Orpheus'un Gözleri

3K 257 281
                                    

"Bundan da yesenize oğluşum."

İnci Hanım ,Esrigün'ün neredeyse kendi kadar tabağa bir şeyler daha doldururken Baran uykuyla kapanan gözlerini ovuşturdu.
"Baran,annem hasta mısın? Çok içtiniz dimi gece. Hallere bak göz kafa mosmor."

Esrigün olumsuz anlamda başını iki yana salladı.
Saat öğleden sonra beşti.
Üçe kadar zil zurna sarhoş halde uyumuştu ikisi de.
Birol,Peyker'i deniz kıyısına çaya götürürken Vedat Bey okey dostlarını aksatmamak üzere adımlamıştı çay ocağına.

İnci Hanım ise pazara gidememişti korkusuna.
İki oğlan birbirine dolanmış,sızıp kalmıştı akşama kadar.
Saatlerce beklemişse de uyanmadıkları için endişelenip dürtmek zorunda kalmışlardı.
"Günü kaçırdınız oğlum."demişti kadın telaşla.

"Her günüm aynı zaten anne. Ne değişecekti erken uyansam? Ha beyimizin aşıkları bekliyordur orası ayrı bir mevzu."dedi Baran alayla.
Henüz gözlerini bile aralamamıştı...

"Sana da günaydın."demişti Esrigün mayışıkca.

"Çay yaptım gelin bari kahvaltı hazırlayayım size."

Masada tıka basa tabaklara bir şey dolduran kadın iki oğlana bakıp hala söyleniyordu.
"Gençsiniz oğlum siz. Erkenden kalksanız,sporunuzu yapsanız. Bir toplum içine çıksanız,salınsanız. İç iç uyu." Özellikle genele vurarak Baran'ı eleştiriyordu bu noktada açık ve seçik.

"Haklısın teyzecim."dedi Esrigün.
"Ablama ev bakmam gerekiyor."

"Aa."dedi kadın irileşen gözlerle.
"Oğlum,ne güzel gelmiş ablan. Yemeğini yapar,evi çeker çevirir.  Başında gölge eder. Ne yapacaksınız ayrı gayrı. Kal ablanla."

"Ama hani evlenecekler ya teyze."dedi Esrigün zoraki bir gülümsemeyle.

"Üstüme iyilik sağlık.  Evlenince kardeşi olmayacak mısın sanki?"dedi kadın merakla.
"Gençsin rahat edemezsin evet ama gurbet ellerde bir başına manyağı var,hırsızı... Enişten salmaz da seni."

"Anne."dedi Baran çayından bir yudum alırken kapanan gözleriyle.
"Napacak akşamları abimle güreş mi tutacak? Ablasıyla fasulye mi kıracak? Üç yaşında mı bırak takılsın ergen ergen. "

"Güzelin düşmanı çok olur annem."dedi kadın endişeyle.
"Ay maşallah. Kıskanırlar çocuğu,yanlışa çekerler."

"Senin oğulların at hırsızı,senlik mevzu yok İnci Sultan."dedi Baran ayak ucuyla Esrigün'ü dürtüp.

"Ay Baran ben onu mu dedim ? Sen çirkin olur musun. Esrigün cana yakın ya ondan diyorum. " Annesi telaşla gafları toplamaya çalışırken Baran kaleye golu  attı.

Esrigün apar topar Baran'ın işaretlemesiyle kalktı onunla beraber.
"Ya benim acilen ödev yapmam lazımdı..."

"Ben bırakırım seni."dedi Baran.

"Kek koyayım mı yersin evde?"dedi İnci Hanım.
"Peyker çıkmadan şey demişti bu gün geç geleceklermiş. Abin Galata'ya mı ne çıkaracakmış bir şeyler."

Baran,yılbaşından önce şişmanlatılmak amacıyla sürekli ağzına bir şeyler tıkınan ve zavallı bir hindi gibi duran Esrigün'ü kendine çekerken mırıldandı.
"Anne ,yemiyor adam zorlama."

"Güçsüz kalır."

Baran o evdeki sonsuzluk ikram döngüsünü çok iyi biliyordu. Kahvaltıdan sonra "Haydi bir kahve!" diyeceklerdi.
Kahveler bitecekti ki "Aa çay koydum çocuğum,kurabiye de var!"
Hadi diyelim eyvallah çekildi.
Sonsuzluk döngüsündeki meyve döngüsünden sonra "Akşam yemeğine kalmazsan darılırım." gelecekti.

Kıbrıs Rüyası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin