32. Bölüm

360 27 0
                                    

Bu gerçekten mükemmel bir duyguydu.

Akşam olmak üzereydi herkes eğlenip, gülüp, dans ediyordu. Fenrys nerede bilmiyordum bile, o beni aramıyorsa bende onu aramam.

Oturmaktan karıncalanıyordum adeta, biraz ayağa kalkıp gezindim, birden biri kolumu çekti, başımı kaldırdığımda iki tane yabancı karşımda duruyordu, "siz ne yapıyorsunuz?" Dedim, "bak güzelim, bu partide senden daha güzel kimse yok, bizimle takılan kimsede yok" "eee" dedim kollarımı kavuşturarak.

"E si bizimle takılacaksın ki diğer kızlar bizi önemli zannetsin, yani seni daha önce hiç görmemiştim, daha doğrusu hayatımda hiç bu kadar güzel bir kadın görmedim" "bakın çocuklar, üzgünüm ama yapamam, o yüzden ben gidiyorum" arkamı döndüm gidecekken, arkadaki yabancı kolumdan tutup beni çevirdi, "sana fikrini soran olmadı, sadece bizimle biraz takılacaksın" kolumu hızla çektim.

"Hayır dedim, bakın beni zorlamayın canınızı yakmak istemiyorum" "öylemi küçük hanım" dedi, ikisi birden üzerime yürümeye başladılar, Fenrys geç gelenler olacak demişti beni tanımıyor olabilirler. Arkaya doğru adım attığımda birine çarptım, "bi sorunmu var?" Dedi arkamdaki kişi, bu Fenrys in sesiydi, yabancılar sesleri titreyerek cevap verdi, "h-ha-hayır L-lordum" "iyi güzel o zaman" Fenrys kolunu belime sardığında istemeden irkildim, "Ah bende seni arıyordum Meridia, insanlar Melez Alfa yla konuşmak istiyor" dedi gülümseyerek.

Arkamıza dönüp yürümeye başladık, arkadan fısıltılar duymaya başladım, "inanmıyorum bu kız o mu?" "Ah, gerizekalı senin yüzünden yaptığımız saygısızlığa bak" dediler, istemeden gülümsemiştim.

Halkın içine girdiğimizde Fenrys in elinin hala belimde olduğunu fark ettim, kendimi geri çektim.

"Bir sorunmu var?" "Şey hayır" dedim, "buna alışmalısın ufaklığım, yakında halk bizi birlikte görecek" "niye son günlerde hep şifreli konuşuyorsun, ve bazen durduk yere bana sert davranıyorsun" "bak sert davranmak benim elimde olmayan bir şey, özür dilerim" "tamam" dedim.

Gece bitmişti evin önüne gelmiştik, o kadar yorgundum ki yürüyecek halim bile yoktu, atlardan indik, merdivenlere çıkmaya başladık, birden ayağım takıldı tam düşecekken Skeyri elini belime sararak düşmemi engelledi "Ah teşekkür ederim Skeyri, yine beni kurtardın" "Ah sorun değil, her zaman" dedi sırıtarak, Fenrys'e istemeden gözüm kaydı, neden bizi yiyecekmiş gibi bakıyordu?

Neyse şu an hiç düşünecek halim yok, odama gidip yatağa attım gözlerimi kapattım...

Gözlerimi açtığımda sim siyah ve kocaman bir şey önümde duruyordu, bu-bu annemi rüyamda alıp götüren gölgeydi.

"S-sende kimsin?" Dedim, "beni annen gönderdi, ben annenin en sadık yaveriydim" yavermi?, annemin yaverimi varmış, Ah tabi prenses olunca.

"P-peki ne için buradasın?" "Annen sana bir takım şeyler anlatmam için beni gönderdi" "Ne anlatacaksın?" "Fenrys in annesinin geyiği, bilerek o ormana gelmişti, Fenrys in annesi onu göndermişti, geyik senin ve Fenrys in bir araya gelmesi için ölümü göz ardı etti"

"Şey, Fenrys in annesi beni nereden tanıyor?" Dedim, "Fenrys in annesi, Clara ve senin annen en yakın arkadaşlardı, hatta arkadaştanda öte kardeş gibilerdi, annen babanla kaçarken bile iletişim halindelerdi, sonra bir gün Clara annenden haber almamaya başladı, ölüm haberi gelince 1 hafta boyunca yemeden içmeden kesilmişti.

2 yıl sonra zaten onlarda zalimce katledildi, şu an yanyanalar, mutlu ve huzurlular, annenler seninle gurur duyuyorlar, ve son bir şey annen hep Fenrys in yanında kalmanı, onun seni her an koruyacağını ve seni herşeyden çok sevdiğini söylememi istedi" dedi, "o-onlar yaşıyormu?" "Fiziksel olarak hayır, ama öbür dünya denilen bir şey var, ruhen yaşıyorlar" dedi ve duman olup gitti.

Gözlerimi açtığımda ter içinde kalmıştım, kalkıp bir bardak su içtim, güneş daha doğmamıştı.

Fenrys in kapısının önüne gittim, kapı kolunu sessizce çevirip içeri girdim, Fenrys in yanına yaklaştım, masumca uyuyordu, aynı yeni doğmuş masum bem beyaz, günahsız, temiz bir sayfa gibi olan bebek gibi görünüyordu.

Gerçekten beni seviyormuydu? Gerçekten bana değer veriyormuydu? Bu soruların cevabını ne zaman alacağım? bilmiyorum, koltuğu altıma çekip onu izlemeye başladım...

Gözlerimi açtığımda Fenrys oturmuş dibimde duruyordu, yeni uyanmıştı, "günaydın" dedim, "günaydın, şey gerçekten beni şaşırtıyorsun" "nasıl yani?" Dedim, "bu tip şeyleri genelde ben yaparım" "ama son günlerde yapmıyorsun" gözlerini kaçırdı, başımı baktığı yere doğru eydim "birşeymi yaptım?" "Hayır, yapma şunu" "neyi?" "Boşver" "neden böyle yapıyorsun?" Dedim "bu aralar Skeyri yle fazla yakınsınız bakıyorum" elimi alnıma vurdum, "Ah sen ciddimisin? Bunun için sadece bunun içinmi benimle öyle sitemli konuşuyorsun?" "Sitemli konuşmuyordum bir kere" "eminmisin?" "Uğraşamam" dedi ayağa kalktı, "bak Skeyri benim kardeşim gibidir, onu çok sevdim, ama sadece abi olarak, yani yanlış anlamanı gerektirecek bir şey yok"

"Ama o senle ilgili böyle düşünmüyor" "Ne? Nasıl yani?" "senden hoşlanıyor" "b-bunu nerden biliyorsun?" "Fazla dışa vuruyor" dedi. "Şey onu bunu bırak sana anlatmam gereken şeyler var" dediğimde bana baktı, "Ne gibi şeyler?" "Rüyamda annemi alıp götüren gölgeyi gördüm" dedim, "eee sonra?" Dedi.

Ona olan biten her şeyi anlattım, "daha sonra son bir şey dedi, annen hep Fenrys in yanında kalmanı, onun seni her an koruyacağını ve seni herşeyden çok-" "herşeyden çok?" "S-se-sevdiğini söylemesini söylemiş" "neden duraksadın" "annemin bu kelimeyi neden söylediğini bilmiyorum" "neden senin için bir sıkıntımı var?" Ona baktım, dur bunun tişört ü üzerinde değildi "önce üzerine bir şeyler giyin" dedim, havlusunu omzuna atarak "duşa gireceğim" dedi, birşey söylemedim.

"Ne diye bekliyorsun? Sendemi benimle geleceksin?"  "Ne?hayır" dedim usulca kapıyı açıp odadan dışarı çıktım, bende bir duş alsam iyi olacak.

Duş aldım, kıyafetlerimi giyip saçlarımı taradım ve aşağı indim, herkes kahvaltıya inmişti.

Bende yerime geçip oturdum, "günaydın" dedim herkese bakarak, "günaydın" dediler, Fenrys pek içten söylememişti. "Kahvaltıyı yaptıktan sonra bahçeye çıkıp biraz gezindim

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin