17

10.1K 1.2K 114
                                    

Jeon Jungkook Solaron

Güvenlikten kontrol edilmeden geçerken bu şirkete ilk defa gelen kişiyi çalışanların merak ettiği oldukça açıktı.

Burada bize yardımcı olan kişi, şoförlük tarzı bir sürü görevi vardı, asansörü çağırdı benim için.

Ardından bir adım geri çekilerek arkama geçmişti. Önümde durmaktan hoşlanmamış olmalıydı.

Asansörün kapıları açıldığında çalışanlar merakla inmişlerdi. Hepsinin gözleri baştan aşağı benim üzerimde dolaşırken değer biçilemiycek kadar değerli olan mücevherlerimde gözleri birçok kez dolanmıştı.

Asansöre bindiğimde yardımcımız 28. kata basmıştı.

"Swexy müsait mi?"

"Şuan toplantıda Bay Jeon. Yarım saate bitecektir. O zamana kadar odasında oturabileceğinizi söyledi."

Mia'nın babasının şirketindeydim. Kendisi yakın akrabalarımızdandı. Onu oldukça az görmüştüm. Mia bile çok fazla görmüyordu zaten. Hazır insanların arasına gelmişken ona kızının durumundan bahsetmem gerekiyordu. Mia kontrolden çıkıyordu. Ve benim onun şımarık kızıyla uğraşacak zamanım yoktu.

Taehyung barda tanıştığımız adamla geziyordu. Jimin'den hiçbir haberim yoktu. Sadece Taehyung'un bana çok kızacağıyla ilgili uyarmalarına kulak asmayarak çıkmıştım otel odasından. Taehyung'tan bu kadar çekindiğine göre kendisi hala otel odasında olmalıydı.

Mia'nın babası amcamın oğlu oluyordu. Yani bir nevi kuzenimdi. Soylulardı. Elit değillerdi. Zaten büyücü dünyasıyla çok bir ilgisi olduğunu söyleyemezdim. Kendisi insanların içinde yaşamayı tercih etmişti.

Çalışma masasının arkası tamamen camla kaplıydı ve oldukça yüksekte olduğumuzdan tüm şehri görebildiğimi rahatlıkla söyleyebilirdim.

Saçımı kulağımın arkasına atarak düzelttim. Odada gözlerimi gezdirdim. Oldukça ferah bir odaydı.

Buzlu viski masaya konulduktan sonra selam vererek çıkmıştı odadan görevli kadın.

Viskiyi büyüyle elime alırken şehri izlemek tercihim olmuştu. Bana göre değildi. Kendisini bir şey sanan değersiz varlıkların kibirleri ve egolarıyla uğraşabilecek biri değildim.

Yaklaşık 23 dakika sonra odanın kapısı açıldığında elimdeki viskiyle arkamı döndüm. İçindeki buzlar sessiz odada hoş bir ses oluştururken kapıyı kapatarak içeri geldi.

"Hoşgeldin Jeon. Nasılsın?"

"İyi sayılırım. Sen nasılsın?" Diye sordum.

Masasına kalçasını yaslarken tek elini geriye yaslayarak bedenini hafifçe arkaya vermişti.

Yorgun görünüyordu.

"Yorgunum biraz. Sıkıcı bir toplantıydı. Ortaklık işleri, yükselişler düşüşler daha birçok şey. Mia nasıl?" Diye sordu kenardan klimanın kumandasını alarak.

"Onun hakkında konuşmaya gelmiştim. Şu dolu günlerimde bile onun hakkında konuşmak için buraya geliyorum." Dedim viskimden bir yudum daha alarak acı tadın ağzımda dağılmasının sakinleştirici etkisiyle.

"Sahi sen hiç buralara gelmezdin. Ne oldu da buralara kadar geldin? Şirketimde seni ağırlamak çok büyük bir onur." Dedi.

"O olayı sonra anlatırım. Öncelikle Mia hakkında konuşmak istiyorum."

"Bardağını doldurayım." Diyerek kenardan şişeyi aldı ve bana doğru geldi.

34 yaşındaydı. Benden yaklaşık 17 yaş falan büyük olmasına rağmen sırf büyücüler dünyasındaki seviye farkımız yüzünden bu şekilde davranıyordu. Açıkçası buna alındığını da söyleyemezdim. Dert etmiyordu pek.

Magicians ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin