Yeni bir sayfa açmaya hazırdı.
Meridia nın ağzından:
Sabah gözümü açtığımda kuş cıvıltıları melodi gibi geliyordu, bu gün çok güzel bir gün olucak.
Duşa girip hazırlandım, hayret Fenrys odama gelmemişti, bu beni şaşırtmıştı. Saçlarımı tarayıp aşağı indim yemek odasına gittim, Fenrys masadada yoktu, "Rowan, Fenrys nerede?" "Bilmiyorum bu gün geç uyandı" dedi, bende onun odasına giderim, odanın önüne gidip kapıyı çaldım, ses gelmeyince bende yavaşça kapıyı açtım, uyuyordu, içeri girdim.
Koltuğu çekip baş ucunda oturdum, çok güzel ve masum uyuyordu, kap kara kaşları ve kirpikleri bem beyaz tenine kağıda çizilmiş müthiş bir görsel gibiydi.
Biraz daha yaklaştım, ona hiç böyle detaylı bakmamıştım, tek kelimeyle kusursuzdu.
Gözlerini açtığı an göz göze geldik, "aaa!" Diye bağırdı kaba bir sesle, "ne diye bağırıyorsun?" Dedim, "s-sen bunu hiç yapmazdın bunu sadece ben yapardım" dedi, oturarak.
Tişörtü üzerinde değildi, bembeyaz kaslı vücudunu görünce gözümü elimle kapattım. "Ş-ş-şey önce üzerine birşeymi giysen" "böyle rahatım teşekkürler" dedi.
"Tamam ben çıkıyorum" "tamam dur giydim" dediğinde gözümü açtım, gözlerimi ondan istemsizce kaçırıyordum, "eee niye geldin?" "Gelemezmiyim?" "Ah hayır burası seninde odan" "Ne?" "Hiç, özledinmi beni?" "Hayır, sabah seni odada göremedim, aşağıya indiğimde Rowan gelmediğini söyledi, bende merak ettim" "Sen benim için endişelendin mi?" Dedi sırıtarak, "Ah hemen havaya girme, sencede bu çok normal değilmi?" "Tamam, tamam, şey bu gün şenlik var daha doğrusu kutlama, bunu halkımız senin için yapıyor, seni tanımak ve görmek istiyorlar, geleceksin değilmi?" "Düşünücem" "derken, sana düşün diyen olmadı, geleceksin" "sert konuşma benimle, kötü olmasın" dedim sinirle.
"Hazırlan öğlen den sonra gidiyoruz" dedi, "hım" dedim sinirle odadan çıkarak, çıkarken arkamdan kapıyı çarptım, Skeyri yanıma geldi.
"Günaydın güzellik" "günaydın Skeyri" "bak bana" dedi çenemi tutup başımı kaldırdı.
"Ooo fena kızgınız öylemi?" "Şey hayır değilim, sadece biraz yorgunum" "he, he kessin öyledir" "öyle zaten canım" dedim gülümseyerek, oda bana gülümsedi.
" e hadi o zaman yemek odasına gidelim" dedim, elinden tutup onu çekiştirdim.
Yemek odasına gittiğimizde Rowan ve Teresa çoktan kalkmıştı bile, ben yerime oturdum, Skeyri ise yanıma.
Luc gelip servis yaptı sonrada gitti, "bana nasıl güvenebiliyorsun?" Dedi Skeyri, "sei ilk gördüğümde içinde bir yerlerde iyilik olduğunu anlamıştım, ve yanılmadım" "sence be iyi birimiyim?" "Tabiyki evet, sen çok iyi birisin, hemde çok" dedim gülümseyerek, elimi tuttu, "iyiki seni tanımışım, iyiki salaklık etmeyip senin tarafına geçmişim, iyiki varsın" "Ah, sinirlendiğimde bu yüzümden eser kalmıyor bunu bil" dedim gülerek, "evet bunu anladım" "ha şunun bileydin" dedim gülerek o da güldü.
Tam o sırada Fenrys içeri girdi, ona yandan bakarak yemek yemeye başladım, "günaydın" dedi donuk bir sesle, "günaydın" dedim dudak arasından, "günaydın patron" "günaydın Skeyri" dedi gülümseyerek.
"Skeyri bu gün şenlik var melez alfa için hazırlanmış, tabi ben, Rowan, Teresa ve sen içinde, bu gün hep birlikte gidiyoruz" "şey ya beni kabul etmezlerse" "hayır kardeşim öyle bir şey olmicak" Skeyri gülümseyerek başını salladı,
Kahvaltı ettikten sonra, hazırlanmaya gittik, odama çıktım. Sandalyenin üzerinde bir takım kıyafetler vardı, kıyafeti incelemeye başladım.
Benim elbisede rahat etmeyeceğimi bildiği için günlük giydiğim kıyafetler tarzında göndermiş, rengi siyahtı deriydi, kollarında ince ejderha nakilleri vardı, çok hoşuma gitti.
Hemen denedim, aynanın karşısına geldim, tam üzerime oturdu, göbek kısımlarının yan tarafları açıktı, belim gözüküyordu, hayatımda ilk kez böyle bir şey giydim, ama güzeldi.
Luc elinde bir takım saç malzemeleriyle odaya girdi, saçlarımı açık bıraktı, yan taraflarından topladı, bu kadın gerçekten işi biliyordu.
"Evet saçını bitirdik, hazırsın" "gerçekten çok teşekkür ederim" dedim, "ayağa kalk bakayım" elimi tutup beni ayağa kaldırdı, "Meridia mükemmel gözüküyorsun" utanmıştım.
Kapıyı açıp odadan çıktım merdivenin başına gelip durdum, Fenrys siyah üzerinde beyaz ince ejderha nakışlı bir tünik giymişti, kol kasları tünikte bir boşluk bırakmıyordu, Skeyri de mor bir tünik giymişti, Rowan da bordo bir tünik giymişti ve Teresa ya gelsek günlük elbiselerine benzer ama değerli taşların nakışlandığı bordo renginde bir kıyafet giymişti, çok güzel olmuştu.
Merivenlerden inmeye başladım, geldiğimi fark etmleliler ki hepsi bana baktı, neden öyle bakıyorlardı. Bişeymi yaptım, saçımmı bozulmuş acaba, inip yanlarına gittim, "hey niye öyle bakıyorsunuz? Birşeymi yaptım? Saçımmı bozuldu? Kötümü gözüküyor" dedim, "ben hayatımda böyle bir şey görmedim" dedi Skeyri, "Ah çokmu kötü gözüküyor".
"Sakıncası yoksa bana eşlik edebilirmisin?" Dedi Rowan, Fenrys arkasına dönüp ikisinede bakış attı, Teresa Rowanın koluna yumruk attı, "bu kadar yakışacağını bilseydim asla diktirnezdim" dedi Fenrys "Meridia kızım mükemmel gözüküyorsun" dedi Teresa.
"Ah Teresa sende çok güzel olmuşsun" "hayır, normalde güzel değilmiyim?" "Hayır tabiykide ama bu gün bi başka olmuşsun" "dımı banada öyle geldi" dedi Rowan, "gitsekmi artık" dedim, Fenrys nedense hala bana bakıyordu, "Fenrys" Skeyri Fenrys in kolunu çaktırmadan dürttükten sonra Fenrys kendine geldi, "hı?" "Gitsekmi diyorum" dedim, bağırarak, "niye bağırıyorsun?" Dedi Fenrys, "beni duymuyorsun" "Ne bana ne zaman birşey dedin ki seni duymayacakmışım?" "Az önce sana kaç kere gitsekmi dedim biliyormusun?" "Kaç kere" "hey çocuklar, sakin olun hadi gidelim" dedi Skeyri lafı ağzımdan alarak, Fenrys'e bakış atıp dışarı çıktım, diğerleri hala yavaş yavaş geliyordu, ya bunlar ne kadar yavaşlar böyle, onlarda bana yetiştiren sonra atlara binip yola çıktık.
Fenrys önden gidiyordu, ilk kez halkın içine karışacaktım çok heyecanlıyım.
Bazı evler belirtmeye başladı, sokağ girdiğimizde tüm periler bağırıp üzerimize çiçek atmaya başladı, atlar temposunu hiç bozmadan devam etti, atların üzerinden onlara selam vermeye başladık.
Belli bir süre halkın içinde gezdikten sonra atlar durdu, Fenrys indi, bende indim, diğerleride indi.
Fenrys kürsüye gitti, "sevgili halkım bu gün heni bir sayfa açmak için burada bulunuyoruz, Meridia yani melez Alfa herşeyi değiştirdi, artık yıllardır yaşadığınız o korku yok melez alfa o korkuyu yok etti, şimdi sözü ona veriyorum"
Kürsüden indi, elimi tutup beni kürsüye götürdü. Herkez bana bakıyordu çok tuhaf hissediyordum, derin nefes aldım.
"Sevgili Periena halkı, bu gün yep yeni bir sayfa açmak üzere buradayız, korkmanızı gerektirecek birşey yok artık, inanın bana o pislik Lorys i öldürürken bütün basum insanların intikamını aldım ve bunların hepsi Yüce Lord Fenrys in sayesinde oldu, sırf ben güçlerimi keşfedeyim diye yapmadığı şey kalmadı, beni günlerce çalıştırdı güçlü olmamı sağladı, ben onun sayesinde Kara lord Lorys i öldürdüm. Ve unutmadan söyleyeyim aramıza yeni bir kişi daha katıldı, benim hayatımı kurtaran bir kişi, o olmasaydı bu savaşı kazanamayacaktım, o kişi Skeyri" dedim herkes den türlü türlü sesler duymaya başladım.
"Tamam biliyorum, Skeyri zamanında çok yanlış yaptı ama herşeyden habersizdi, yıllarca babasını öldüren kişiye tahammül eden biri, Lorys in tüm pis işlerine göz yumup istemsizce yapan biri, o iyi biri ben onun sayesinde burada sizinle birlikteyim, Lorys le boğuşurken arkamdan bir yaratık beni öldürmek üzere bana yaklaşıyordu Skeyri yetişip beni kurtardı, sizcede bu kötülükmü? Onu kabul edin" dedim, biraz durduktan sonra herkes, evet diye bağırmaya başladı, onu kabul etmişlerdi.
"ÇOK YAŞAYIN FENRYS, ÇOK YAŞAYIN MERİDİA, ÇOK YAŞAYIN SKEYRİ, ÇOK YAŞAYIN ROWAN, ÇOK YAŞAYIN TERESA" diye bağırmaya başladılar, bu gerçekten mükemmel bir duyguydu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ ALFA
General Fiction"Kim öldürdü!" "Neden daha kimin öldürdüğünü bilmeden gelip bana kükrüyorsun?" "Hissettim, şimdi bana söyleyin kim öldürdü?" ablamlara baktı onlara doğru gitti dayanamadım "Kim yaptı dedim?" "Ben!...Ben öldürdüm!" "cesursun" bana döndü ve yaklaş...