Gerisi zifiri karanlık...
Fenrys in ağzından
Meridia nın sırtındaki yaralara baktım, çok derindi. Meridia bu acıya nasıl dayanabiliryodu, mendili sıkıp sırtındaki yaraları temizlemeye başladım, çok kan kaybetmişe benziyordu, teni buz gibiydi. Meridia birden bire üzerime düştü, bayılmıştı, Ah ya, hayır hayır öyle birşey olmadı. "Meridia!" Dedim, yanağına küçük bir tokat atarak, "Meridia!" Elimle yanaklarını tutup dürtmeye başladım, umarım uyanırdı.
Hayır uyanmıyor, "Rowan!, Teresa!" Aradan yaklaşık 1 dakika geçtikten sonra Rowan ve Teresa geldi, "hey ne old-" dedi Teresa, "Meridia!, Meridia uyanmıyor" "Ben hemen doktoru arıyorum" dedi Rowan, "tamam çabuk ol, teni buz kesilmiş, çok soğuk" , Teresa yanıma gelip oturdu, "ne oldu ona?" "Ormanda saldırıya uğramıştı, ben yetişene kadar 2 tanesi onu yakalamıştı, onu bir şekilde kurtarıp ayağa kaldırdım, sendeliyordu sırtına destek sağliyim derken, kendini geri çekti, onu döndürüp sırtın baktım, çok kan kaybetmişti, sonra buraya getirdim, yaralarını temizlemeye başladım ama üzerime düştü, ş-şimdi uyanmıyor. Ne oldu ona Teresa?, onu kaybedemem" "hey t-tamam sakin ol, o iyi olacak" Teresa Meridia nın yanağına dokundu, "b-buz gibi olmuş" evet buz gibi olmuştu, dudağı morlaşmıştı.
Parmağımı suya batırıp dudağın da gezdirdim, kafayı yiyicem uyanmıyor, hayır onu kaybedemezdim, o çok özel, olamaz o ölemez, Rowan geldi arkasındanda doktor, onu kucağıma alıp uzandırdım, "Dora, ne gerekiyorsa yap, onu geri getir" Dora doktorumuz oluyordu, hemen çantasını açtı, Meridia yı incelemeye başladı, "Ah lanet olsun, çok fazla kan kaybetmiş, durumu kritik, odadan çıkın!" Tamam der gibi başımı sallayıp çıktık, "Fenrys tırnaklarını yemeyi kes artık, biraz sakin ol" dedi Teresa, Ben tırnaklarımımı yiyordum, farkında değildim, ellerim, ellerim Meridia nın kanıyla kaplanmıştı.
"Benim yüzümden" dedi Rowan mırıldanarak, başını ellerinin arasına aldı, "ne demek istiyorsun?" Dedim, "benim yüzümden, onu ben oraya gönderdim" dedi donuk bir sesle, ani bir refleksle yakasını tuttum, "Sen kendindemisin, ne demey çalışıyorsun" dedim bağırarak, "benim yüzümden" " KENDİNE GEL, NEDEN YAPTIN BUNU?" "onu ben gönderdim" "seni- seni, Aisşh seni ahmak, senin derdin ne?"
"Acı çekiyorum" dedi fısıldayarak, "Ah siz ahmakmısınız, şimdi hiç sırası değil, kız orada açı çekiyor siz burada tartışıyorsunuz, yeter artık" "benim yüzümden" diyerek odasına çıkmaya başladı, "benim hatam, ben yaptım, benim yüzümden, herşey benim yüzümden" diye fısıldıyor donuk bir sesle.Çalışma odasına doğru gittim, off ya o-o ö-öldüyse , ben hayır buna izin veremem.
Dönüp kapının önünde beklemeye başladım, bu niye çıkmıyor artık, aradan 1 saat geçti. Kapı açıldı, hemen ayağa kalktım, "Dora neyi var?" "Durumu gerçekten kötü, sırtından çok fazla kan kaybetmiş, ve karnına bir şey saplanmış, iç kanaması olmuş, onu üzmeyin, yormayın. Lordum benimle gelin, durumu sandığınızdanda kötü, ona saldıran her neyse, sırtına pençesini geçirirken tırnaklarındaki zehirden bırakmış, o kan pıhtılaşmasını yavaşlatmış, ve o zehiri çıkaramadım, bu zehiri ben bile çıkartamadım damarlarına işlemiş, ancak ancak çok ama çok güçlüyse bunu kendi yenebilir, eğer eğer güçlü değilse üzgünüm ama ölür. Sürekli uyumak isticektir, lütfen ona iyi bakın ki çabuk iyileşsin" "Ne gerekiyorsa yaparım" "ilaçları bunlar, bunları düzenli olarak verin, ve , ha tam unutacaktım, ayağına değen şey kemiğin ezilmesine sebep olmuş, onun içinde bi krem verdim, onuda düzenli olarak sürerseniz herşey eskisi gibibi olacaktır" "tamam Dora sağol" gülümseyerek gitti.
Hemen Meridia nın yanına gittim, rengi eski haline dönmüştü, gözleri kapalıydı, baş ucuna gidip oturdum, "aisşh beni ne kadar korkuttuğunun farkındamısın sen"
"Bir daha böyle birşey olmasın yoksa cezanı ben veririm"
"Ahhhh bak ufaklık, sen benim için çok özelsin, ve-ve seni kaybetmeyi göze alamam", hava iyice kararmıştı, birşeye ihtiyacı olabilir diye burada kalacağım, elini tuttum, "çabuk uyan ufaklık"..."Fenrys!"... "Fenrys!" Gözlerimi açtım, Meridia uyanmıştı, "evet, buradayım ufaklık" "sevindim" diye fısıldadı "s-su" dedi yutkunarak, "Ah tabi" hemen bi bardak su doldurdum, ensesinden tuttum, ve onu kaldırıp suyu yavaşça içirdim.
"H-hey, yeter beni boğumakmı istiyorsun?" Dedi fısıldayarak, onun tekrar beni terslemesini çok özlemişim, "Ah, bilmiyorum, sana kızgınım" "b-ben sadece" elimle onu susturdum, "şşşş tamam kendini yorma, sonra konuşuruz" saat akşam 03-03:30 gibi birşeydi, "tamam uyu artık, dinlenmen gerek" tamam der gibi başını salladı ve gözlerini kapattı.
...
Meridia nın ağzından
Uyandığımda Fenrys baş ucumda uyuya kalmıştı, çok endişelenmiş gibiydi, başım ağrıyor, kolumu kaldıracakken, Fenrys in elimi tuttuğunu farkettim, gerçekten endişelenmişi, elimi saçlarının arasına koyup saçında parmaklarımı gezdirdim, saçları çok yumuşaktı, ve çok güzel kokuyordu, saçının yumuşacık oluşu beni büyülemişti adeta, Fenrys birden bire başını kaldırınca irkilmiştim, ve ellerim saçının arası da öylece kalmıştım, o an göz göze geldik, "Ş-ş-şey bennn" dedim, Fenrys elini saçlarının arasına götürdü, "şey sorun değil, aslına bakarsak hoşuma gitmişti, A-a-annem öldüğünden beri kimse saçımı okşamamıştı, özlemiştim, sakıncasık yoksa devam edermisin" tekrar başını yatağa koyup, elimi sıkıca tuttu, "am tamam" saçlarını okşamaya başladım."Doğrusu, bende son 8 yıldan beri, o duyguyu tatmadım, bu zamana kadarda kimsenin öyle yapmasına izin vermedim, çünkü bu bana annemi hatırlatırdı, ve ben kimsenin yanında o huzuru bulamayacağım için rahatsız olurdum" "neden?" "Nasıl?" "Neden, huzuru bulmaktan korkuyorsun"
"Korkmuyorum, sadece biliyorum ki huzuru bulursam eninde sonunda huzursuz olacağım, bu duyguyu tekrar yaşamak istemiyorum" "herkesin korktuğu birşey vardır" "benim yok, senin varmı?" "Boşver, ve seni anlıyorum, peki şu an, yani b-benim yanımda-" "evet şu an huzurluyum" gülümsediğini hissedebiliyordum, "bu arada saat kaç?" "Saat 05:14 geçiyor, neden?" "Hiç öyle merak ettim""Bana hala kızgınmısın?" "Bunu sonra konuşalım, anın tadını çıkartmak istiyorum" "saçını okşmam, seni annen kadar olmasada rahatlatıyormu?" "İnan en az annemin yanında olduğum kadar rahatım" "senin sefere çıkman gerekmiyormu?" "Hayır, bi kaç gün gitmeyeceğim" "neden?" "Seni böyle bırakacağımı düşünmüyorsun değilmi?" "Ah ben iyim, sorun yok" "Sen ciddimisin Meri, sırtındaki iz çok derin, çok fazla kan kaybetmişsin, yani iyi değilsin, boşuna nefesini tüketip kendini yorma, buradayım" bu bana dünkü olayı hatırlattı, zamanı nasıl yavaşlatmıştım öyle?, şu an kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyorum, daha sonra Fenrys'e olan biten herşeyi anlatırım.
"Hey niye durdun? Yorulduysan bırakabilirsin" "ha, h-hayır sorun yok" dedim ve kendimi cenim pozisyonunu yapıp, başını okşamaya başladım...
Gözlerimi açtığımda Fenrys yoktu, biri ayak bileğimi okşuyordu, bu benim canımı yakmıştı, istemeden tısladım, "canınımı, yaktım? Ah özür dilerim, canını yakmak istememiştim" bu Fenrys in sesiydi, başımı aşağı eğdiğimde, orada oturup bileğime masaj yapan Fenrys i gördüm, "hey, yapma, gerek yok kendim hallederim" "Ya artık susarmısın bu haldeyken bile ben yaparım diyorsun, benden çekildiğini hissediyorum, yaklaşık 2 aydır buradasın ve hala benden çekiniyorsun" "h-hayır çekinmiyorum, sadece" "sadece ne?" "Daha önce kimse bana böyle davranmamıştı, yani en azından son 8 yıldır, bu tuhaf hissettiriyor" "rahatsız ettiysem özür dilerim, ama bunları yapmak zorundayım" "hayır rahatsız etmedim merak etme" bu çok tuhafıma gitmişti hemde çok.
Kapı çaldı, içeri Luc girdi, "Ah Luc gel tepsiyi şöyle koy" dedi, Luc öylece Fenrys'e bakıyordu, "Luc" dedi Fenrys, Luc elindeki tepsiyi bırakıp çıktı. "Kahvaltı yaptıktan sonra, ilaçlarını içireceğim, sonra dinleneceksin" "tama-" öksürdüm, of bu bana acı cektiriyordu, sırtım, bacaklarım, kollarım, belim, her yerim acıyordu.
Fenrys kahvaltı yı elleriyle yedirdi bana, birden içeri Teresa girdi. "Hey yavaş ol hasta var burada" "SENİ, AİSŞH SENİ AHMAK NEDEN MERİDİA NIN UYANDIĞINI BİZE SÖYLEMİYORSUN!" dedi Teresa bağırarak.
Bölüm nasıldı canlar? : )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ ALFA
General Fiction"Kim öldürdü!" "Neden daha kimin öldürdüğünü bilmeden gelip bana kükrüyorsun?" "Hissettim, şimdi bana söyleyin kim öldürdü?" ablamlara baktı onlara doğru gitti dayanamadım "Kim yaptı dedim?" "Ben!...Ben öldürdüm!" "cesursun" bana döndü ve yaklaş...