Birden başıma bir ağrı girdi.
Ah gerçekten çok ağrıyordu, neden bu kadar ağrıyor ki, Ah başımdaki sesler b-bunlar çok tanıdık geliyor, bundan 5 sene önce böyle sesler duyuyordum sonra kendiliğinden geçti.
Aslında kendiliğinden geçti diyemem buraya gelmeden öncede ara sıra başım ağrıdığında böyle sesler duyuyordum, ve-ve bunlar çok rahatsız edici ydi.
Annemin kaçın deyişi, sen özel birisin Meri deyişi, babamın gülümsemesi, Beta nın kahkaha içinde çiçeklerle oynaması, ablamın annemle birlikte papatya toplayışı ve sonra aniden bir ordunun araziye girip heryeri yıkıp dökmesi, annemin bizi kayığa bindirmesi, sizi seviyorum demesi.
Ama bu sefer farklı birşeyler vardı, canavarın beni buraya getirmesi, ablamların ağlaması, Fenrys in beni ormandayken canavarlardan kurtarması, beni öpmesi, eve gelen canavarın pençelerinden kurtarması, Fenrys in gülüşü, Skeyri nin burada bitmedi demesi, bitir işini diye bağırması, benim hayatımı kurtarması, bana sarılması, Fenrys e söyledikleri, Rowan ve Teresa nın gülüşü, benimle alay etmeleri, bana sarılmaları.
Hepsi saniyeler içinde gözümün önünden geçti, başımı iki kolumun arasına alıp sıkmaya başladım, başım daha önce hiç bukadar ağrımamıştı.
Yatağa oturdum, birden kapının açılmasıyla kendimi toparladım, "nasılsın benim ufa- hey sen iyimisin?" Dedi Fenrys, "Ah evet evet, iyiyim" dedim gülümseyerek, gelip yanıma oturdu, "bana yalan söylüyorsun, gözlerin kızarmış" gözlerimmi kızarmış? Ah bu döngü diğerinden daha ağır, "Ah yok ya sorun yok, arasıra oluyor böyle" "beyaz tenli olduğun için fazla belli oluyor" dedi, "Ah kesinlikle ten rengimi değiştiricem" dedim gülerek, "Meri birşey olmadığına eminmisin?" "Evet dedim ya" "tamam yemeğe gidelim" dedi, o önden gitti, ayağa kalktığım an başım zonkladı.
"Gelicekmisin?" "Ah evet evet geliyorum" yemek odasına gittik, herkes yerine oturmuş bizi bekliyordu, başım hala zonkluyordu, kimseyi telaşlandırmamak için belli etmemeye çalışıyordum.
Bir şekilde masaya oturmayı başardım, hepsi bana bakıyordu, büyük ihtimal gözlerimin etrafındaki kızarıklılığa bakıyorlardı, onlara gülümsedim.
"Herkese afiyet olsun" dedim gülümseyerek, "afiyet olsun" dediler, yemeğimizi bitirdikten sonra ben odama gitmek için acele ediyordum, ayağa kalktım biraz sarsıldım ama devam ettim, tam kapıya tuttunacakken kafatası m ortadan bölünmüş gibi oldu, ve diz üstü tüştüm, Fenrys ve diğerleri hemen yanıma koştular, bulanık görmeye başladım, kimdi bilmiyorum ama birinin kucağına düştüm, sonra zaten gözlerimin kapanmasıyla sonsuzluğa uzanan karanlık gibi çukura düşmüş gibi oldum.
Yazarın ağzından:
Meridia nın yaşadıkları onu derinden etkilemişti, ve ailesini son günlerde fazla özlüyordu, buda onu fazla güçsüzleştiriyordu, Meridia kapıya tutunayım derken ani bir acıyla diz üstü çöktü, Fenrys ve diğerleri hemen yanına koştu, Meridia belli bir süre öylece kaldıktan sonra o ağrıya dayanamayıp gözlerini yummuş Fenrys in kucağına düşmüştü.
Fenrys onu hemen kucağına alıp odasına götürdü, hemen doktoru aradılar, Dora geldi.
Kapının yanında onu beklemeye başladılar, Dora kapıyı açtı, "Dora nesi var?" Dedi Fenrys, "bakın, Meridia çok uzun zaman bir döngüye yakalanmış bunu sadece yaşadığı şeylerin etkisinde kaldığında kalır, çok ciddi birşey değil, ama ağrısı çok ciddi" "bu nasıl bir döngü" dedi Skeyri merakla "yaşadığı tüm kötü anılar, ve güzel anılar karışır ve gözünün önünden saniyeler içinde geçer, bu nadir görülen bir döngüdür bu döngüye daha bir isim bile verilmemiş, Meridia nın yaşadığı bu zor günler bu özlem ve kaygılar ona fazla ağır gelmiş, daha öncede bu döngüyü yaşamış" "beki ona nasıl bir etkisi var?" Dedi Fenrys.
"Bunun farklı etkileri oluyor, bazılarında anlık felç, bazılarında tutulma, bazılarında baştan aşağı zonklama, bazılarında ise baş ağrısı ve bu en kötüsü" "Meridia hangisini yaşıyor?" Dedi Teresa, "sanırım baş ağrısı, merak etmeyin bu uzun süren bir hastalık değil, sadece mutlu olsun yeter" "tamam, sizi yolcu edeyim" dedi Rowan.
Fenrys Meridia nın odasına girdi, ardından Skeyri, "neden hem böyle şeyleri o yaşamak zorunda kalıyor?" Dedi Fenrys hüzünle, Skeyri elini Fenrys in omzuna koydu, "herşey güzel olacak kardeşim, bizim meleğimiz iyi olacak" dedi gülümseyerek, "evet iyi olacak dimi?" "Evet" dedi Skeyri, birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar.
"Sizin böyle olmanız için benim ölmemmi gerekiyor?" Dedi Meridia, Fenrys ve Skeyri Meridia ya baktılar, "sen-sen niye bana bunu söylemiyorsun" dedi Fenrys, "sarılmaya devam edin sizi böyle görmek çok güzel" dedi Meridia sırıtarak.
"Neyse kardeşim sen dinlen biraz bende diğerlerine uyandığını söyliyim" "tamam Skeyri" dedi Meridia.
Meridia gülümseyerek Fenrys'e baktı, "gerçekten bunu yapmayı bırakırmısın!" "Neyi bırakayım? Fenrys" "sürekli hasta oluyorsun, beni sürekli korkutuyorsun, her an beni bırakıp gidersin diye deredütte kalıyorum, her saniye kendini özletiyorsun" "Ş-ş-şey ben özür dilerim, seni asla bırakmayacağımı biliyorsun" "evet biliyorum" dedi Fenrys gitip yanına oturdu ve elini tuttu "şimdi bana ne gördüğünü söylüyorsun ve sana ne olduğunu o döngünün nasıl birşey olduğunu ne hissettiğini bilmek istiyorum" "şey tam olarak... evet bunları gördüm" "peki yemek odasında sana ne oldu?" "Bilmiyorum, kapıya tutunayım derken kafatasım ortadan ikiye ayrılmış gibi oldu, ve öylece dona kaldım" "böyle birşey olduğunda birdaha bana söylemezsen aramız fena bozulur ona göre" Meridia güldü, "tamam" dedi.
Fenrys ayağa kalkıp üstünü düzeltti, "ben gidiyorum bi isteğin varmı?" "Hayır, nereye gidiyorsun?" "Bir işim var" dedi.
Meridia nın ağzından:
Nereye gidecek ki, merak ettim şimdi, başım ağrıyordu. Biraz dinlensem iyi olacak.
...
Gözlerimi açtığımda Skeyri başımda dikiliyordu, "uyandın güzellik, iyisin değilmi?" "Evet evet iyiyim, saat kaç?" "Bende onun için gelmiştim, öğlen yemeğini bizimlemi yiyeceksin yoksa burayamı getireyim?" "Ah hayır sizinle yemek bana daha iyi gelir" dedim, "bizimkiler gelmişmi?" Dedim "Fenrys sabahtan beri ortalıkta yok ama yemeğe gelir diye düşünüyorum, Rowan ve Teresa da dışarıda bir şeylerle uğraşıyordu" "anladım" kendimi toparlayıp ayağa kalkmaya çalıştım, Skeyri zorlandığımı görünce hemen atlayıp elimi tuttu.
Ayağa kalkıp yavaşça aşağı indik "şey dışarıya çıkalım" dedim "ama fazla ayakta durman iyi olmayabilir yorgunsun" "hayır sıkıntı çıkmaz" dedim onu çekiştirerek, dışarıya çıktığımızda Teresa ve Rowan kılıçlarını siliyorlardı, yanlarına gittik.
"Merhaba çocuklar" "Ah Meridia senin şu an dinlenmen gerekiyordu" "Ben iyiyim Teresa" "Sen iyisinden senin yüzünden biz kötü olucaz çünkü Fenrys seni böyle görürse bizi gebertir" dedi Rowan "sahi Fenrys nerde?" "Ş-ş-şey F-Fenrys, Fenrys nerede Rowan?" Dedi Teresa Rowan a sert bir bakış atarak, bunlar bir işler çeviriyor ama ne? "Nerede Rowan" "A-a-am Fenrys in biraz işleri vardı oda gitti" "nereye?" "İşini halletmeye" "işi ne?" "Nerden bileyim ben o bir yüce lord işini herkese söyleyecek değil" dedi Rowan.
"Tamam kızmana gerek yok Rowan" "Ne oluyor burada?" Bu Fenrys idi, "hiç bir şey, neredeydin sen?" Dedim gülümseyerek, "bağzı işlerim vardı" dedi bu işte bir iş var.
"Sen niye ayaktasın, Meri gerçekten artık şunu yapmayı kesermisin" dedi yanıma gelerek, "neyi?" "Birşey oluyor yatağa düşüyorsun sonra daha iyileşmeden ayağa kalkıp geziyorsun, hiç sözümü dinlemiyorsun" "napiyim Fenrys yatakta durmaktan bıktım artık" dedim sinirli bir tavırla, "tamam Fenrys sıkıntı yok ben onun yanındayım" dedi Skeyri "evet Skeyri benim yanımda sen yokken de emin ellerdeyim merak etme" dedim trip atarak, "peki, gel o zaman yemeğe gidelim benim işlerim var" belimden tutup beni yemek odasına götürdü.
Yemek yedikten sonra Fenrys hızla ayağa kalktı, "nereye?" "İşlerim var akşama misafirlerimiz var hazırlanın" "kim bu misafirler" dedim, "tanımazsın sen, hazırlan güzel görün yeter" dedi. Ne işler karıştırıyor bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ ALFA
General Fiction"Kim öldürdü!" "Neden daha kimin öldürdüğünü bilmeden gelip bana kükrüyorsun?" "Hissettim, şimdi bana söyleyin kim öldürdü?" ablamlara baktı onlara doğru gitti dayanamadım "Kim yaptı dedim?" "Ben!...Ben öldürdüm!" "cesursun" bana döndü ve yaklaş...