Magicians ~Taekook

10

Jeon Jungkook Solaron

"Konuşalım." Diyerek Gomery karşıma oturduğunda gözlerimi önümdeki kitaptan ayırmadım.

"Jungkook. Bana bak." Dedi nazik bir sesle.

Omuz silkerken ona karşı kendi karakterimden oldukça uzak davranmamın tek sebebi bu lanet plandı. Plan olmasaydı onu şu duvarlara çarparak öldürmekten onur duyardım.

"Özür dilerim." Dediğinde gülmemek için zor durmuştum.

Bir yarı tanrıya bile özür diletebilecek haldeydim.

Gözlerimi ona çevirdiğimde bana kaba davrandığı için gerçekten pişman olduğunu görmüştüm.

Neden pişman oluyorlardı anlamıyordum. Taehyung'ta bana kaba davrandığında benzer bir pişmanlıkla karşıma oturmuştu.

"Senin gibi naif birini incitmek isteyebileceğim bir şey değil."

İncinmemden mi korkuyordu yani? Bunu kullanmaktan çekinmezdim.

Tanrıçanın ölmesi için birçok şey yapabilirdim. Tanrıça ölmezse bizler ölürdük.

Şuan büyücülere savaş açılmasının tek nedeni tanrıçaydı. Kendisi bizim gücümüz yüzünden bize düşman kesilmişti. Haliyle biz de ona.

"İncitmek istemediğini söylüyorsun. Ancak beni sertçe duvara itip bileklerimden sımsıkı tutarak sana karşılık vermeme engel olduğun zaman aklından bu tarz düşüncelerin geçtiğinden emin değilim." Dedim gözlerimi ondan çekip kitaptan bir sayfa çevirerek incelerken.

"O an pişman olmak için fazla geçti. Ayrıca senin de sözlerin fazla kırıcıydı."

"Yalnızca kendimi savunmak için söylediğim birkaç şeydi. Bu kadar alınman çok saçma. Karşında senden hatta bir çok elitten bile daha güçsüz biri varken bu şekilde davranmak egonu güçlendirmemeli." Dedim oldukça dramatik bir tonda.

"Sana kimsenin zarar veremeyeceği garantisini versem tam şuan?" Diye sordu sandalyeden öne kayıp kitabın üzerinde duran elimi tutarken.

"Peki beni senden kim koruyacak?"

"Sana söz veriyorum bir daha böyle bir şey yapmayacağım. Yemin ederim. Bana ne dersen de asla sana sinirlenmeyeceğim. Sinirlensem dahi bu tarz kaba hareketlerde bulunmayacağım."

Elimi çektiğimde bir ayağa kalkarak bir adım geri çekildim.

"Beni korkutuyorsun. Beni herkes korkutuyor. Her gün olmadığım kadar güçlü bir karakteri oynamak zorunda kalıyorum. Bunların ne kadar yorucu olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceksin. Çünkü bir tanrıçanın oğlusun."

"Özür dilerim. Gerçekten benden korkmanı istemiyorum. Yemin ederim bir daha olmayacak."

Üçüncü yemini ediyordu.

Kafamı iki yana salladım.

Masayı kenara iterek bana doğru yürüdüğünde geriye çekilirken bileğimden tuttu.

Gözlerine bakmazken elinde bir hançer belirdi. Ona bakarken yapacağını anladığım şeyle tamamen rol icabı engel olmaya çalışmıştım.

Kendi elini tek seferde kestiğinde benim elimi de zorla kesmişti itirazlarıma rağmen.

Parmaklarımızı birbirinden geçirerek elimi sımsıkı tuttuğunda hançeri bırakmış ve elini belimin kenarına yerleştirmişti. Rahatsız ediciydi.

"Ben Montgomery Seidenglaz kendi kanımın üzerine yemin ediyorum ki Jeon Jungkook Solaron'a hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir şartta zarar vermeyeceğim."