Kim Taehyung Sparks (Geçen yıl.)
"Jeon Jungkook geliyor. Nefret ediyorum şu çocuktan. Annem onu övüp duruyor. Ayrıca daha önceki partilerde falan denk geldiğimizde hiç iç açıcı bakmıyordu." Diyen Jimin'e hak verdim.
Kendini gereksiz üstün görüyordu. Ayrıca ondan daha güçlü olduğuma her şeye bahse girebilirdim. Beni küçük görmesi sinir bozucuydu.
...
Omzuna çarparak geçtiğimde sarsılmış ve düşmekten son anda kurtulmuştu neredeyse.
"Altı üstü omzuna çarptım Jungkook. Profesörler zaten bilgin sayesinde sana bayılıyorlar ve ilgi gösteriyorlar. Bir de kendini yerlere atarak mi ilgi çekeceksin?" Diye sordum alayla ona bakarak.
Bana göz devirirken umursamazlığı ve sakinliği sinir bozucuydu.
"Bana bu kadar sinir olduğunu görmek doğru yolda olduğumun kanıtı olsa gerek."
Yanımdan aynı ezikleyici bakışlarıyla geçtiğinde her seferinde ona mağlup olmuş olmak beni delirtiyordu. Böyle tutup duvara çarpasım geliyordu.
"Kabul et onun çenesine laf yetiştiremiyorsun." Dedi Jimin eğlenerek.
"Ayrıca çocuk gerçekten okuyor. Her soruyu doğru cevaplaması sinirini bozuyorsa sen de git ve kitap oku. Benim umrumda bile değil mesela." Dedi Hoseok.
"Okuyacağım." Diyerek kararlı adımlarla kütüphaneye onun peşinden ilerlerken Jungkook sayesinde kitap okumaya başlayacağım pek aklımın ucundan geçen bir şey değildi.
"N'oldu? Bana yetişebilme umuduyla kitap okumaya mı karar verdin? Sana okumadığım kitapları gösterebilirim. Böylece belki bir soruya benim yerime el kaldırabilirsin."
Saçlarının şeklinden tutun bileğine taktığı bilekliğin yönüne kadar her zaman aynı ve jilet gibi bir görüntüye sahipti.
Sağ bileğinde bulunan kırmızı taşlardan yapılmış bilekliğini her zaman güzel bulmuştum. Onun dışında kulağına taktığı gümüş küpe ağır bir görüntüye sahipti.
"İstemez. Benimle konuşabiliyor olduğun için kendini şanslı hisset ve ben susmanı istediğim zamanlarda sesini kes."
Onunla çok fazla konuşmazdı öğrenciler. Normaller ve soylular korkuyordu. Elitlerse tamamen gıcık oluyordu egosuna.
"Ne üzücü. Seni takmadığımdan dolayı benimle muhattap olmak için sürekli kavga çıkaran kişi sensin halbuki."
"Fena mı? Yalnız hissetmemeni sağlıyorum işte."
"Bana acıdığın için sürekli laflarımın altında ezilmeyi kabul ediyorsun yani?"
Nasıl her cümlesinde bana verebilecek bir cevap bulabiliyordu bilmiyordum.
Üzerime doğru yürüdüğünde alayla gülmüş ve sırtımı kitaplığa yaslamıştım.
"Ben acınacak son kişiyim Kim. Eğer benim gözümden kendinizi görebiliyor olsaydınız ne kadar basit ve asıl dışlanmış kişilerin siz olduğunu farkederdiniz. Birkaç kukladan farkınız hiçbir zaman olmadı. Daha da iyisini söyleyeyim mi?" Diye sordu elini başımın yanından kitaplığa yaslayıp yüzüme daha da yaklaşarak.
Yeşil gözleri kesinlikle çok güzeldi. Ayrıca beyaza kaçan sarı saçları beyaz teniyle inanılmaz bir uyum içindeydi.
Gözlerine sürdüğü hafif gölge şeklinde siyah farlar gözlerine güzel bir keskinlik kazandırıyordu. Büyük gözleri bu şekilde daha çekik ve sert bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.