Sade

1.5K 167 36
                                    

----Vote ve Yorum Bırakmayı Unutmayın----

Uzanıp kıyıda yanıbaşıma

Aşkını ne güzel söyledin bana

Eskiyip ışıklar gece olunca

Sırrını ne güzel gizledin bana

Yarınımda dünde

Gecemde günde

Bir ömür bende kal

Sakin sade böyle en iyisi

Demli dingin boş inan ki ötesi

Kim söyle kim yazılanı silebilir ki

Külüne güvenip yanabilirim

Aksine inanıp sönebilirim

Nefsime aldanıp sana kanınca

Kendimi silmeyi öğrenebilirim

-

Matem havasını sadece Esrigün'ün menekşe denizleri görür gibiydi. Ve bu matem havasını içinde yaşayan ise Baran gibiydi.

İnci Hanım ,Belkıs değilse Ayşe'yi,Ayşe değil ise Fatma'yı, Fatma değilse Hayriye'yi...Yani eli yüzü düzgün,edepli görünen ve üreme potansiyeli olan oğlunun yanına yakıştırdığı her dişiyi getirecekti Baran'a belli ki.

Bir anne olarak Esrigün ona kızamıyordu. Kendi annesini tanıyamamıştı,hayat onların defterinden bir sayfa koparıp atmıştı anne ve babasının satırlarıyla dolu hayat defterini. Lakin Peyker hem anne hem baba idi. Hem abla hem de bir ağabey. Hem de Esrigün'ün en yakın arkadaşı idi. Bu nedenle anne figürü olarak kendini gören ablasının gözlerinden de aynısını okumak mümkün olabilirdi ; o da Esrigün için en iyisini isterdi.

İnci Hanım'ın hırkasını giyip onun gözlüklerinden bakmaya çalışıyordu Esrigün dünyaya. Nişanlanan oğlu , nişan atmıştı. Diğer oğlu ebedi bekarlık yeminini Kıbrıs'ta bir tatilde bozarak aşık oluvermişti. İnci Hanım ,Esrigün bir kız olmadığı için bilemezdi lakin o gün orada sadece Birol eş olarak Peyker'i seçmemişti. Baran da Esrigün'ü kendine seçmişti.

Hatta Baran ve Esrigün tanıştığı için bu ilişkide bu vesileyle doğmuştu küllerinden.

Daha önce nişanlanıp bu nişanı atan oğlunun psikolojisinin düzenli olmadığını biliyordu annesi. Zaten çok sevdiği askerlikten zorunlu bir emeklilikle ayrılmış olması, bir bölük askerin şehit olurken komutanları olan oğlunun aksak bir bacak ve karalar bağlayan bir yürekle kendine kapanması zoruna gidiyordu. Baran'ın huysuz ruh halleri daha da huysuz hale geldiği için ve kendini tamamen kapattığı için İnci Hanım onu bir evlilikle mutlu kılmaya çabalıyordu.

Bu coğrafyada nedendir bilinmez insanlar evliliği bir şeylerin çözüm anahtarı olarak türetiyordu. Oğlunuzun psikolojisi bozuksa misal onu bir psikolog ile görüştürüp sosyal çevresini genişletmeye teşvik etmek yerine evlendirmen gerekiyordu. Hatta gözünüze kestirdiğiniz ilk kızın da hırlı mı hırsız mı olduğunun pek bir önemi yoktu.

Kız mıydı ? Tamam.

Esrigün dudaklarını birbirine bastırıp Belkıs denilen kızın dalgınca çay içerken savrulan saçlarına bakındı. Uzun,siyah ve..

Esrigün yutkundu.

Baran hep dünyada en çok sevdiğin şeyin Esrigün'ün menekşe denizleri ve kıvırcık kum rengi altın saçları olduğunu söylerdi. Uzun ve şelale misali belden inen siyah saç sevse..Söylerdi hem. Esrigün gözleriyle kızı yiyip bitirirken hüzünle burnunu çekip muhabbete dahil olmaya çabalayarak tebessüm etti sadece.

"....Esrigün de uçak mühendisliği okuyor.."diye mırıldandı İnci Hanım tebessümle. "Peykerciğimin kardeşi, ne güzel oğlan değil mi ? Hem güzel hem zeki maşallah."

O zaman beni al oğluna?

Esrigün otuz iki diş içeren zorunlu bir gülüşle yutkunurken derin bir nefes verdi.

"Bu sene de ikinci sınıf oldu.."diye mırıldandı Baran'ın babası gururla. "Türkiye'de hem..."

Yalandı.

Okulu dondurmuştu.

Okula hiç uğramamıştı.

Son iki senesi tedavi için okul bahanesiyle hastaneye kaçmakla ve hastane koridorlarında ölmemek için tanrıya yakarmakla geçmişti.

"Sosyal bir çocuktur ama."dedi İnci Hanım. "Daha küçük zaten sevgili olayları için on dokuz ne ki...Okusun maşallah kolay mı mühendislik okumak..."

Yalandı.

Aylardır oğlunla birlikte el ele uyumadığım tek bir sabah bile olmadı.

Esrigün yutkunurken Baran araya girdi. "Nazar değdirmeyi sever annem."dedi sertçe gülümserken. "Müsaadeniz olursa bizim arkadaşlar bekliyordu bizi. Erken kalkarsak.."

Belkıs havaya kalkan kaşlarla şok olmuş bir bakış atarken İnci Hanım'a Baran ise annesine sert bir bakış yolladı.

"Ee, oğlum...Belkıs da.."dedi İnci Hanım tebessümle. "Belkıs kızımız da deniz subaylığı okumuş ama devam etmiyor ,sınavlar hakkında laflasanıza biraz sınavlara hazırlanıyormuş atamalar için..."

"Orduyla ilişiğim biteli epey oldu."dedi Baran tebessümle. "Ayrıca ben kara ordusundaydım, suları babam ve ağabeyim daha iyi bilir annecim."

Belkıs şaşkınca teyzesine ve yengesine bakınırken şaşkınca bakınan diğer insanlarda İnci Hanım'a doğru bir bakış attı.

"Kıbrıs denizini anlatıver oğlum."dedi İnci Hanım sinirle karışık bir gülümseme sunarken. 

"Nişanda da yoktunuz sahi."dedi Belkıs tebessümle. "Tatilde olduğunuzu söyledi İnci Hanım."

Yalan.

Esrigün ve tedavisi için Kıbrıs'ta geçen uykusuz ve keder dolu bir ay...

"Biz unuttuk o mevzuyu."dedi Birol annesinin lafını kesip. "Genç onlar bir şey olmaz. Hallettik."

Peyker ise muhabbetten daralmış halde elindeki yelpazeyle kendine rüzgar yaratırken "Ben sevindim giderikan Esrigün tek kalır diye korkaydım hep."dedi sahte bir tebessümle. "Çocuğuynan gidimiyorum diye... Okulu var idi Esrigün'ün abam tek kalırdı ben de yoktum Kıbrıs'ta.."

"Aa,Kıbrıslı değil misiniz canım siz?"dedi kadınlardan biri çayını "hüp" yaparken. "Memleketine gitmiş işte çocuk bizim Baran ne anlar..gezmeden tatilden. Oturmuştur evde boş boş gelip yardım edeydi ya abisine.."

"Gelmiştirler işte."dedi Peyker tek kaşını havaya kaldırıp. "Bir düğün eyledik, gonuşmak lüzumu yok. Bitmiştir gitmiştir..."

"Valla Baran'ın sinirini çekemezdim."dedi Birol sert bir öksürükle. "İyi de oldu ayak altında olmadıkları zaten..."

"Baran."dedi Birol kaş göz yaparken. "Sigara içeceğim gel bir benimle bahçeye sen.."

Baran onun peşinden adımlarken Peyker tek kaşını havaya kaldırıp kardeşini baştan aşağı süzdü. "Sen benimle mutfağa gelesin abam, boyum yetmez rafa.."

"Aaa gelin kızım ben veriyim ne alacaksan?"dedi İnci Hanım.

"Midem ağrır."dedi Peyker. "İlimonlu su edeceğim. Esrigün,hadi abam..."

Peyker kardeşini mutfağa,Birol ise bahçeye çıkardı kardeşini.

Ve Birol sinirle soluduğu sigara dumanıyla Baran'ın kehribarlarına dikti gözlerini.

"Esrigünle aranızda ne var lan sizin!"diye gürledi Birol burun delikleri hırsla irileşirken.


Kıbrıs Rüyası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin