21. Bölüm

648 51 11
                                    

Tamam özür dilerim, size haber vermem gerekiyordu" dedi Fenrys, "tamam, tamam, uzatma, ROWAN GEL BURAYA MERİDİA UYANMIŞ" dedi, Ah Rowan Ah, senin yüzünden az daha ölecektim, ama keşke olsaydı. Biraz durduktan sonrada Rowan geldi, beni gördüğü an, Fenrys in önüne geçip elimi tuttu, ""Ah Meridia, özür dilerim, gerçekten özür dilerim, bunun olmasını istememiştim" Fenrys'e baktım, onu yiyecekmiş gibi bakıyordu, Fenrys ve Rowan ın arasını bozulmasını istemiyordum, "Ah, sen ne diyorsun Rowan?" "Seni asla or-" elini sıktığımda lafı yarıda kalmıştı, dişlerimin arasından konuştum, "ne diyorsun sen, ben iyim, sen çokmu endişelendin, kıyamam ben şana" "Ah abartma dostum" dedi gülerek, Fenrys e baktım, gözü elimizdeydi.

Neden o kadar sert bakıyordu ki, "neyse benim işim var, iyi olmana çok sevindim küçük Alfa" dedi başımı okşayarak, Fenrys gerçekten kızmış gibiydi, "Aisşh bizi ne kadar korkuttuğunun farkındamısın sen" "inan, bunu bende istemezdim" "Aslında iyi oldu, böyle, en azından artık Fenrys in en endişelendiğinde ne tepki vereceğini görmüş olduk " dedi gülerek, bende güldüm derken karnıma sanki birşey saplandı gibi oldu, ve öksürdüm, Fenrys hemen başımı kaldırarak su içirdi, su içirmesi yersizdi ama çok iyi geldi. "Teresa, Rowan ı yalnız bırakma, ben ilgileniyorum" "tamam ben gidiyorum, iyi bak Alfamıza" dedi sırıtarak, cidden sadece alfa olduğum içinmi, bana böyle davranıyorlardı. "Birşey sorucam" "tabi, dinliyorum" "cidden söylesene, Alfa olduğum içinmi bu kadar endişeleniyorsunuz?" "Hayır tabiyki de, sen artık bizden birisin" "hayır ne bileyim, her an Alfa diyip duruyorsunuz da" "Ah Meri öyle düşünme, seni seviyor-uzz, sen arkadaşımızsın" "Anlıyorum, arkadaşınızım" dedim kısık bir sesle.

"Tamam, ilaçlarınıda iç" ya bu hep böyle sert gözükmek zorundamıydı?, sanki hayatında hiç gülmemiş gibi.

İlacımı kendi elleriyle içirdi, her yerim zonklamaya başladı birden, "ben uyumak istiyorum" Ona arkamı dönüp cenim pozisyonuna girdim, "ve sende, benimle uğraşıp kendini yorma, zaten yeterince size yük oluyorum" "neden birden bire böyle davranmaya başladın?" Bende bilmiyorum, neden birden böyle yüzüm düştü? "Uyumak istiyorum" "am-, tamam uyu" dedi üstümü örterek, üstümü örttüğünde fark ettim, ben en son kanlı kıyafetlerle revir odasındaydım, ne ara buraya geldim ve ne ara üstümü değiştirdim?, galiba bunları düşünmenin zamanı değildi, çünkü damarlarımda zonklamaları hissediyorum. Canım çok yanıyordu, yüzümü istemeden ekşiltip, kollarımı daha çok kendime dolamaya başlıyordum, Fenrys in hâla arkamdan durup beni izlediğini farkındaydım, zaten o yüzden ses çıkartmak istemiyordum ya.

Fenrys in ağzından
Meridia çok tuhaf davranmaya başladı, ve acı çekiyormuş gibi bir hali var dı, acaba gerçekten acımı çekiyordu, onu her saniye izlemem gerekiyor, Dora vücudunda zehir olduğunu söylemişti, ve zehiri hala çıkarmamış.

Aynanın önündeki koltuğu tek bir hamleyle aldım, oturup onu izlemeye başladım, biran dün aklıma geldi, gittiğimde, küçük su kemerinin yanında boş boğaz yazıyordu, dümdüz ilerledim, ilk okunu Sryi yi kurtarmak için fırlatmıştı, kendini kurtarmak için değil, eğer oku kendini kurtarmak için atsaydı, yaratıklar Sryi ile ilgilenirlerdi, ama bunu bile bile yapmamıştı, gittiğimde 6 yaratıktan sadece 2 tane kalmıştı, hepsini tek tek inceledim, hepsi tek bir hamle ile öldürülmüşlerdi, ve hepsini tek tek Meridia öldürmüştü, bu gerçekten inanılmazdı, ama anlamadığım birşey vardı, meridyanın son öldürdüğü, balta yaratığa aitti, onu nasıl alabilmişti. Acaba güçlerini kullanmış olabilirmi? İyileşince bunu kendisine sorarım.

Gidip kendime bir kitap alayım en iyisi...
Evet kütüphane fazla büyük olduğu için seçmem zor oldu, ama yarısını okuduğum için fazla zorlanmadım, kitap güzel gibiydi, adıı (BLİND WARRİOR) okumaya başladım.

...

Kitabı bitirmek üzereydim, o sırada Meridia mırıldanmaya başladı, canı çok yanıyordu herhalde, off onu böyle görmeye dayanamıyorum, ne yapmalıyım, biraz durduktan sonra Meridia boğuluyormuş gibi sesler çıkartmaya başladı, hemen yanına koştum, ağzından yavaş yavaş siyah köpük çıkmaya başladı, hemen Luc u çağırdım. "Luc Dora yı ara çabuk!". Dora geldi, "Dora ona ne oluyor?"  "Çıkın dışarı, hemen!"  Ben çıkmayınca Luc beni çıkardı, aradan yaklaşık 1 saat geçti, ve Dora kapıyı açtı, hemen yanına koştum, "Lordum o-oda kim böyle?" "Nasıl?"  "İnanın bana ben bu zamana kadar hiç böyle birşey görmemiştim, zehiri kendi başına çıkarttı, o siyah köpük zehirdi, kendini zinde tutarak ve zorlayarak zehiri silmiş, o-o gerçekten çok ama çok güçlü"  "nasıl kendi başına çıkartmış?"  "Çıkartmış işte bir şekilde" "evet o çok güçlü" kapı aralıklıydı, aradan ona baktım uyuyordu, "büyüleyici güzellikte, büyüleyici güçlülük, büyüleyici bir kalp"  "efendim?"  "Ha-? Yani evet büyüleyici bir şey bu nasıl tek başına çıkartabilir?"  "Ben gidiyim artık, evet zehir çıktı diye tehlike bitti demeyin, yaraları hala derin ve acı, aynı ilgiyi kesintisiz devam edin"  "tamam" Dora gitti.

Hemen onun yanına gittim, "evet ufaklık güçlü olduğunu her an bana kanıtlıyorsun, normal bir insanda olsan bunu kanıtlardın, çünkü güçlü olmak senin doğanda var, ve sırf benim ve Rowan ın arası bozulmasın diye Rowan a konuşmak için fırsat vermediğini de biliyorum, sen nasıl birisin böyle?" Elini tuttum "çabuk iyileş ufaklık senin tekrar huysuz lanmanı sabırsızlıkla bekliyorum"...

Yinemi uyuya kalmışım, saat akşam 02:17 idi, Meridia hala uyuyordu, su şişesine baktım, boştu, gidip su getireyim. Mutfağa inip su aldım, tam o sırada Meridia nın odasından bi gürültü duydum. Hemen koşarak odaya çıktım, kapıyı açtığımda pencere açıktı ve perde şiddetle süzülüyordu, Meridia ya baktım siper almış bir şekilde bekliyordu. Beni görünce yataktan inip yanıma sendeleyerek geldi, tam düşecekti onu tuttum. "Ne oldu burada?"  "Şey bilmiyorum, gözlerimi açtığımda simsiyah birşey önümde duruyordu, pencere açıktı, sonrada sen geldin, siyah şeyde kaybolup gitti" sesi titriyordu "korktun sanırım, sesin titriyor"  "korkmadım, bıktım" dediği an duraksadım, benden, bizden saldırılardan bıkmıştı.

onu evine gönderemezdim, onu görenler oldu, insanların tarafına gidip onu ve tüm insanları öldürürler. "Herşeyden, herkesten bıktım, yoruldum, ölmek istiyorum" dedi ve elimdeki bardağı aldı, nasıl yaptı bilmiyorum ama avucu içinde paramparça etti ve kendine sapladı "Meridia naptın sen!" Kollarıma düşerken, öylece bana bakıyordu, ve gülümsüyordu, ben dona kalmıştım, Rowan gelip beni dürttü, "Fenrys, Meridia ya ne oldu" sesler çok uzaktan geliyordu, "Dora gel!" Dora bana baktı, Rowan gelip kollarımın arasından Meridia yı kucağına alıp yatağa yatırdı, "çıkarın onu!" Dedi dora, tam olarak duyamıyordum, Meridia nın o gülüşü, o halini görünce annem, annemi gördüm, o güne geri gitmiştim, mızrak karnında öylece kollarımda gülerek bana bakıyordu, sonra gözlerini kapattı, Rowan kollarımdan tutarak beni dışarı çıkarttı.

Yazarın ağzından:

Rowan Fenrys i kollarından tutarak odadan çıkarttı, Fenrys Meridia nın o halini görünce 14 yaşındayken yaşadığı tranva  saniye saniyesine gözünün önünden geçti, Rowan Fenrys i braktığında, Fenrys öylece kanlı ellerine bakarak yerde oturuyordu, aradan 1:30 saat geçtikten sonra, Dora odadan çıktı, "kalbi durmuştu" dedi donuk bir sesle.

Bölüm nasıldı?

Lütfen oy vermeden geçmeyin, bunları ne emekle yazıyorum bir bilseniz...

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin