Ne Güzel Güldün O Akşam Bana

2.3K 196 180
                                    

O gece en ala rakı sofrasında en güzel çiçek Esrigün idi.

Cephede bir bölük askeri can vermiş Baran'ın dünyaya yeniden gelişiydi menekşe denizi gözler.
Hayata yeniden tutunuşun ve anlam buluşun isme ve cisme sahip olması demekti Esrigün.

İsmi gibiydi.
Fırtına demekti.
Fırtınalı denizler denizcilerin korkulu rüyasıydı belki evet ama denizci ruhunun temizliği için de afillisinden bir fırtına gerektiğini biliyordu Baran.
Temizlemişti içinden korku tohumlarını,öfkeyi ve hayata nefretini.
Bir gülüşü bir edasıyla cemrelenmişti kalbine.

Ne vazodaki nadide bir çiçek ne de bir başka şey.
Esrigün dizinin dibindeydi.
Kafiydi.

Kabusları...
Bir zehir gibi istila ediyordu Baran'ı.
Orada ölmemişti.
Ama ruhunu teslim etmişti.
Tozdu,dumandı.
Sazla söz yoktu.
Yalnızca vahşetin çığlıkları vardı.
Ölüler denizi kanla köpürüyordu.

Birilerinin son beşiği,birilerinin ilk göz ağrısı.
Birilerinin sevgilisi kimisinin evladı. Birinin can dostu birilerinin ise canı ciğeriydi her biri.
Baran'ın ocakları farklı evlerde tüten manevi kardeşleriydi.
Her biri şehadet şerbetini içmiş,tek damlası da düşmüştü Baran'ın dizine.
Eskisi gibi hayalindeki mesleği yapamamak ile kurtulsa da canı yaşıyor ruhu kıvranıyordu.

Gülmeyi bilmezdi Esrigün öncesinde.
Esrigün öncesinde küçük detayları da bilmezdi Baran.
Esrigün o denli mutluluk kaynağı olmuştu ki Baran adına.
Baran yeniden doğmuştu.
Bu defa annesinin karnında değil,sevdasının yüreğinde gözlerini açmıştı.

Çok kısa bir zamanda.
Belki biraz da zorla...
Bence gayet iyi de anlaştık...

Elindeki rakıdan bir yudum daha alıp dizinde oturan oğlanın boynundan bir meltem çaldı.
Denizi gören tepelerden birinde kimsecikler yokken ne güzeldi dünya.
Hiç şüphesiz...
Sadece Baran ve Esrigün için yaratılmış gibiydi.

Kakao-hindistan cevizi kokulu vücut yağı kokusunu soluyup kendi teniyle harmonisine dudak ısırdı Baran.
Kucağında oturan oğlanın boynuna bir busecik kondururken oğlanın elleri ağrısı sızısı bitmeyen dizlerini buldu o anda.
Dokunuşları şifa veriyordu.
Ne ağrı vardı ne sızı.

Esrigün dokununca bitiyordu gamı yası.
Gönlü feraha eriyordu Baran'ın.

Esrigün'un kumrallı sarılı bonus kıvılcıkları burnuna girerken sırıttı Baran.
"En çok saçlarını seviyorum senin. Menekşe gözlerinden sonra."

"Ha..."dedi Esrigün yalancı bir sitemle naz ederken.
Baran'ın omzuna bir öpücük kondurup ağzına yollanan karpuz için araladı dudaklarını.
"Beni değil de saçlarımı gözlerimi..."

"Kezban mısın la sen?"dedi Baran kehribarlarını devirip.
"Sıçtın içine anın..."

"Kezban kim?"dedi Esrigün sitemle.
"Gebertirim seni,kim o? O da mı patlıcan kebabı yapıyordu yoksa sana."

"Offf."diye iç geçirdi Baran burun çekip.
"Ama nazlısın sen ha."

"Nazlı?"dedi Esrigün kalçalarını Baran'ın karnına basarken.

"Neticeye değil Hatice'ye bak...Yanımda sen varsın dimi? Anlaşılır oldu mu gülüm?"diye fısıldadı Baran tane tane.

"Hatice?"

"Ebenin..."

"Tamam tamam."dedi Esrigün cilveli bir kikirtiyle.
"Bir ben varım."

"Tabi ya."

Kıbrıs Rüyası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin