Jeon Jungkook Solaron
Bilekliği elimde tutarken bile yoğun enerjisi kendine aşırı derecede çekiyordu.
Gerçekten onu benim yapmak istiyordum. Neyseki bu iradesizliğime engel olabilecek iki kişi yanımdaydı. Güç denen şeyin ne kadar tatlı bir şey olduğunu en iyi bilenlerdendim. Emin olabilirsiniz ki bu tanrının gücüne sahip bileklik gerçekten benim için baş döndürücüydü.
Herkesin üzerinde oldukça rahat kıyafetler vardı. Yüksek bir odaklanma gerektirecek şeyler yapacaktık muhtemelen. Bunu rahatsız edici kıyafetlerle yapabilmemiz elbette mümkün değildi.
Yaz olduğundan dolayı kar yoktu. Ancak yine de o keskin soğukluğunu koruyordu. Etraf yemyeşildi. Burası evin arka bahçesiydi. Oldukça büyük bir alandı. Ağaçlar oldukça uzak bir mesafede başlıyordu. Hatta o kadar sıklaşıyordu ki bu güneşe rağmen orman hafiften loş bir havaya sahipti.
"Birkaç gün içinde bu olayı halletmemiz gerek. Elitler arasında her zamanki gibi bir balo gerçekleştirilecek. Hem bizden açıklama beklediklerine de eminim."
Güneşten rahatsız olduğu için kendisine bulut oluşturmuş olan Taehyung sadece yanımızda oturuyordu.
"Balolara bayılıyorum." Dedim gülümseyerek.
Gerçekten de seviyordum. Makyaj yapmak, giyinmek, diğer elitlerin benle gevşekçe konuşması ve benim onlara her seferinde güzelce cevap vermem oldukça eğlenceliydi.
"Tamam şimdi başlıyoruz. Enerjiyi hissediyorsun değil mi?"
"Birçok enerji hissediyorum ben. Mesela buraya doğru hızla yaklaşan cadı ve element grubunu da veya Taehyung'un asla saklama gereği duymadığı yoğun enerjisini de."
Yarı tanrının verdiği cevapla göz devirmek istemiştim. Çünkü biz hiç o enerjileri hissetmiyorduk(!)
"Onları biz de hissediyoruz. Bilekliğin bu yoğun enerjisini hissedip hissetmediğini sordum."
Ciddiyetle dediğim şey yüzünden kaşları çatarken onu tavırlarım yüzünden sinirlendiriyordum. Kafamı gülerek yana yatırdım ve söyleyeceği şeyi bekledim.
"Bana düzgün davranman gerektiğini tahmini ne zaman öğrenirsin?"
"Annesini tahttan indirmeyi düşünen biri benden saygı beklemesin. Ayrıca odaklan ya da bekle. Önce şu cadıları hallet."
"Neden ben hallediyorum?" Diye sordu kaşlarını çatarak.
Taehyung'sa keyifle bizim atışmamızı izliyordu. Eh yarı tanrıyla bu şekilde kavga eden o olsa eminim ki benim elimde mısırlarım bile olurdu.
"Can sıkıntısı."
"Gerçekten öldürmek istiyorum seni."
Ona hayatının en büyük dersini vermiştim. Gerçekten alabileceği en iyi dersi benden almıştı. Bana ettiği bağlılık yemininden sonra aklı başına gelmiş ve biraz daha olgunlaşmıştı. Bağlılık yemini aptallıktan başka bir şey değildi.
"Denesene. Ne olduğunu ben de merak ediyorum zaten. Fazla teoride kaldı benim için. Hep kitaplarda okuduğum kadarıyla biliyorum."
Gerçekten canlı olarak ne olacağını merak ediyordum. Yine de şuan onun riske atmayacağını biliyordum.
Gelen cadılarla kafamı arkaya çevirdim. Element kullananların aslında enerji seviyeleri çok düşüktü. Onlar biraz daha doğadanlardı. Doğanın çocukları tabirine tam anlamıyla uyuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasíaElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.