Seninle Herşeye Varım Ben

1.6K 168 29
                                    

-VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN- <3 

Sen sen benim için

Sıcak bir güneşsin

Bugünlerin yarınlarım her şeyimsin benim

Göstermesin tanrım yaşatmasın bana

Nefes bile alamam yokluğunda

-

Düğün demek telaş demekti. Telaş demek ise zaten pimi çekilmiş bir boma misali sürekli etrafa çatmaya yer arayan Baran'ın birilerine patlaması demekti.

Etrafta koşturan ufak çocuklar her an her saniye facia doğuracakmış gibi dururken Baran dehşet verici kehribarlarını çevirip derin bir nefes aldı. Düğün sahibiydi ve...Polemik çıkarmamaları gerekirdi. Zaten Birol'un en mutlu gününün hazırlık sürecinde yanında olamayışı ağabeyine bir ihanet gibi geliyordu. Keza aynı biçimde Peyker'in gününe ucu ucuna yetişmiş ve mutlu taklidi yapan Esrigün de aynı biçimde kendini ufak bir hain gibi hissediyordu.

Yutkundu Baran. Esrigün'ün bunca zaman kendi başına sırtladığı sırrına ortak olmak bile kısa zamanda hayatını karıştırmış ve biraz da avuç içlerini terleterek karıncalandırmıştı. Onun omuzlarındaki ağır yükün yıllarla dolu kederini ise Baran tahmin dahi edemezdi. Acıyordu ve acıtıyordu zira onun o hastane koridorunda tek oluşu. Ve tüm bunları yaparken bambaşka biri gibi davranmaya çabalayarak mutlu olmaya çabalayışı daha da kederliydi.

Birileri üzgün olmasın diye kendine mutluluk oyunları oynamak kadar acı vericiydi ve Baran nefesini tuttu.

Kıvırcık kısa saçları ufak ufak lülüklenirken onun bronz ışıltılı teninin solgun yansımasına bakarak iç geçirdi Baran. Kum rengi saçlarının,altın yansımalı tenindeki güzelliği büyülüyordu. Menekşe moru mavileri ışıl ışıl herkesten farklı güzelliğiyle dikiliyordu orada.

Ve bir gülüşü vardı, Baran seyir zevki yüksek bu kalp acısına dayanamıyordu bir dakika uzak kalamadan...

Anne ve babası Baran'ın eline tepsi dolusu bademli draje nikah şekeri tutturup düğün mekanının girişine bostan korkuluğu gibi dikmişti. Yanında duran Esrigün ise sünnet çocukları gibi mahsun halde bakıyor gelene geçene kolonya serpiştirmek gibi kutsal bir görevle kutsanıyordu.

Daha da fenası bacaklarına çarpıp geçen eli balonlu ve ışıldaklı yanıp sönen çubuklarıyla dolaşan binlerce veledin sesiydi. Üstelik Kıbrıs'tan gelen akrabalarının bir çoğunun çocuklarının Kıbrıs Türkçesi ile birlikte karman çorman gürültülü bir bulut çalınıyordu kulaklarına.

Her şey olması gerekiği gibiydi. Esrigün heyecanla mırıldanıyordu beyaz renkli gömleğini düzeltip "Testi...Testiyi unutmayasın.."diye mırıldanıyordu yanındaki bir kadın akrabasına. "Testiyi getircen?"dedi telaşla.

"Ne testisi?"diye gülümsedi Baran onun telaşlı hallerine.

"Çocuğuynan testi getireceğiken geçikti."diye mırıldandı Esrigün kendine has üslupla.

"Türkçe ayarlayalım."dedi Baran eliyle kanal değiştirir gibi kumandaya basar gibi alay ederken.

"Şaka mı gelirim sana?"diye homurdandı öfkeli menekşe denizleri. "Esgiden adet..Testi gelir içi para ve şeker dolu.."

"Nasıl sığıyorsun testiye.."diye fısıldadı Baran çapkın bir gülüşle.

"Dansa geleceğiler şimdi!"diye mırıldandı Esrigün telaşla. "Dans edecek kız bul..."

"Ne?"

"Bana danslık kız bul.."diye mırıldandı Esrigün. "Abam kızar dansa kalkmadım mı ?"

"Yoo."dedi Baran sinirle kaş çatıp. "Halaya kalkarız..."

Ve o klasik klişeyi gerçekleştirmişti Birol. 

Salonda bütün ışıklar kapanınca düğün ekibi meşalelerle yolu aydınlatırken "Kayahan ve klasikleri eşliğinde" salona doğru adımlamak! Gerçekten yapmış mıydı bu klişeyi ?

"Lord Voldemort ve müritlerini toplar gibim.."diye kıkırdadı Esrigün alayla.

"Ağzından alev çıkarsa ne gülerim.."diye sırıttı Baran göz devirip.

Ağabeyi o denli yakışıklı olmuştu ki Baran bir ıslık çaldı. Sigara paketlerindeki ciğerlerin öncesi sonrası hali gibiydi. Demek ki Baran da hafif kelleşip göbek bağlayınca yakışıklı kalabilirdi...Sırıttı Baran. Peyker'den de bunu bekliyordu.

Göğüs ve karın bölgesi taşlarla ve simlerle kaplı upuzun kuyruklu kabarık gelinliği, uzun sarı saçlarının maşa maşa indiği papatya tacı...

"Kabartmış keki.."diye fısıldadı Baran hayranlıkla. "Genetik güzel ama biraz sadeleşmeye mi gitseydi.."

"Gösteriş kanımızda var bizim."diye mırıldandı Esrigün kırmızı papyonunu düzeltirken.

"Onu fark ettim...Golden yavrulara benzemişin.."diye takıldı Baran alkış tutup masa altından Esrigün'ü tekmelerken.

"Sen de kocamış kurda benzemişin."diye mırıldandı Esrigün hafifçe dil çıkarıp.

İlk dans için gelin ve damat pistin ortasında romantik bir dans şöleni sunarken dansın ortalarına doğru diğer dansa kalkmak isteyenler de onların etrafında bir çember oluşturdu yavaşça. Herkes birileriyle dansa kalkarken Esrigün titrek dudaklarıyla büzmüştü dudaklarını.

Tamam Birol ve Peyker'in gönlü olsun istiyordu Baran.

Ama Esrigün'ü kimseyle paylaşamazdı. İki dakika bile!  Ve Esrigün de aynı kanıdaydı. Sanırım hastalık derecesinde kıskanç bir ikili oldukları konusunda hemfikirlerdi...

Baran kolunda tuttuğu oğlanın duygu dolu bakışlarını süzüp mırıldandı.

"F-Ficakafa.."diye mırıldandı Esrigün irice açılan menekşelerle. "N-Naparsın be!"

"Feca değil miydi o?"dedi Baran oğlanı karanlıkta tuvalete çekerken.

"N-Napıyoz!"dedi Esrigün tuvalete doğru çekildiğinde yutkunup.

"Dans.."diye fısıldadı Baran odun gibi onun önüne dikilirken. Oğlanın belini kavradı ve yavaşça ellerini elleri arasına aldı. Aynı odunsu duruşla ömründe doğru düzgün dans etmemiş ikiliden Esrigün beceriksizce dolandı boynuna.

Sanki yatakta yılan olan o değilmişçesine...

Müzik sesi "Seninle her şeye varım ben.."sözüyle birlikte içeriye dolarken yavaşça sallandılar birbirilerinin ayaklarına basa basa o tuvalette.

Ve tüm dans pistlerinden güzeldi onların ilk dansları...

"Seninle her şeye varım ben..."diye fısıldadı Baran salınarak dans ettiği oğlana mırıldanıp.

"B-Baran.."diye fısıldadı Esrigün tebessümle.

"Bu da bizim gizli dansımız.."diye fısıldadı Baran omuz silkip. "Hem ben kıskanç bir piç kurusuyum ve ...pistte herkes seni görsün de hayran kalsın istemem.."

"Ve ben de kıskanç bir piç  kurusuyum.."diye kıkırdadı Esrigün. "Tencereylen kapak!"


Kıbrıs Rüyası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin