Bağıra Bağıra Yazarım

1.5K 161 19
                                    

-----Vote ve Yorum Bırakmayı Unutmayın ---

Açıkçası yaz rüyası yazın sonuyla tatlı bir düğün kapanışıyla bitmişti.

Dürüst olmak gerekirse Baran zorla çıktığı bu tatil yolculuğunda dünyanın en huysuz ve mızmız canlısı olarak söylenirken karışan valizler vasıtasıyla birlikte hayatının aşkını bulabilmenin cilvesini yaşıyordu.

Misal cadde cadde hayatının aşkını arasaydı kesin bulamazdı lakin yol boyunca sinirlerini bozan ve kavgaya tutuştuğu oğlanla karışan "esrarengiz baksırlarla" dolu valizle birlikte bulabiliyordu işte insan aşkı.

Ve bu süre zarfında Esrigün'ün yanından ayrılmaz olmuştu açıkçası. Arada bir işlettikleri dükkana uğruyor olsa da aile evinde vakit bile geçirmiyordu. Anne ve babasına kısa süreli ziyaretler vardı ve sonrasında koşa koşa adımlarla menekşe bahçelerine yol alıyordu.

Bir artı bir öğrenci evi bir aile evi haline gelmişti. 

Herkes yakınlıklarını "kayınbiladerler.."diye adlandırıyor olsa da Baran onlar için tek bir isim bulabilirdi. "Birbirine Kayan Biladerler..."

Zira Baran her gece kucağında nefes nefese fantezilerle ışıldayan oğlanı göğsünde uyuturken hiç de biladerlerin yaptığı "tavla" atmaca oyununu oynamadıklarını inkar edemezdi. Sadece şu vardı, karınlarını doyurmak için Peyker ve Birol'un cici evli evlerini ziyaret ediyorlardı. Peyker'in mutfağından karınlarını doyuruyorlar menüyü beğenmezlerse İnci Hanım'a doğru yola çıkıyorlardı yavaşça.

Evet, lokanta gezer gibi sülale bireylerini gezerek karınlarını doyuruyor sonrasında ise biriktirdikleri enerjiyle birlikte gece sevişe sevişe inletiyorlardı duvarları.

Komutanı bu uzun sıska oğlanın emirlerine itaatine hayrandı!

Her şey bir anda felaket senaryosuna döndüğünde Baran ile Esrigün beşinci ayını kutluyordu. Aslında o gün Peyker'in evinde olsalar her şey daha farklı olabilirdi. Sürdürdükleri yalanı uzatmıyorlardı lakin etkileri hala devam ediyordu zira Esrigün'ün sıkı bir diyeti vardı.

Baran da onunla birlikte çok sevdiği sigarayı dahi bırakmıştı.

Alkol yoktu.

Et ve ışıl işlem görmüş gıdalar yoktu.

Paketli ve hazır dondurulmuş gıda yoktu.

Bolca sebze,balık, tahıl ve sıkı bir sıvı takvisiyesine devam ediyordu Esrigün. Onun diyeti için özel olarak çaba gösteriyorlardı ve Baran sırf canı çekmesin diye hamur işine bile veda etmişti.

Patlıcan kebabı da sevdaya dahildi.

İnci Hanım'ın közlenmiş patlıcan yaptığı kış gününde fırında patates ve soslu bezelye yedikleri vakit gülümsemişti annesi oğlana tebessümle.

"Nikahta keramet var.."diye mırıldandı İnci Hanım kahvesini hüpüdetirken.

"Hı?"

"Baraaaan."dedi İnci Hanım tatlıca. "Aslannn oğluşum benim..."

Esrigün ağzında çorba kaşığıyla dik bir bakış atarken Baran "bilmiyorum" anlamında kafa salladı.

"Bu akşam.."dedi İnci Hanım tebessümle. "Sana hanım bir kız getirdim uzaklardan misafir,yazlıktan komşumuz Ali Amca'nın öğretmen olan torunu.....Belkıs..."diye mırıldandı. "Misafirliğe gelecekler ailesiyle.."

"Eee?"

"Bir salın da giyin de.."dedi İnci Hanım gururla. "Aslan parçası görsünler, değil mi Esrigün'üm, boncuk  oğlum?"

Esrigün boncuk oğlan mıydı.

Boğacak oğlan mıydı bilmiyordu.

"Ne alaka anne?"dedi Baran sinirle. "Millete görücü mü gidiyorsun sen..."

"Yok yok...Kız görmek istemiş seni.."dedi İnci Hanım gururla. "Askeriyeden sonra evin yurdu da belli artık...Nikahta keramet vardır.."


Kıbrıs Rüyası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin