6 gundur size bolum atmiyormusum hic farkinda degildim bu kadar yogun olmaktan hic hoslanmadim. Neyse hazir okulw gitmeyip aklima da sizler dusmusken konusunu bile neredeyse unuttugum kitabin bolumune gecelim 40 final.
Kim Taehyung Sparks
Gözlerini yavaşça açmaya çalışırken gerçekten bir şeyler hatırlayıp hatırlamayacağını merak ediyordum.
Kaşları çatılırken acı çekiyormuş gibi yüzünü buruşturduğunda elimi alnına götürdüm yavaşça. Enerjimi ona aktarırken mor enerjiyle parlayan gözlerini açarak bana çevirdi.
Kafasını geriye çekerken elim havada kalmıştı. Elimi yumruk yaparak kendime çektim.
"Günaydın Jungkook. Bir şey hatırlamıyor olmalısın."
Ona sevgilim dememek zordu. Yine de bir şeyleri ona birden yüklemenin bir anlamı yoktu.
Ellerinden destek alarak doğrulurken sırtını yatak başlığına yasladı. Asla konuşmuyordu.
"Korkmana gerek yok tamam mı? Ufak bir kaza geçirdiğin için hafızanı kaybettin. Ama doktor düzeleceğini söyledi. Kim Taehyung Sparks ben."
Kafasını salladı yalnızca. Gözlerini odada gezdirirken karmakarışık aurası ilk defa bu kadar gözler önündeydi. Saklayamıyordu. Sevimli gelmişti.
"Adım Jungkook mu?" Diye sordu gözlerini aniden bana çevirerek.
"Jeon Jungkook Solaron."
Yine kafasıyla onay verirken gözleri bileğimdeki bilekliklerde gezindi. Kendi bilekliğinde gözleri uzun bir süre durduktan sonra tamamen benim rahatsız olmamdan korkarak çekmişti gözlerini.
Normalde hiçbir şeyden çekinmeyen onu bu halde görmek yaralayıcı gelmişti.
"Arkadaştık. Oldukça yakın arkadaşlar. Bu yüzden kendini rahatsız hissetme olur mu? Çok uzun zamandır bu evde birlikte yaşıyoruz. Özgürsün. Hiçbir şeyde sana kızmam. İstediğin her şeye dokunabilir, kurcalayabilirsin."
"Kusmam gerekiyor." Dedi sadece.
"Ayağa kalkabilecek misin?" Diye sordum yanına ilerlerken.
Ne kadar onu iyileştirmiş olsam dahi çok uzun zamandır yürümüyordu. Kendisini güçsüz hissediyor olmalıydı.
"Yardım edebilirim değil mi?"
"Lütfen." Diye mırıldandı kısık sesiyle.
Beline kolumu dolarken yataktan kaldırdım. Kolunu omzuma atarken kafasını eğdi. Bir süre kendisine gelmesini bekledim.
"Sanırım şuan yürümek istemiyorum ama çok midem bulanıyor."
Kafası eğik gözleri kapalı ağırlığının yarısından fazlasını bana vermiş halde duruyorduk.
"Sorun yok bebeğim."
Onu kucağıma aldığımda yüzünü omzuma doğru saklamıştı. Ağlamasını istemiyordum.
"Sana da sorun çıkarıyorum." Dedi mırıldanır gibi.
"Seninle sonsuza kadar bile bu şekilde ilgilenebilirim. Birbirimizi çok severdik. Yakında öğrenirsin. Bu yüzden lütfen rahatsız olduğumu düşünme."
Tuvalete girdiğimizde onu yavaşça indirdim.
"Çıkabilir misin?" Diye sordu.
"Seslen bana."
Kusarken izlenmek rahatsız edici olmalıydı. Ben sıkıntı etmezdim ancak şuan güzel sevgilim her şey için fazla çekingendi.
Yanında olmak istiyordum. Her an. Şuan o kadar tatlı geliyordu ki gözüme gerçekten bir bebekmiş gibi sürekli onu gözetlemek hatta yemeğine kadar ben yedirmek istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasíaElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.