin olurdum.
Geleceğimiz şehrin kuytu bir köşesine ışınlanmıştık. Şimdiyse de otele gidiyorduk. Olay tamamen bu kadardı. Rezervasyon işi halledilmişti.
Şuan tek istediğim bir uykuydu. Sonrasında uykusuz kalmak zorunda kalacaktım muhtemelen.
Asansörde Jimin dışında sessizlik hakimdi. O sürekli konuşuyordu. Birkaç sözcükle kara büyü yaparak onu susturmayı isterdim ancak daha yeni iyileşmişken buna şimdilik gerek duymuyordum.
Elimdeki kartı okutmam gereken yere okutmayı unutarak kapıyı büyüyle açtığımda Jimin omzuma vurmuştu.
"Biraz insan gibi davran."
"İnsan gibi nasıl davranılır inan bilmiyorum." Diyerek içeri girdim.
Elimdeki çantayı kenara bırakırken gördüğüm koca yatağa doğru ilerledim. Kendimi yüzüstü bırakırken uykuya dalmaya çok hazırdım.
"Uyumak yok. Bara gideceğiz. Hiçbir şey yapmadınız. Yorgun değilsinizdir. İnsanlar günde bilmem kaç saat çalıştıktan sonra bile gidiyorlar bara. Kafa dağıtmaya iyi geliyor."
"Kafamı dağıttıktan sonra toplaması uzun sürüyor." Diye mırıldandım.
"Jimin barları kadar anlatmana gerek yok. Bizim de barlarımız falan var. Annen seni uslu bir çocuk olarak yetiştirmek için gitmene izin vermemiş olabilir tabi orasına bir şey diyemem."
Jimin Taehyung'un dediği şeye bozularak onun üzerine atladığında aralarındaki samimiyet tatlı gelmişti.
"Hadi siz gidin odadan. Ben de dinleneyim." Dedim yataktan kalkıp ceketimi çıkartırken.
Kafamı iki yana yatırarak kütletirken kısık gözlerimle bavulumu aradı gözlerim.
"Üçümüz her zaman birlikte kalacağız. Ayrılmak yok." Dedi Jimin aradığım şeyi anlayarak bavulumu büyüyle yanıma kadar getirirken.
"Rahat bir şeyler giyin. Çünkü bu gece gerçekten sizleri bara götürmekte kararlıyım."
"Ben de gelmemekte..."
...
Yüksek sesli şarkıdan kafam patlamak üzereydi.
Alnımı masaya yaslayarak ortamdan biraz sıyrılmak istesem dahi masa bile titriyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.