19. Bölüm

671 54 1
                                    

Çığlık duydum.

Hemen ağaçtan indim, sırtımdaki kemerden bir ok alıp yayımı gerdim, Sryi ye doğru yürüdüm, yavaş adımlarla ilerliyordum, evet tuzağım işe yaramıştı. Dikkatlice Sryi yi incelemeye başladım, beyaz tenliydi ama teni biraz griye kaçıyordu, ip inceliğinde dudakları, siyah ve ince telli saçları, pelerinin altından belli olan çıkık kemikleri, pörtlek ve açık mavi gözleri, değişikti, çırpınarak ağdan kurtulmaya çalışıyordu, parmakları çok uzundu, pozisyonumu hiç bozmadım, herşeye karşı hazır olmam gerekiyor.

Sryi çırpınmayı bırakıp havayı koklamaya başladı, "hımm, Melez kokusu almayalı uzun zaman oldu" nerden anlamıştı bu, bana döndü, "Ne istiyorsun benden?" Dedi tıslayarak, "duyduğuma göre senden sorularımın cevaplarını alabilirmişim"  "hm ne öğrenmek istiyorsun"  "neden ben?"  "Hı?"  "Neden ben Alfayım?"  "Direk sorsana bunu"  "uzatma yoksa yersin alnının ortasına oku"  "sertsin, sevdim seni"  "cevap ver"  "seçilmiş kişisin"  "neden ben seçildim"  "seni tanrılar seçti, ve bunu sağlayanda büyük babandı"  "ama neden ben?"  "Bak büyük baban annenin öldürüleceğini biliyordu, ve senin annenin intikamını almaya çalışacağını da biliyordu"  "Ben onu görmedim, hemde hiç"  "olabilir"  "benim annem kim?"  "Büyük yaz krallığının prensesiydi, ammada güzeldi ya, güzelliğini ondan almışsın"  "A-annem perimi?"  "Yaz krallığı diyorum, annen perilerin en güzel prenseydi"  "evet annem çok güzeldi, peki neden bunu benden sakladı, neden ben buraya getirildikten sonra benim rüyalarıma girip bana haber verdi"  "eğer bunu sana sen güçükken söyleseydi senin merakına yenik düşüp güçlerini öğrenmek isteyeceğini biliyordu, eğer böyle bir şey olsaydı seni tutsak alıp kötü işler yapmak için kullanacaklarını da biliyordu, sadece seni korumak istiyordu"  "benim ne gibi güçlerim var?"  "Zamanla göreceksin, açıkçası doğruyu söylemek gerekirse bu zamana kadar melez ve Alfa olan birini hiç görmemiştim, sende kimsede olmayan özellikler var, sen gelmiş geçmiş en güçlü perisin" neden ben, ben daha güçlerimi bile bilmezken en güçlü oluyorum, hıh
Tamamen saçmalık.

Ah en önemli soruyu unutacaktım, "A-a-annem ve babamı ö-öldürten kişi kim?"  "Bak bu önemli bir soru, ve bana pahalıya mâl olabilir, ama seni sevdim melez alfa, sana söyleyeceğim, kara-"  "neden durdun? Devam et!"  "Birileri geliyor" kulakları havaya dikildi, "kim geliyor?"  "Sal beni, sal beni ve kaç, bak eğer beni salmazsan beni kullanıp benimle eğlenirler, bırak beni gideyim" Sryi yi bırakmak için ağaçtaki bağlı olan ipe doğru bir adım attım ki, 5 tane up uzun boylu yaratıklar geldi, siyah pelerinler giymişlerdi, olduğum yerde durdum, "ooo bakın burada kimler varmış, Sryi nasılsın tatlım?"  "Aa bide misafirimiz varmış, A-a Sryi yi yakalaya bilecek kadar zeki davranmışsın, seni taktir ederim güzelim"  "Beg, yemeklerle dalga geçmeyi kes, bu gün güzel bir ziyafet var desene" hepsi aynı anda güldüler, öndeki bana doğru adım attı, "Dur! Dur dedim sana, yaklaşırsan ölürsün" "Ah çok korktum" Ne yapmam gerekiyor hiç bilmiyorum.

Sryi ye baktım acınası bir biçimde bana bakıyordu, "Meridia" dedi fısıldayarak, bunu onlar duymamış gibiydi, bi adım geri gittim derin nefes alıp, okun yönünü ağaca bağlı olan ipe çevirdim ve hiç düşünmeden oku fırlattım, ip kesildiği anda Sryi şimşek gibi koşup gitti, öndeki çanavar Sryi ye bakıp sonra başını bana çevirdi, bana doğru gelince sırtımdan hemen bir ok alıp fırlattım, öndeki kanlar içinde yere yığıldı, diğerleri yere yığılana bakıp bana döndüler ve hızlı adımlarla bana yaklaştılar, hiç düşünmeden koştum.

Uzaklaşmış gibiydim, çalıların hızla eziliş seslerini duyabiliyordum, hiç arkama bakmadan son hızla koştum, iyice bana yaklaşmış gibilerdi çünkü ezilme sesleri iyice yaklaşmıştı, arkama göz ucuyla baktım tam arkamdalardı tam tamına dört kişi, önüme döndüğümde ayağımı bir boşluğa attım ve yuvarlandım, canım yanmıştı, hemde çok, hemen ayağa kalktım, etrafıma baktım, kimse yoktu, dümdüz koşmaya başladım, yanımda benimle koşan bir yaratık belirdi, pençesini bana doğru salladı, kendimi eğerek kurtulmayı başardım, ayağım bir dala takıldı yere düştüm, yaratık durup sırıttı, "bizden asla kaçamazsın"  "BOŞ BOĞAZ!" Diye bağırdım, "Sen onu banamı söyledin"  "olabilirdi olmayabilirde"  dedim, arkadaşları geldi, etrafım sarılmıştı, yaratık bana doğru eğlence, hızla elimi oka alıp direk fırlattım, tam alnının ortasından vurmuştum.

Yaratık üzerime düştü, onu üzerimden atıp ayağa kalktım, diğer yaratıklar üçgen şekline girmiş bana doğru geliyorlardı, beklenmedik bir hamle yaptım, önce bi adım sağa gittim sonra hızla yön değiştirip, boşluk sağladığım, sol tarafa doğru koştum, evet aralarından kendimi kurtarmayı başarmıştım, ama hala peşimdelerdi.

Bi tanesi hızla önüme geçip koşmaya başladı, Ah lanet olsu elinde balta vardı ve bana doğru tutuyordu, ne yapmam gerekiyor, yavaşlayıp gözlerimi kapattım, düşün Meri düşün, gözlerimi açtığımda, baltayı bana fırlatacaktı, ellerimi savunma amaçlı yüzümün önüne verdim, baltanın şu ana kadar bana değmesi gerekmiyormuydu, gözlerimi açtığımda, balta çok yavaş hareket ediyordu ve hala havadaydı, yaratık ise hala fırlatma aşamasındaydı, bu fırsatı değerlendirip baltayı yaratığa doğru çevirdim, ve zaman hızlanmaya başladı, balta tam yüzüne isabet etti.

Diğer ikisi nerede? Herneyse bu içime gelir, hemen koşmaya başladım...
Bacağıma bir taş deydi, yere çakıldım, canım çok acıdı, yaratığın bana doğru koştuğunu gördüm, ayağıma değen taşı alıp ona fırlattım bu onu oyalardı, ayağa kalktım, sendeleyerek koşmaya başladım, sırtım yanmaya başladı, bu pençeydi, kıyafetim yırtıldı, yere düştüm, arkamı döndüğümde yaratığın tırnaklarında benim kıyafetimin parçaları asılı kalmıştı, arka taraftan boynumu biri tuttu ve sıkmaya başladı, önümdeki yaratık bana yaklaştı, "Sen kimlere bulaştığının farkındamısın adi yaratık" Ah ne saçma onlar bana bulaşmıştı oysaki, "benmi size bulaşmışım?" Zorda olsa ağzımdan birseyler çıkmıştı, yaratık pençesini havaya kaldırdı, tam o sırada şiddetli bir kükreme sesi duydum, yaratık arkasına  baktığında, kükreyen canavar pençeleriyle yaratığın boynunu kesti, yaratığın kanı yüzümü yıkamıştı adeta, midem bulandı. Boynumu tutan yaratık boynumu bırakıp kaçtı, ama Fenrys dururmu, yaratığa yetişip ona tekrar tekrar vurdu.

Ayağa kalkacak halim yoktu, canavara baktığımda nefes nefese kalmıştı, ve canavardan bir adet Fenrys ortaya çıktı, bana doğru yürüdü, yanıma gelip tek dizi üzerine oturdu, "iyimisin?"  "İyiyim, iyi"  beni baştan aşağı süzdü, "nasıl iyisin, kaşın patlamış, burnun kanıyor, hadi eve gidiyoruz"  "iyiyim dedim ya"  "kalk dedim" ayağa kalkıp elini uzattı, elinden yardım alarak ayağa kalktım, sendeliyordum, "sendeliyorsun"  "lanet olası yaratık ayağıma taş attı,"  elini sırtıma dayayınca istemeden kendimi geri çektim, çünkü sırtımda büyük ve derin pençe izleri vardı, "hey neyi-, aman tanrım Meridia sırtın"  "fazla derin değil, iki güne geçer, "Sen ciddimisin?"  "Birşeyim yok, iyiyim dedim sadece birkaç küçük yara"  "yok bu böyle olmicak" beni kucağına aldı sadece kanatları çıktı kendisi canavara dönüşmedi, bunu yapabildiğini bilmiyordum, ama çok havalıydı.

Hızla uçmaya başladı, çok kızgın gözüküyordu, off bi eve gidelim, Rowan ın başı fena dertte, mahvedeceğim onu, "gözlerim kapanıyordu, uykum geliyordu, üşüyorum, Fenrys, kapıya tekme atar atmaz iki kanatlı koskocaman kapı açıldı, beni revir odasına götürdü, oradaki yatağa oturttu, Fenrys tezgah ta birşeyler yapıyordu sonra yanıma geldi, arkama oturup sırtımı temizlemeye başladı, canım çok yanıyordu, gözlerim karardı. Düştüm gerisi zifiri karanlık...

Bölüm nasıldı canlar?
: )

MELEZ ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin