Kim Taehyung Sparks
Karşımdaki Montgomery'e alışmıştım. Öyle veya böyle aynı masada yemek yiyorduk işte şuanda.
Jungkook yukarıda uyuyordu. Onun üşümemesi için tüm evin ısınmasını karşımdaki yarı tanrı üstlenmişti.
Jiminler konseye olayları anlatmak için gitmişti. Kimsenin bizim kendi başımıza karar verdiğimiz bu olaylardan hoşlanmayacağını biliyordum.
Merdivenlerden gelen adım sesiyle kafamı oraya çevirmiştim. Jungkook dağınık saçlarıyla, alnını ovarak aşağı iniyordu yavaş adımlarla.
"Afiyet olsun." Diye mırıldanarak yanımızdan geçtiğinde etrafa kısık gözleriyle bakmaya başlamıştı.
"İlaç istiyorum. Ağrı kesici."
"Alıp gelebilirim." Dedi yarı tanrı.
"Olur."
Bardağa kendisi için su doldururken suyu soğuttuğunu anlamıştım. O kadar çok büyü yapıyordu ki ondan daha çok büyü yapanla karşılaşmadığımla emindim.
Gomery yeniden mutfağın ortasında belirdiğinde elindeki ilaç kutusunu Jungkook'a uzatmıştı.
"Biraz yemek yemelisin." Dedim onun hareketlerini izlerken.
Henüz nerede olduğunu bilmediğine emindim.
Kaç tane ilaç içtiğini bilmiyordum ancak elinde en az iki tane olduğuna emindim. Ağzına atarak suyla birlikte yuttuğunda gözlerini kapatarak başını eğmişti.
"Biraz enerji verebilirim?" Dedi sorar ifadeyle Gomery.
"Kendi safkan enerjimi toparlıyorum. Bunu bir süre bozmayacağım."
"Gel yanıma."
Sandalyeyi çekerek onu çağırdığımda yanıma doğru adımlamış ve oturmuştu. Sandalyeyi çekerek onu kendime yaklaştırırken önümdeki henüz yarısını bile yemediğim etten bir parça kesmiş ve çatalı ona uzatmıştım.
Soğuk parmakları elime temas ederek aldığı çataldaki eti direkt olarak ağzına atmış ve bana geri vermişti.
"Sahi burası neresi? Çok tanıdık geliyor. Enerjisiyle bile. Çıkaramadım."
"Küçükken geldiğimiz dağ evini hatırlıyor musun?" Diye sordum ona yeni bir parça keserken.
"Beni karlara fırlattığın zaman geldiğimiz ev değil mi?"
"Hmhm. Hatta o kadar derin olduğunu bilmediğimiz için sen birden yok olmuştun ve korkuyla seni bulamayıp ağlamaya başlayınca babam gelip seni almıştı o karların içinden."
"O zamanlar bile bana zarar veriyormuşsun." Dedi burun kıvırarak.
O zamanlarda bile seni öpme şerefine erişmiştim ancak şuan sana dokunurken bile kendime tereddüt ettiriyorsun demek isterdim.
Küçüklüğümüzü tüm bu süre boyunca o kadar yok saymıştık ki sanki hep düşmanmışız gibi davranmıştık. Gerçi bunun sebebi ailelerimizken üzerimizde yine baskı kuracaklarına dair tek bir şüphem yoktu.
Bu sefer engel olamazlardı. Jungkook'u bırakamazdım. O kendisini benim yanımda mutlu hissediyorken başka bir yerde olamazdı.
"Bugün meditasyon yap. Yarın hemen başlarız. Konseyin sabırsız olduğundan eminim"
Konsey ve aile baskısı gerçekten sıkmaya başlamıştı. Her şeyden çekip gittiğimizde rahat bir hayat yaşayacağımızı bilsem hiç tereddüt etmezdim ancak sürekli olarak bizi öldürmek isteyen cadılarla uğraşamazdık.
![](https://img.wattpad.com/cover/275111270-288-k256724.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasíaElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.