27. Bölüm

434 33 0
                                        

"Kara lord Lorys"  "Ne yapmış o pislik?"  "Sefere çıkan 35 kişilik küçük orduyu katletmiş"  "Ne?, neresi orası?"  "Yağmur ormanın derinliklerinde, ama lord Fenrys ve diğerleri şimdi birliğe gitmiş olmalılar"  arkamı dönüp dövüş sanatları odasına gittim, masanın üzerindeki kılıcı aldım, oku ve yayımıda alıp dışarı çıktım, Darya evin önünde duruyordu, hemen üzerine binip yola çıktım, Darya tüm hızıyla koşuyordu.

Surun kapısının önüne geldim, yukarıdaki bekçiler beni görünce hemen kapıyı açtılar, hemen içeri daldım, Fenrys ve diğerleri kulübenin önünde durmuş konuşuyorlardı, benim geldiğimi fark edince bana baktılar, hemen atımdan indim. "O ahmak adi herif bunu nasıl yapabilir"  "Luc a sana söylememesini söylemiştim" Fenrys'e çok sinirlenmiştim, yüzüne baktım, ölümcül bir bakış atıp Rowan a baktım, "ne yaptınız?"  "Şu anlık hiçbirşey yapamıyoruz"  "nasıl ya, kaç kişi ölmüş?"  "T-tamamı" dedi Rowan gözünü yumarak, "bu ö-ölenlerin ailesi falan ne yapıyorlar?"  "Sence" dedi Rowan, "ş-şey evlerinde başka erkek olmayanların veya çalışma durumları olmayanların yardıma ihtiyaçları var, bunu yapabilirmisiniz?" Bunu Rowan ve Teresa nın zihnine söylemiştim, Fenrys e göz ucuyla baktım, bana şefkat dolu bir gülümsemeyle bakıyordu, Ah onundamı zihnine konuşmuştum? Ah olamaz, tabi Meridia aklın onda olduğu için bu çok normal, öff.

Neyse tamam toparla kendini duyduysa duydu, "evet tabiykide bunu yapıcağız" Fenrys zihnime konuşmuştu, "iyi yap o zaman" dedim, kaşlarını çattı, "Sen neden böyle yapıyorsun?"  "Birde soruyormusun?"  "Evet"  "Sen, Ah seninle tartışmak istemiyorum, şu an hiç sırası değil" dedim, konuşurken zihinden konuşuyorduk, Rowan ve Teresa ya baktım kendi aralarında konuşuyorlardı, "tamam, ben gidiyorum, lütfen bir dahaki sefere bu gibi olaylardan haberim olsun" dedim, "Ah üzgünüz Meridia, senin üzülmeni istemedik" dedi Teresa, "biliyorum, ama sencede benimde bilme hakkım yokmu"  "hepimizden çok" dedi, Ona zorlada olsa gülümsedim, arkamı dönüp atıma bindim, "üzgünüm Meridia" dedi Rowan, "tamam sorun değil, bunada alışacağım az kaldı" dedim Fenrys'e bakış atarak, Fenrys kaşları çatık halde bana sertçe  bakıyordu.

Fenrys beni hala onlardan biriymişim gibi görmüyordu, zaten onlardan biri değilim ki, sadece bir tutsağım, ve Melez Alfayım diye seviliyormuşum gibi gösteriliyordu, ama hiç bir şey sandığım gibi değilmiş meğerse, bende artık onlar gibi davranırım, ilk günkü gibi, Fenrys'e asla bu kadar çok bağlanmamalıydım ama artık duygularımı derin bir kuyuya koymaya çalışacağım, eve gidene kadar öğlen olmuştu, eve girdim Luc mutfağın kapısının önünde durup bana baktı, "yemek hazır Meridia"  "yemek istemiyorum"  "ama Meridia"  "istemiyorum"  "beni kıracakmısın?" Dediğinde ona baktım, şefkat dolu gözlerle bana bakıyordu, "tamam" dedim mutfağa giderek, mutfaktaki masaya oturdum, "şey yemek odasına gitseydin" "gerek yok, her türlü yemek yiyeceğim değilmi, hem ben öyle özel şeylere alışkın değilim" dedim, Luc gülümsedi.

Önüme yemek koydu, "Sen yemiyecekmisin?"  "Hayır ben yedim" dedi, "eee ne oldu oraya gidince?" Ağzıma koyacağım kaşık havada kaldı, sonra kendime gelip ağzıma tıkadım, "hi bi şey"  "Meridia, ağzında yemek varken konuşamayacağını biliyorsun" dedi, Ona baktım, "anladığım kadarıyla canın sıkkın" dedi, "peki kaç ölü"  "hepsi, 35" dediğimde Luc un gözleri büyüdü, "Ah çok üzücü, çoğusu gençti" dedi. "İnan bana bende çok üzüldüm, ama elimden birşey gelmiyorum"  "şimdilik" dediğinde başımı kaldırıp ona baktım, "evet şimdilik" dedim, inan bana Luc onu bu iğrençlikleri yaptığına pişman edeceğim.

Yemek yedikten sonra odama çıktım, kendimi yatağa atıp tavanları izledim, "Sen buraya ait değilsin Meri, ağh sen tam bir gerizekalı sın, ne diye buraya ait olduğunu düşündünki? Eğer Fenrys gerçekten benim onlardan biri olduğumu düşünseydi kesinlikle böyle önemli bir şeyi benimle paylaşırdı, ama bunu yapmadı niye benim üzülmemem için, ya ben sadece o adi herifin yaptıklarını teker teker ödetmek istiyorum bunu bana söylemeyerek üzdün zaten, ben niye kendi kendime konuşuyorum? Kafayı yedin Meri" off, gözlerim ağrıyordu, dinlendirmek için kapattım.

Ah uyuyamı kalktım?, ben bu aralar fazla uyuyorum galiba.

Kafamı kaldırıp pencereden dışarıya baktım, güneş gökyüzünü sonsuz kırmızıya boyamıştı. Kendimi yine yatağa attım, gözlerimi sıvazladım, boğulacak gibi hissediyorum, biraz dışarı çıksam iyi olacak.

Odadan dışarı çıktım kimse yoktu, hemen dışarı çıkıp arka bahçeye gittim, çalışma pistine gidip oradaki çardağa oturdum, off içinde kötü bir sıkıntı vardı. Kollarımı masaya dayadım, başımı kollarıma dayadım, gök yüzüne baktım.

"Neydi o tavırlar?" Off daha yeni sakinleşmiştim ama ya, "konuşmak istemiyorum"  "sana bir soru sordum"  "Ben konuşmak istemediğimi söyledim"  "ama benim konuşacaklarım var"  "kalbini kırmak )("  "Ne oluyor sana?"  "Ah cidden soruyormusun?" "Evet çünkü ne olduğunu bilmiyorum" dedi "böyle bir anımda bana önemli şeyleri söylemiyorsun"  "canını sıkan tek şey bumu?"  "Hayır, bana daha alışmadın, beni sizden biri olarak görmüyorsun"  "Ne?"  "Beni sizden biri olarak görmüyorsun, eğer görseydin bana böyle önemli birşeyi söylerdin" dedim sinirle.

"Sana söylemedim çünkü üzülmeni istemedim"  "yeterince üzgünüm zaten, bahanen bumu, ahah daha inandırıcı bir bahanen yokmuydu Fenrys?" Ani bir refleksle bileğimi tuttu,  "inan bana yaptığın şey hiç hoş değil Melez Alfa"  "sana sinirli olmammı hiç hoş değil?"  "Beni zorlama, çünkü böyle şeylere gelemiyorum" sırtımı çardağa dayayarak bileğimi sıkmasıyla gözlerimi sıktım, "canım yanıyor Fenrys" sıkmaya devam ediyordu, "canım yanıyor dedim" tekrar sıktı, "SANA ACIYOR DEDIM" kolumu hızla çektim, çekince Fenrys ta karşıdaki duvara çarptı, bana baktı, "F-Fenrys b-ben, istemeden oldu" dedim.

Ayağa kalkması ve dibime gelmesi bir oldu, kollarımı sıktı "tuzaktı, seni-bile-bile-ölüme-yollayamazdım, birdaha asla bilip bilmeden  kimseyi yargılama"  "s-senden özür dilerim, lütfen kollarımı bırak" dedim, sıkmaya devam ediyordu, ne olmuştu buna?

"Yapma" dedim, istemsizce gözümden bir damla yaş aktı, sonra kolumun gevşediğini hissettim, Fenrys'e baktım, ağlicakmış gibi duruyordu, bu yaptığı çok kötüydü.

Hiçbir şey demeden odama gittim, ölmek ve bunlardan kurtulmak istiyorum, kendimi yatağa attım, Cenim pozisyonuna girdim, bileğime baktım, kıp kırmızı olmuştu.

Fenrys in ağzından:

B-bunu yaptığıma inanamıyorum, onu nasıl incitebilirim, Ah o kadar sinirlenmiştim ki, tüm sinirimi Meridia dan çıkarttım, offf kendime gerçekten inanamıyorum.
Ben tam bir canavarım. Hayır b-ben b-babam gibi olmayacağım.

Yere oturup ağlamaya başladım, bunu ona nasıl yapabildim hala aklım almıyor, o haklıydı ben değil, ona söylememekle hata yaptım, o da bizden biri. Kendini yalnız hissetmesini sağladım, onu kötü düşünceler içinde yalnız bıraktım. Ben iğrenç biriyim.

Eve gittim, odasına gitmelimiydim? Huhhh kendimi toparlayıp Meridia nın odasının önüne geldim, kapıyı çalıyımmı acaba? Önce tereddüt ettim ama sonra hafif bir kere çaldım, ses gelmeyince yavaşça kapı kolunu çevirdim, kapıyı yavaşça araladım, Meridia yatakta cenim pozisyonuda yatmıştı.

Yavaşça yanına yaklaştım, bana arkası dönüktü. "Meridia g-gerçekten ö-ö-özür dilerim, s-sinirden gözlerim kararmıştı, bunu sana söylemem gerekiyordu, özür dilerim, gerçekten çok özür dilerim" beni duymaya bilirdi ama bunları ona söylemek beni biraz bile rahatlatmıştı, yanına oturup onun gibi cenim pozisyonuna girdim ve ona sıkı sıkı sarıldım.

Bölüm nasıldı canlar?

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin