29

10.2K 1K 569
                                    

Bu bölümde ufak bir smut bulunuyor. Nokta koyduğum yerden sonra okumayı bırakabilirsiniz. Ancak diğer  noktalarda mutlaka okumaya başlayın çünkü çok  önemli bir olay gerçekleşiyor.

Önceki bölümde çok merak ettiniz diye saldım bu bölümü bugün.

Keyifli okumalar🥂

Kim Taehyung Sparks

Jungkook'u yatağa yatırırken kesinlikle ellerimin titreme sebebi korku ve sinirdi. Gömleğinin düğmelerini hızlıca açarken iyileşmeyen yarasına baktım. Damarları siyah bir renkte belirginleşmişti. Enerjisi onu iyileştiremiyordu.

Jungkook'un başına neden sürekli bir şeyler geliyordu anlayamıyordum. Yanımdan yalnızca iki dakika ayrılmıştı. Bu iki dakika da tüm kötü şeyleri kendine çekiyordu.

Annemin yapmamış olmasını diledim. Yavaşlayan kalp atışları beni panikletirken enerjimin asla işe yaramıyor olması gözlerimin korkuyla dolmasını sağlarken alt dudağımı dişlerim arasına aldım.

"Jungkook." Diye mırıldandım.

"Bebeğim yardım etmen gerek. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Jungkook, lütfen."

Daha cok kitap okumuş olmayı diledim. Lanetli bir nesneyle yaralanmış sevgilimi iyileştirmek için bir şeyler bilmeyi diledim.

"Seni duyamaz. Ruhu, şeytana ait olan kötü bir ruhla savaşıyor. Kaybediyor gibi gözüküyor."

Arkamı dönerek yarı tanrıya baktığımda gözlerimden yaşlar akıp çeneme doğru o kadar hızlı yol almıştı ki hayatımda daha önce hiç bu kadar hızlı ağladığıma şahit olmamıştım. Ağlayacak bir şeyim bile yoktu. Mutlu biri sayılabilirdim.

"Biliyorsundur. Çözüm yolunu söylemelisin."

"Açıkçası gerçekten bilmiyorum. Ancak gerçekten sevgilini iyileştirecek kadar güçlü değil misin Taehyung? Yoksa onun gerçekten yaşamasını istemiyor musun?" Diye sordu kafasını yana yatırarak alayla bakarken.

"Denedim."

"Yeterli derecede değil. Jungkook olsaydı benim yüzüme bile bakmadan seni yaşatmak için çabalıyor olurdu. Taehyung kabul edelim Jungkook gibi biri için fazla yetersizsin."

Yetersiz. Onu koruyamamıştım. Muhtemelen bu halde olmasının sebebi bile ailem yüzündenken ben onu aileme karşı bile koruyamamıştım. Halbuki o babasının bana dokunmasına izin bile vermemişti.

Yetersizdim. Ciddiye alınmıyordum. Ailem beni ciddiye almamıştı. Sevgilimi daha onlardan bile koruyamıyordum. Hayatında olmasam daha güvenli bir halde olabilirdi.

Elimin üzerine buz gibi eli konduğunda hızlıca önüme dönmüştüm.

"Asla soğukkanlı olamıyorsun değil mi?" Diye sordu gülümseyerek.

Yaralı olan oydu ancak nasıl uyandığını bile bilmediğim halde beni yatıştırmaya çalışması deliceydi.

"O değil Taehyung. Ruh bedenini ele geçiriyor. Eğer tamamen kontrolü kaybederse neler olacağını biliyorsun değil mi? Jungkook'a karşı savaşmazsın. Kendini ona karşı da koruyamazsın."

Jungkook kontrolü tamamen kaybetmezdi. Jungkook kontrol etmekle kafayı bozmuş biri olarak kendi bedeninin kontrolünü öylesine bir ruha bırakmazdı.

Ne yapacağımı o kadar bilmiyordum ki şu saniyelerde aklımı kaçıracak gibi hissediyordum. Her şey birbirine girmiş gibiydi. Midem de keskin bir yanma hissediyordum. Başım dönüyordu. Söz konusu Jungkook olduğunda sakin kalamıyordum.

Magicians ~TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin