Jeon Jungkook Solaron
"Odadan ayrılmamanızı gayet net bir şekilde söylemişken sen saat gece 1de geri geliyorsun."
Taehyung'un sesiyle kapalı olan ışıkları açtım.
Sevgili kuzenimle konuşmamız gereken şeyler vardı. Ona olayları anlatmıştım. Biraz laflamıştık. Zaman geçirmiştik işte bir şekilde.
Arkasından kapıyı kapatarak bana adımlarken Jimin'in de öylece oturup bizim muhtemelen çıkacak kavgamızı huzursuzlukla beklediğini görmüştüm.
Hafif sarhoş olduğumu söyleyebilirdim. Yine de her şey o kadar bulanık değildi.
"Burada bir tanıdığım var. Onunla zaman geçirdik biraz." Diye mırıldandım ceketimi çıkartırken.
Yanından geçip içeri geçtim. Boynumu ovarken dolaba yöneldim.
"Sorumsuz davranıyorsun." Dedi Taehyung oldukça sert bir ses tonunda.
"Adamın zihnine kolaylıkla girebileceğimiz halde tüm gün eğlenmeyi tercih eden birinin bu tarz bir şey söylemesi fazla komik oldu."
"Önemli olan yeri öğrenmek değildi. İçeri de girmemiz gerekiyordu. Bizi o adam içeri sokacak."
"Taehyung büyücüyüz. Hem de üç elit büyücü. Sence birkaç silaha karşı duramaz mıydık?" Diye sordum arkamı dönüp elimdeki kıyafetlerle yüzüne bakarak.
"Hâlâ tam olarak iyileşmedin. Neden riske atalım ki?"
"Ben bir şey yapamasam dahi birkaç insanla normaller bile başa çıkabilir. Ayrıca beni hala hafife alıyorsun."
Gömleğimin düğmelerini açarken gecenin bu saatinde moralimi bozmayı başarması sinirlerimi de bozmuştu.
"Jungkook, Taehyung haklı. Birlikte kalmamız gerekiyordu. Burada yaşayan cadılar da var. Her an neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz."
Alıngan bir şekilde alçak ses tonuyla söylemişti.
Endişesini anlayabiliyordum. Eğer ben yokken bu odaya cadılar saldırsaydı kaç tanesiyle başa çıkabilirdi ki? Maksimum 15 tanesiyle ki bu bile buradayken çok zordu. Savaşmak için yeterli alan yoktu.
Yine de Taehyung'un o adamla gitmesine hiçbir şekilde gerek yoktu. Bu durumda tüm suçu tek başıma yüklenmeyi kesinlikle reddediyordum.
"Burada insanların içinde saldıracaklarını sanmıyorum. Herkes işini halletti. Adresi aldıysan birkaç saate çıkalım işimizi halledelim ve yarın dönelim. Daha fazla uzatmaya gerek yok."
"Bir saat içinde hazır olun o halde." Dedi Taehyung.
...
"Mia'nın durumu nasılmış?" Diye sordum şoföre.
"Stabil. Hâlâ uyanmamış."
"Nerede kalıyor şuan?"
"Bir doktor ve hizmetlilerle kendi aile evlerinde."
"O çocuktan haber var mı?"
"Yok efendim. Ancak bulunduğunda da Bay Swexy onu öldüreceğini net bir şekilde söyledi."
"Mia'dan habersiz yapmasını tavsiye ediyorum. Yoksa rahat durmaz."
"Bunu Bay Swexy'e ileteceğim."
Araba durduğunda kapıyı açarak hepimiz aynı anda indik. Saat gece 3'e geliyordu.
Evde bir kutlama vardı. Parti tarzında değil de daha modern ve sakin bir ortamdı. Zaten en genci 35 yaşında olan adamların deli gibi dans edip içki içecek halleri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Taekook
FantasyElit ailelerinin en güçlü soylarından gelen Taehyung Sparks ve Jungkook Solaron anlaşamıyorlardı.