11.Bölüm

1K 74 0
                                    

Tamam der gibi başımı salladım, ve yemek odasına gittik, gözlerim kamaştı adeta bu ne, uffff. Şu an içimde mideme karşı büyük bir savaştayım. Ben kapıda dikilip onlara bakarken onlar çoktan yerleşmişlerdi bile, Fenrys masanın başında, Teresa onun sağ tarafında, Rowan ise sol tarafında oturmuştu, Rowan ın arkası bana dönüktü. "Gel, otur" dedi Fenrys, eliyle masanın diğer ucunu göstererek. "A ben gerçekten aç değilim" dedim salakça, neden böyle birşey söylemiştim ki. Offf şu an kendime tokat atmak istiyordum, buraya geldiğimden beri iyice salaklaşmışım.

"Meridia, gelip otururmusun" dedi Teresa, kızgın bir ifadeyle, bu kıza ne oldu böyle, neden bana böyle davranmaya başladı. "Korkma seni yemicez, burda nefis yemekler varken, seni yiyeceğimizimi düşünüyorsun?" Dedi Rowan, hepsi aynı anda sırıttı, bunlara gerçekten sinir olmaya başladım. "Neden, neden bana böyle davranıyorsunuz?" dedim, "nasıl davranıyoruz?" Dedi Fenrys, "ailemi doyurmak için geyik avlıyorum, ve böyle tesadüfe ben... o geyik senin geyiğin çıkıyor, beni buraya getiriyorsun benim dövüş sanatlarında iyi olduğumu görüncede, beni test ediyorsun, sonra kendin ders vermeye başlıyorsun. Sonrada evine getiriyorsun, ve yemek masasına davet ediyorsun, bu sencede saçma değilmi" dedim, Ah gerçekten rahatladım, "ve son olarakta peşimde türlü türlü canavarlar var. Buda ayrı bir dert" dedim, yürekmi yemiştim,evet ben herzaman yürek yerim hıh.

Ama böyle birşeyde var bu Fenrys olacak bay canavar beni tek bir tırnağıyla parça pirçik edebilirdi. Ediyorsa etsin be, bu saatten sonra yaşamamın bir anlamı yok ki, yeminimi yerine getirememiştim. Bu da içimde yeri ayrı olan bir burukluğa sebep oluyordu. "Biz misafirlerimize iyi davranırız" dedi Fenrys sırıtarak, "hatırlatırım ben misafir değil zorla burada tutulan bir tutsağım" dedim sinirle, "Oh-ho-ho-how demek tutsak" dedi Fenrys. "Neden böyle birden patladın peki, bunu bize söylermisin" dedi Rowan, "aslında bunları buraya geldiğim ilk günden beri söylemek istiyordum, ama yeterli sebepler yoktu" dedim alaycı bir şekilde, "bay canavarın beni buraya zorla getirmesi bile büyük bir sebep gerçi ama" dedim mırıldanarak, duymamışlardır diye düşünüyorum.

"Evet benim seni zorla buraya getirmem bile büyük bir sebepti ama" dedi başını bana çevirerek, oha duymuştu, "ben gitmek istiyorum" dedim, "küçük bir çocuk gibi söylenmeyi kes ve gel yemeğini ye" dedi Fenrys, kapıyı açtım ve gittim, odama çıktım, ve kapıyı kilitledim.

Pencereyi açıp derin ve temiz bir nefes aldım, biraz gözüm kapalı öyle ce durduktan sonra bi ses duydum "Meridia" bi fısıltı duydum "Meridia...Meridia" yine fısıltı duyuyordum, aşağı baktığımda kimse yoktu, çalıların arkasından bir ses geldi, gözüm oraya kaydı hala orda kim var göremiyordum, "kim var orda?" Dedim, "Meri" ablamdan başka kimse bana Meri demezdi, bu ablamın sesine benziyordu, siyah pelerinli birini gördüm, kapşonuda başındaydı, ablam benim için burayamı gelmişti. Hemen aşağı inmeliyim, eski kıyafetlerimin cebinde 3 tane saç çubuğunun olduğunu hatırladım. Bi insanı delip geçe bilecek kadar sivri ve geçici süreliğine felç edebilecek bir sıvısı var, ve bu saç çubuğu canlının derisine girmeyene kadar sıvıyı bırakmıyor. annem eskiden bunlardan kendimizi korumamız için birsürü yapardı, o öldüğünden bu yana sadece 3 tane kaldı onları da yanımda unutmuşum keşke ablamalara bıraksaydım, onlarıda aldım elime ne olur ne olmaz diye, bi tanesini saçıma doladım diğerlerinide, dolaptan çıkardığım pelerinin cebine koydum, evet gitmeye hazırım.

Yavaşça kapıyı açtım ve parmak uçlarımda hızla yürümeye başladım. Sonunda dışarı çıkabilmiştim, ablam çıkış kapısının yanındaydı ama buraya nasıl gelebilmişti, bunu kendisine sorarım, yavaşça yanına gitmek için ilerledim, "Hadi, Meri az kaldı" dedi elini uzatarak, yüzünü tam olarak görmüyordum ama dudağını görebiliyordum, dilini hızla dışarı çıkartıp geri içeri soktu, bu hareket hiç ablama göre değildir, ablam böyle şeylerden tiksinen biridir, b-bu bir tuzaktı, bu ablam değildi. Şüphe çekmeden elimi saçıma götürdüm "napiyorsun Meri acele et" dedi yaratık, "bi dakika abla saçıma birşey girdi" dedim şüphe çekmeden, yavaşça çubuğu tuttum, aramızda 2-3 metre kadar mesafe vardı, "sırasımı onun Meri?" Dedi endişeyle ve korkarak, "tamam geliyorum" tam çubuğu tutup çektim ki, Fenrys bağırdı, "Meridia o bi tuzak" dedi, o daha cümlesini bitirmeden ben çubuğu saçımdan çıkarıp fırlattım. Tam karnına isabet ettirecektim ama o toz olup gitti.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen" dedim bağırarak, "sence, kendine gel. Burası senin kasabana benzemez, burda birsürü yaratık var, ve az önce onlardan biri seni götürmeye çalışıyordu, hem o fırlattığın şey neydi öyle?" Dedi Fenrys. "Biliyorum" dedim, "o seni-dur ne?" Dedi şaşırarak, "onun ablam olmadığını dilini çıkarmasıyla, anlamıştım zaten, fırlattığım şey se, saç çubuğuydu" dedim, "peki koşarak eve gelmek yerine orada ne diye onu oyalıyordun?" dedi bağırarak, "bana bağırma!, o çubuk bi insana bıçak gibi saplana bilecek vaziyette, ve geçici bi süreliğine felce sebep oluyor. Onu yakalayıp bilgi almaya çalışacaktım" dedim, "ne sen delirdinmi, bu nekadar tehlikeli biliyormusun, hem onlar toz haline geçip uçabiliyorlar, yani onu vurman mümkün değildi" dedi, "evet mümkündü, benden şüphelenmemesini sağlamıştım, tabi eğer sen bağırmasaydın, ve o neydi?" dedim "o bir haşiy di ve seni götürüp güzel bir ziyafet çekeceklerdi" dedi sırıtarak, " keşke bilseydimde, onu yakalamaya çalışmasaydım" dedim ve arkamı dönüp ilerledim, "nereye gidiyorsun? Orası ev değil" dedi bağırarak, "biliyorum, çubuğumu alacağım" dedim onun gibi bağırarak.

"Sen gel ben alırım" dedi, "merak etme kaçmam" dedim. "Bu karanlıkta nasıl bulacaksın onu?"Dedi, ve yanıma geldi, aramaya başladı, "buldum" dedim, ve hemen ardımdan oda "buldum" dedi. Aynı anda bulmuştuk, kalkarken kafamız birbirine çarpıştı, "ağhh" dedim gözüm kapatarak, başımı sıvazladım, oda başını sıvazladı, "Hadi gidelim" dedi, ama hala ikimizde çubuğu tutuyorduk, ben çekiştirince Fenrys hemen bıraktı, içeri girene kadar hiç konuşmadık, ben yukarı odama doğru çıkarken sessizliği o bozdu, "ş-şey aç olmalısın" dedi, "evet açım ama birşey yemek istemiyorum" dedim sinirli bir şekilde, aslına bakılırsa ben hep böyleydim burdada böyleyim, önüme dönüp, odama çıktım kapıyı kilitleyip, pencereyi kapattım bu gün yaşadığım şeyden sonra hiçkimseye güvenemem. Bi daha asla, dolaba bakındım, eşofman vardı, hemen onu giyip kendimi yatağa attım uyumaya çalıştım...

Bu günlük bu kadar canlarım, kendinize iyi bakın!! :) ♡

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin