Magicians ~Taekook

32

Jeon Jungkook Solaron

"Gomery, tüm tuşlara basarak bölüm geçmeye çalışan insanlara benziyorsun. Simülatörde falansak seni  yöneten kişi rezil biri." Dedim gülerek.

Dediğim şeye bozulduğu açıktı.

"Tamam odaklan. Acelemiz şuanlık yokmuş gibi davranabilirim."

Kafasını sallarken elini yine bana doğru kaldırdı. Gözlerini kapatarak enerjisini bana gönderirken en azından bu sefer biraz daha başarılı olduğunu söyleyebilirdim.

Ona karşılık vermekten çekinmezken yetersiz olduğunu görmemle enerjiyi durdurmuştum.

"Yetersizsin Montgomery. Kendi tanrı enerjine bile yeterince odaklanmıyorsun. Böyle giderse inan hepimiz ölürüz."

Taehyung muhtemelen dersteyken ben burda Montgomery'i eğitmekle uğraşıyordum.

"Benimle sürekli bu şekilde konuşarak bana yardımcı olmuyorsun. Asıl hata belki de sendedir? Herkes senin kadar iyi olmak zorunda değil. Bu kadar iyi bildiğini iddia ediyorsan düzgünce öğretmeyi dene."

Derin bir nefes alıp bırakırken ona doğru yürüdüm.

Bedeninin arkasına geçtim. Elini tutarak kaldırırken benimkinden büyük elinin altına elimi koydum.

"Bilekliğini çıkar. Zarar gelmesini istemeyiz." Diye kafasını bana çevirerek onaylarken dediğini yapmayı tercih etmiştim.

Tekrar aynı pozisyonu alırken aynı onun istediği gibi yatıştırıcı ses tonuma geçtim sakin bir ifadeyle.

"Önce kendi enerjini hissetmeni istiyorum. Bilekliği boşver. Tanrı enerjine odaklan yalnızca."

Ben de gözlerimi kapatırken bir elimi ensesinden saçlarına doğru kaydırdım.

"Heyecanlanma." diye mırıldandım hızlanan kalp atışlarına ithafen.

Bana verdiği izinle bedeninin kontrolünün birazını elime alırken sakince enerjisine doğru sızdım.

"Şimdi birlikte yapacağız. Yalnızca kendi enerjin unutma. Diğer tüm enerjileri yok say."

Gözlerimi sakince açtım. Onun elinden çıkan güçlü enerjinin kontrolünün çoğu bendeydi. Bir yarı tanrı bile bu kadar güçlüyse tanrıçayı düşünemiyordum.

Gerçi yarı tanrı bu haldeyse tanrıça da güçlerini kullanmayı pek iyi bilmiyor olmalıydı.

Karşı tarafta açılan siyah deliğe değen enerji yok oluyordu. Bana güzel enerji harcatıyordu bu yarı tanrı.

"Gücünün yüksekliğini hissediyorsun değil mi? Bak damarlarında dolaşıyor. Ruh enerjin olduğu gibi bedeninde. Zor değil."

Kafasını salladı.

Öksürük sesiyle merdivenlere döndüm. Taehyung'a kafamla selam verip Montgomery'nin karşısına geçtim.

"Aynısını Gomery. Öğrendin."

"Eğer bu sefer düzgün karşılık veremezsen seni bu duvarlardan geçirir bahçeye fırlatırım. Sadece bu âna odaklan."

Kafasını sallarken aynı onun gibi kendimi hazırladım. Bir tanrının gücüne karşı kendi gücümü merak ediyordum. Bazen altı boş cümleler  kuruyordum. Bunu desteklemek gerekiyordu.

Damarlarımda parlamaya başlayan mavi enerjiyle bunu yüzüme kadar yaymıştım.

"Güzelliğim değil olay. Kendine odaklan." Diye onu uyarırken o da gözlerini kapatarak kendine odaklandı.