Kim Taehyung Sparks
"Senin odan mı benim odam mı?" Diye sordum merdivenlerden çıkarken.
"Senin odan olması daha iyi olur sanırım. Yorgun düşeceksin."
"Sende yorgun düşeceksin Jungkook. Öylesine birisinin zihnine girmenden çok daha farklı bir deneyim olacak. Tecrübeyle sabit konuşuyorum."
"Daha önce bir elitin zihnine mi girdin?" Diye sordu benim odama yönelirken.
"Anneminkine girmiştim ve emin ol sonrasında ikimizde kendimizi bir süre toplayamamıştık."
"İlginç bir deneyim olmuş."
Kapıyı açıp geçmesi için tutarken tereddütle baktığında derin bir nefes almıştım.
"Kütüphanedeki olay yüzünden böyle saçma tedirginliklere girmen hoşuma gitmiyor. Orda abarttığımın farkındayım ve emin ol gerçekten üzgünüm. Geç hadi." Dedim çenemle işaret ederek içerisini.
Kafasını sallayarak odama girdiğinde biraz göz gezdirdikten sonra bana döndü.
"Bir şeyler ikram etmek isterdim ancak şuan sadece hemen halledip bu ithamdan kurtulmak istiyorum." Dedim okul formasının kırmızı ceketini çıkarıp kenara bırakırken.
"Bir şeyler içmeye gelmemiştim zaten. Hemen halledip odama dönmek istiyorum." Dedi o da dikkatle beni izlerken.
Yatağıma oturduğumda öylece ayakta dikilmesini izledim.
"Oturmalısın. Zor bir deneyim olacak ikimiz içinde."
"Sorun yok." Dedi bana doğru yaklaşıp aralık bacaklarımın arasına hafifçe girerek.
Dayanamayacağına emindim. Ayakta bile duramayacak hale gelecekti. Yine de onunla inatlaşmak yerine istediğini yapmasına izin verdim.
Ellerini başımın iki yanına doğru uzattığında koymadan önce gözlerini bana çevirdi.
"İnanıyorum sana. Sonrasında da yüzüne vurmayacağıma yemin ederim. Seni tanıyorum. Bu tarz bir şeyi yapmazsın. O an oldukça stresli bir haldeydim ve çok da düzgün düşünemiyordum. Bunu yapanı bulup ondan hesabını da soracağım. Bu yüzden bunu yapmamıza gerek yok. Özeline girmek istemiyorum."
Düşüncelerine karşı gülümsedim. Yüzünde ifadesizlikte yoktu ayrıca. Samimî bir ifade söz konusuydu. Ancak yine de kendimi tamamen temize çıkarmak istiyordum. Tüm şüpheleri ortadan kaldırmak istiyordum.
"Sorun yok Jungkook. Hadi yap artık. Hem senin için güzel bir deneyim olacak." Dedim aynı onun gibi alçak sesle konuşarak.
Alt dudağını dişlerken maviye dönen gözlerine baktım.
"Emin misin?" Diye sordu elleri başıma değmek üzereyken.
Gözlerim kırmızıya dönerken güven verici olduğuna emin olduğum gülümsememle kafamı salladım.
Elleri başımın iki yanına yerleştiğinde acıyla tıslayarak gözlerimi kapadım. Çarşaf ellerimin arasında kırışırken bana daha da yaklaşarak bedenlerimizi birleştirdi.
Sonrasında zihnime sızması için ona izin verdim. Ufacık iznimle anında zihnime girerken güçlü enerjisini hissetmek can yakıcıydı.
Ağırlığını biraz daha üzerimde hissettiğimde transa girdiğini ve kontrolü kaybettiğini farketmiştim. Ellerimle belini tuttuğumda gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
Bu benim kontrolümü kaybetmeme neden olurken zihnime tamamen girmişti. Yine de saygısızlık yapmayarak yalnızca bugüne odaklanması dudaklarımın kıvrılmasına neden olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.