Ensemde bir sıcaklık hissettim bu birisinin nefesiydi, arkamı dönmek istiyordum ama dönemiyorum, "hey Meridia orada öyle dikilecekmisin yoksa gelmeyi düşünüyormusun" dedi Luc bağırarak. Luc seslenince ensemdeki nefesi hissetmemeye başladım, Fenrys'e söylemelimydim.
Eve doğru yürümeye başladım, yemek masasına oturdum.
Elimdeki çatalla tabağımdaki yemekle oynamaya başladım, beni kilitleyen şey neydi öyle?, bunu Fenrys'e söylemelimydim?, acaba onu çok mu yoruyorum?, of gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum, yemeğimi yedikten sonra odaya çıktım. Pencerenin yanındaki koltuğa oturup dışarı baktım. Artık nefes alamıyorum, sanki biri boğazımı tutuyormuş gibi hissediyorum, buraya geldiğimden beri başıma gelmeyen kalmadı, çok doluyum, patlamak istiyorum. Eskiden canım bir şeye sıkkınken annem o an gelip bana sarılır beni teselli ederdi, kasabadayken de bazen annemi ve babamı özlerdim ablam gelip bana sarılırdı. Şimdi o da yok, kendimi çok yalnız hissediyorum.Burada hapis teymişim gibi hissediyorum, bu ben ölene kadar sürecekmiydi? Evet bazen Fenrys beni alıp gizli yerlerine götürürdü ama o olmadığı zaman yapacak hiçbirşey bulamıyordum, zaten artık pek bir şey yapasım gelmiyor, yatağa uzanıp uyumaya çalışıcam, belki ben uyandığımda Fenrys burada olur.
...
Kapı çaldı, hemen gözlerimi açtım. "Gir" dedim gözlerimi sıvazlayarak, "Meridia, lord Fenrys ve diğerleri geldiler, seni yemeğe çağırıyorlar" "tamam geliyorum"
Hayret bu kez rüya görmedim, elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim, yemek odasına gittim, yerime geçip oturdum, "merhaba Meridia, günün nasıl geçti" dedi Fenrys, başımı tabağıma gömüp tabağımda kilerle oynamaya başladım, "sıkıcı" dedim mırıldanarak, çatalımı kestiğim but parçasına batırıp ağzıma attım, "Neden biz olmayınca canınmı sıkılıyor?" Dedi Rowan, "bizi özlüyormusun yoksa?" dedi Teresa, birbirine bakıp sırıttılar, "bizim seninle uğraşmamız hoşunamı gidiyor?" Dedi Teresa, "hey kesin şunu" dedi Fenrys, başımı kaldırdım, "evet burada yalnızken canım sıkılıyor, gerçi yalnızlığa fazlasıyla alışık biriyim, ama sizin gürültünüze alıştım artık, ikiniz olmayınca sessizlik basıyor evi" dedim sırıtarak, "ne demeye çalışıyorsun" dedi Rowan, "fazla boş yapıyorsun" dedim, yeterince doluydum, onlarda benimle uğraşınca kendimi tutamadım, "hey! İki günlük bir insan bize böyle hakaret edemez" dedi Teresa, "evet ben sadece iki günlük bir insanım, ama siz sürekli benim hakkımda boş boğazlık ettiğiniz için sessiz durmamak elde değil" dedim, "şimd-" dedi Rowan, bağırarak "kesin artık şunu" dedi Fenrys "yemek yiyoruz değilmi" dedi Fenrys, "Dur bir dakika, lafını ben bitireyim Rowan, şimdi gösteririm sana, böyleydi değilmi, bi ara göstermeni isterim" dedim masadan kalkarak, ilerledim arkamı döndüm, Fenrys'e baktım, "özür dilerim ağız tadıyla yemek yemene izin vermedik" dedim ve önüme döndüm, ağlamak üzereydim.
Uzun zamandır böyle ağlamak istememiştim, dışarı çıkıp arka bahçeye gittim, hava kararmıştı, temiz havayı içime çektim, sırtımı duvara dayayıp oturdum, neden bunlar hep benim başıma geliyor, neden hep zorluklarla karşılaşan kişi ben oluyorum.
Artık gücüm kalmamıştı, dayanamıyorum. Dizlerimi kendime çekip kollarımı sardım, başımı eydim...
Aradan 10-15 dakika keçtikten sonra Fenrys in sesini duydum,"bizimkiler böyle işte" dedi, başımı kaldırdım sağıma baktığımda kimse yoktu sol tarafa baktım, yanımda oturmuştu, "yeni kişilere alışmaları uzun sürüyor" dedi, biraz bekledikten sonra bana döndü, "onlar adına senden özür diliyorum" "sorun değil, benimde sessiz kaldığım söylenemez" "iyi görünmüyorsun, yemek odasına geldiğinden beri" "neyin var?" Dedi Fenrys.
başımı çevirip gök yüzüne baktım, "boğuluyorum, kendimi iyi hissetmiyorum" dedim, "ben yokken bir şey mi oldu?" "Aslında evet, ahıra Darya nın yanına gitmiştim, orada bir süre durduktan sonra Luc geldi, yemeğe çağırdı, o önden gitti, bende arkasından gittim, ahırdan çıktım, bi kikirdeme sesi geldi, iki kişi gibilerdi, arkamı döndüm, hiçkimse yoktu tekrar önüme döndüm, tam adım atacakken birinin nefesini ensemde hissettim, kıpırdayamıyordum, sonra Luc seslendi ensemdeki nefesi hissetmemeye başladım, öyle işte" "hım" dedi Fenrys "sence onlar ne olabilirler?" "Triz kardeşler" "Ne kardeşler?" "Triz kardeşler, merak etme onlar kimseye zarar vermezler, sadece eğlence peşindeler, görünmez olabiliyorlar, dokundukları şeyleride görünmez yapabiliyorlar" "burada, zarar vermeyen periler varmıydı?" Fenrys güldü, "evet var, ama kızınca ne yapacakları belli olmaz" "şaşırmadım" dedim.
"Tepkisizsin" dedi, "kendimi iyi hissetmiyorum" dedim, "geldiğimden beri seni çok yoruyorum" dedim "onuda nereden çıkarttın öyle" "bilmem öyle hissediyorum" "öyle birşey yok, şimdi anlat bakayım ne için sıkkınsın?" "Boğuluyorum sanki, canım yanıyor, bu aralar annemi ve babamı çok özlüyorum, buraya geldiğimden beri başıma gelmeyen kalmadı ve galiba hâla devam ediyor, kendimi çok yalnız hissediyorum" dedim, "yalnız değilsin" dedi, "annem sık sık rüyama geliyor, ve onun sesini duyuyorum, ama ona dokunamıyorum bile, eskiden canım sıkkınken annem bana sarılıp beni teselli ederdi, kasabadayken bazen annemi ve babamı özlerdim ablam gelip aynı şeyi yapardı, şimdi ikiside yok, ben asla mutlu olamicam" dedim başımı eğip sessizce ağladım, "hey, yapma ama" dedi.
Biraz durduktan sonra sırtımda bir el hissettim, Fenrys bana sarıldı, "biliyormusun, annem öldüğünde bana asla yıkılma demişti" dedi sesi titreyerek, "Bende öyle yapmaya çalışıyorum" dedi, "ama belliki senin boşalmaya ihtiyacın var" "ağla Meri, ağla, içini boşalt" kollarımı beline sararak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, bu anın hiç bitmemesini diliyorum, keşke zaman şimdi dursaydı, kendimi çok huzurlu hissediyorum, yalnız olmadığımı hissediyorum.
Fenrys' in ağzından
Meridia yı anlayabiliyorum, bana sarılınca çok tuhaf hissettim, keşke zaman dursaydı, keşke bu anın hiç bitmemesini sağlayabilseydim. O ağlayınca kendimi nedense çok kötü hissettim, bana ne olduğunu gerçekten anlamıyorum. Meridia çok farklı biri, onu gerçekten sevmiştim. "Meridia geç olmaya başladı eve gidelimmi?"
Ses çıkarmadı, "Meridia?" Saçlarını yüzünün önünden çektiğimde uyumuş olduğunu gördüm. Ağlamak insanı yoruyor, "Meridia!" Dedim onu dürterek, "hı?" Dedi mırıldanarak."Eve gidelim" "istemiyorum, burası çok güzel" dedi mırıldanarak, onu götürmelimiydim, biraz daha bekliyim, sonra onu götürürüm, rahat olması için sırtımı yere dayadım, yıldızlara baktım,
...
Meridia belimi sıkınca gözlerimi açtım, uyuya kalmışım, hava soğumaya başlamıştı, kendimi yavaşça toparlayıp, Meridia nın kollarını üstümden çektim. Ayağa kalktım, onu kucağıma alıp eve doğru yürüdüm, Luc kapıyı açık bırakmış, içeri girdim, iki kanatlı kapıyı ayağımla itip kapattım. Meridia yı odasına götürdüm, yatağına bıraktım, ayağındaki botları çıkartıp, üstünü örttüm, tam gidecekken gözüm saçlarına takıldı.
Saçları ay gibiydi, yüzünün önüne girmişti, yere oturup saçlarını yüzünden çektim, teni bembeyazdı, soğukta burnu kızarmıştı, çok tatlı görünüyordu, başımı sağa sola hızla salladım, ayağa kalktım, kapıya doğru yürüdüm, "yalnızım" dedi Meridia mırıldanarak, arkamı döndüm, ona yaklaştım gözleri kapalıydı, "kimsem yok, yalnızım" "yalnız değilsin, ben varım Meri" "keşke hiç olmasaydım" "iyi ki varsın, üzülme" yanağını yavaşça öptüm, ona baktım. Bi ses geldi, çok şiddetli bir sesti, hızla kapıya doğru gittim kapıyı yavaşça açıp çıktım.
Merdivenlerin başında durup kapıya baktım kapı açıktı, kapının önünde nefes nefese kalan kişi ise en sadık askerimdi, Kevin dı, "Kevin, biraz daha yavaş içeri dalsaydın olmazmıydı?" "Lordum, o" dedi heyecanla, "ne oldu daha net anlatırmısın" hızla yanına gittim, elimi omzuna koydum, "Ne oldu?" "Sizin anlattığınız o kız varya m-me- neydi adı?" "Meridia" "Ha evet Meridia" "bi sonuca ulaşabildinizmi?" "Evet lordum " "neymiş?" "Meridia, O lordum" inanmıyorum, yıllar sonra, "bunu, kimseye söylemiceksin, sana güveniyorum, merak etme seni korumaya alacağım böylece kimse sana karışamiyacak, sen bana sadık ol, ben sana daha fazlasını yaparım" "Ne diyorsunuz lordum, size çalışmak, sizin sırrınızı tutmak, sizin bana güvenmeniz benim için bir onurdur, benden yana bir kuşkunuz olmasın" "tamam Kevin, şimdi evine git" "iyi akşamlar lordum". Meridia oydu, bunca zamandır benim burnumun dibindeydi, şimdi hiçbirşey belli etmemeliydim, Meridia yı ne olursa olsun korumam lazım.
Sizce Meridia kim olabilir?
Heyecanla diğer bölümü bekleyin canlarım;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ ALFA
General Fiction"Kim öldürdü!" "Neden daha kimin öldürdüğünü bilmeden gelip bana kükrüyorsun?" "Hissettim, şimdi bana söyleyin kim öldürdü?" ablamlara baktı onlara doğru gitti dayanamadım "Kim yaptı dedim?" "Ben!...Ben öldürdüm!" "cesursun" bana döndü ve yaklaş...