28. Bölüm

408 32 1
                                    

Yanına oturup onun gibi cenim pozisyonuna girdim ve ona sıkı sıkı sarıldım...

Meridia nın ağzından:

Gözlerimi açtığımda arkamda biri yanımda uzanmış bana sıkı sıkı sarılıyordu.

Pencereye baktım güneşin aydınlığı odaya sızıyordu, bana sarılan kişinin eline baktım, b-bunlar Fenrys in elleriydi.

Yaptığı şey onunda hoşuna gitmemiş belliki. Lorys le karşı karşıya gelmeye sadece 2 gün kaldı, neyse böyle kalmayı biraz daha sürdürebilirdim.

Arkamı döndüğümde, Fenrys le burun buruna gelmiştik, oda uyanıktı ve sanırım saçlarımı kukluyordu. Ben gözlerine baktıkça bana özür dilediğini hissedebiliyordum, "özür dilerim" dedi fısıldayarak, gözlerimi bir şekilde onun gözlerinden ayırıp başımı eydim, "bana kız, döv, hatta istersen öldür, beni yerden yere vur ama birşey söyle ufaklığım"  "sorun değil, bunada alışacağım" dedim sessizce.

"Alışmayacaksın, bunu birdaha asla yaşamayacaksın, hayır ben babam gibi olmicam" son cümleyi her ne kadar sessizce söylemiş olsada onu duymuştum.

Dayanamayıp başımı kaldırdım, yüzüne baktım. Gözlerinden yaşlar akıyordu, ona sıkı sıkı sarıldım, "Bende özür dilerim, Lorys in bunu yaptığına o kadar kızmıştım ki tüm hıncımı senden çıkarttım, özür dilerim" dedim.

"Senin özür dilemene gerek yok benim hatamdı" ona dahada sıkı sarıldım, başımı öptü, oda bana daha sıkı sarıldı. "Seni seviyorum ufaklığım"  "bende seni çok seviyorum"  "Ben daha çok" dedi sırıtarak, "benimle rekabete girmek istermisin?" Dedim.

"Hayır, ama bunu bil seni benden çok kimse ama kimse sevemez"  "biliyorum, canavarım" tekrar başımı öptükten sonra kollarını gevşetti, "ben şimdi birliğe gideceğim, neler olup bittiğine bakacağım, pislikle yüzleşmemize 2 gün kaldı" "biliyorum" dedim.

"Gelmek istermisin?" Dedi, "Ah hayır sen git ben biraz dinleneceğim" ayağa kalktı, elini uzattı. Elini tuttum, öylece bileğime bakmıştı, Ah olamaz onu unutmuştum, "M-Meridia, Ah bunu yaptığıma inanmıyorum, özürdilerim, bileğini mosmor etmişim"  dedi sesi titreyerek, "Ah hayır acımıyor" dedim elimi hızla arkama saklayarak.

"Meridia, gel revire gideceğiz"  "Ah gerek yok senin işlerin var gitsene sen"  "gel didim" beni çekiştirak revir odasına götürdü, oradaki koltuğa oturdum, Fenrys bir şeyler arıyordu, elinde bir kremle yanıma geldi.

Kremin kapağını açıp nazik ve titizce bileğime sürdü, "tamamdır, tekrardan özür dilerim Meri bunu gerçekten yapmak istememiştim"  "tamam, biliyorum ikimizde dün istemeden birbirimizi kırdık, ve senin sırtın iyi değilmi dün istemeden sana zarar verdim"  "Bende bir sorun yok merak etme, iyice dinlen Meri karşılarına öyle bir çıkacağız ki iananamayacaklar"  "evet" dedim birlikte odadan çıktık, "ben gidiyorum" dedi hızla yanağıma bir öpücük konduğu gitti, bende yemek odasına gittim kahvaltı ettim.

Dövüş sanatları odasına gidip, kılıcımı, okumu ve yayımı aldıktan sonra, çalışma pistine gittim, kılıcımı bıraktım, dark tahtalarını tek tek nişan aldım...

Yaklaşık 14 saattir durmaksızın çalışıyorum, güneş batmıştı.

"Meridia, Luc sabahtan beri eve gelmediğini söyledi, yemekte yememişsin" dedi Fenrys, son okumuda fırlattıktan sonra Fenrys'e döndüm, "doğrusu çok acıktım, sen yemek yedinmi?"  "Hayır, bende yeni geldim, gel beraber yiyelim"  "tamam" dedim gülümseyerek. Birlikte yemek odasına gittik, Luc servis yaptıktan sonra gitti.

"Orada ne olup bitiyordu?" Dedim, "herkes senin dediğini yapıyor iyice çalışıp planı tekrarlıyorlar"  "iyi iyi güzel, bu günü saymazsak bir gün kalıyor, yarın son gün"  "evet, Meridia"  "evet?"  "Fazla düşüncelisin"  "yani evet öyle gibi"  "kendine güven" dedi, "teşekkürler" dedim, "ne için?"  "Bana güvendiğin için, daha doğrusu her şey için"  "Bende  teşekkür ederim" dedi, "ne için?"  "Hayatıma girdiğin için" qdedi, Ona gülümseyip yemek yemeye dönmüştüm.

Yemek yedikten sonra, fazla yorulduğum için direk odaya gittim ve kendimi uykunun kocaman ve huzurlu kollarına bıraktım...

Gözümü açtığımda sabah olmuştu, duşa girip hazırlandım. Aşağıya indim, yemek odasına gittiğimde Fenrys kahvaltı ediyordu, "Ah Meri bende seni bekliyordum"  "bende bu gün seninle birliğe gelebilirmiyim?"   "Bende onu sana diyecektim" dedi , "gel kahvaltı yap sonra gidelim" dedi "tamam"  kahvaltı yaptıktan sonra beraber atlara binip yola çıktık.

Birliğin kapısının önüne geldiğimizde kapıyı açtılar. İçeri girdiğimizde herkes iş başındaydı, kulübenin önüne gidip atlardan indik  gelip atları aldılar. İkimizde çevreye baktık, gözüme bir şey takıldı, oradaki peri yanlış hareket ediyordu, onunla çalışan kişi aniden saldırınca yere düştü, hemen koştum yanına, "hey dur, dur, dur" omuzlarından tutarak onu ayağa kaldırdım, "sorun sende değil, sadece yanlış hamleler yapıyorsun" dedim, "nasıl yani?" Dedi, diğerine döndüm, "şey evet sen güzel hamleler yapıyorsun ama unutma ki şimdi sadece çalışıyorsun yani arkadaşına hamleleri öğret ve biraz yavaş ol, fazla sertsin, hele karşındaki arkadaşın hamleleri yanlış yapıyorsa onu uyarmalısın" dedim gülümseyerek.

"tamam efendim" yere düşene döndüm, "adın ne?"  "Ford, efendim"  "peki ya senin?"  " jeremi" "tamam, jeremi maket kılıcı verebilirmisin"  "tabi efendim" dedi maket kılıcı vererek, "bak Ford, bana hamle yap" Ford hamle yaptı, "bak şimdi sen dikey hamle yaptın değilmi, ben kendimi korumak için kılıcı yatay yapmak zorundayım, yatay yaptım şimdi kılıcımı senin kılıcından ayırmadan döndürüp kurtulucam, evet bu kadar" "anladım efendim, çok sağolun"  "Hadi bakalım" dedim, benim karşımda bir deneme yaptılar evet işe yaramıştı, ellerimi arkamdan birleştirip "Afferin, bak basit sadece doğru hamleleri yapman gerekiyor" dedim "tamam efendim" dedi, gülümseyip arkamı döndüm, Fenrys bana bakıyordu, onun yanına gittim.

"Gel biraz çevreyi dolaşalım" dedi. "Az önce yaptığın şey çok güzeldi"  "teşekkür ederim ama bunu yapmasaydım eğer kendini koruyamayacaktı, karşısındaki gerçek düşmanı olsaydı onu çoktan öldürmüştü bile"  "bu iş sana çok yakıştı" "öylemi?"  "Evet, az önce çok çekici görünüyordun"  "yapma ama"  "Bana inanmıyormusun?" Yeterince kızarmıştım, ne diyeceğimide bilmiyordum ay "gerçekten, sen nasıl böyle olmayı başarabiliyorsun?"  "Nasıl yani?"  "Am bilmiyorum yeri gelince çok ciddi bi, yeri gelince sinirli, yeri gelince tatlı, yeri gelincede hepsi karışık, sen çok farklısın. Her halinle bile çekici ve güzel oluyorsun"  "eminim öyledir" dedim. "Öyle zaten, hani sana bazen yanımda olduğun halde seni özlüyorum demiştim, şimdi tam olarak onu yaşıyorum" dedi, Ona baktım, onu gerçekten çok seviyordum.

"Bu arada, tüm orduların ortak komutanı sensin"  "Ne?"  "Evet, ve bunu tüm ordular biliyor bunu onlara söylemiştim"  "yani sen tüm komutanlardanda üsttesin"  "teşekkürler".

Öyle zamanı çoktan gelip geçmişti, kulübenin önüne gittim, "herkes bana baksın, şimdi evlerinize gidip dinlemiyorsunuz"  "ama Meridia çalışmaları gerek" dedi Fenrys, "Fenrys söylesene bana 2-3 saat uyursan ve o halinle savaşa gidersen nasıl olursun?"  "haklısın"  dedi ona gülümsedim, "tamammı herkes gidip dinlensin, yarın saat 3 te kerkes burada olsun, Fenrys 3 uygunmu?"  "Evet" dedi, herkes eşyalarını alıp evlerine gitti, ben ve Fenrys de gittik, yemek odasına gidip yemeğimizi yedikten sonra odalarımızda çıktık, Fenrys in yine beni korkutmaması için kapıyı kilitledim, ve yatağa uzanıp yattım...

Odamdan gelen dürültüyle gözlerimi açtım.

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin