21

10.6K 1.3K 676
                                        

Kim Taehyung Sparks

Labirentin girişindeydik. Gelmemiz açıkçası o kadar da zahmetli olmamıştı. Kendimizi tamamen yarı tanrının enerjisine bırakmıştık. O varken kendi enerjimizi harcamamıza gerek görmemiştik.

Nasıl ikna olduğumuzu bilmiyorum ancak Jimin, Namjoon ve Seokjin de bizimleydi. Bunu gerçekten saçma bulduğumu net bir şekilde söyleyebilirdim.

"Tamam buradayız. Ancak nasıl içeri gireceğiz?" Diye sordu yarı tanrı Jungkook'a sorarak.

"Seni şu duvara fırlatsam muhtemelen  içeri gireriz." Diye alayla gülerek labirentin taştan duvarına ilerledi Jungkook.

"Kabul edelim Solaron böyle daha eğlenceli. Gıcık resmi ifadesi sinir bozucuydu." Dedi Jimin eğlenerek.

Arkasını dönerek elini yarı tanrıya uzattı. Yarı tanrı anlamayarak ona baktığında göz devirmiştim.

Yarı tanrıyı arkasından hafifçe ittiğimde bana kızmaya zaman bulamadan Jungkook onun elini tutmuş ve önüne geçirmişti.

"Kendini bana bırak." Diye mırıldandı Jungkook.

Ardından Montgomery'nin elini duvara koydu. Üzerinden parmaklarını geçirerek kendi eliyle birleştirdiğinde bu görüntüden hoşlanmamıştım.

Bordoya çalan bir enerji tüm çatlakların arasında ışıldadığında Jungkook kafasını çevirdi. Mavi gözlerine bakmak kesinlikle bir lütuftu.

"İkiye ayrılacağız." Dedi yanlara büyük bir gürültüyle kaymaya başlayan kapıyla.

Hepimiz birkaç adım geri çekilirken Jungkook'u yanıma çekmiştim.

"Arkadaşlarına o kadar da değer vermiyor gibisin. İçeride hiçbiriniz bensiz yaşayamazsınız. Bunu kabul et." Dedi Gomery.

"İçeride ben dışında kimse yalnız yaşayamaz. Sen önce bunu kabul et bulanık." Dedi Jungkook.

"Tanrı olan bir bulanık. En azından kendimden üst düzey birini aşağılamaya çalışırken seviyemi unutmuyorum."

"En azından ben de kendimden düşük seviyede birine aşık olup onun için bağlılık yemini etmiyorum."

Jungkook oldukça aşağılayıcı bir ifadeyle söylediği şeyle Gomery ellerini yumruk yapmıştı. Ona hiçbir şey yapamıyor olması aşırı eğlenceliydi.

"Ailenin elimde olduğunu unutuyorsun." Dedi Gomery arkasından ilerlerken.

Labirente giriş yapmış bulunuyorduk. Şunu net bir şekilde söyleyebilirdim ki üzerimdeki baskıyı hissediyordum. Gerçekten çok yoğun bir enerji hakimdi.

"Bensiz hiçbir şey olduğunu unutuyorsun."

"En son seninle bu şekilde kavga ettiğimizde hoş şeyler olmamıştı. Hatırlatmamı ister misin?"

"En son seninle bu şekilde konuştuğum için şuan bana hiçbir şey yapamıyorsun. Üzgünüm ama aptal olan ben değildim."

Sonrasında uzun bir süre sessizlik oldu. Sadece yürüyorduk. Bazen kendi aralarında konuşanlar olsa dahi genel olarak sessizlik hakimdi.

Serin bir hava vardı. Gri taştan duvarların 20 metre yüksekliğe sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdim. Gerçekten çok yüksekti. Labirentin koridorları genişti. Çıkmazları boldu. Buna rağmen ilerlediğimizin farkındaydık.

Duyduğum sesle dururken kafamı çevirdim. Bir şeylerin sürtünme sesi gibiydi. Benim durmam onların da dikkatini çekerken hepimiz sesleri dinlemeye başlamıştık.

Magicians ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin