***Vote ve yorum bırakmayı unutmayın. ❤****
Denizden buram buram yayılan meltemin yosun kokusuyla evlerin içine dolduğu,ev duvarlarının dış yüzeylerini ise sarmaşıkların süslediği bir sahil kasabası.
"Ben burada doğdum !"diye gürledi Esrigün sevinçle sabah saatlerinde ulaştıkları evin bahçe avlusundan girip iri büyük kahverengi kapıyı kapatırken.
İki katlı taştan bir konak gibiydi.
Hoş buradaki bütün evler irili ufaklı beyaz taş duvarlı,büyük avlu bahçesi olan evlerdi.
Denizin kokusu sinen ve kapı girişinde salkım saçak mor mavi çiçekler olan eve bakarak gülümsedi.Bu avluda emekleyen bir Esrigün hayal edince...
Sanırım kalp krizi geçirecek kadar titriyordu Baran'ın aksak bacağı kadar aksayan kalbi!İlk kelimelerini bu sahil kasabasındaki evin bahçesinde şen şakrak bir yaz gecesinde çınlatmıştı Esrigün.
Ablası Peyker ona annelik ederken ikisi birlikte bu küçük sahil kasabasında bir kaç akraba harici birbirinden gayri kimsesi olmayan koca bir aile olmuşlardı iki kişilik dev bir ekip..Ve Baran şimdi aşığı olduğu oğlanı öperken valizleri çekiştirip sırıtmakla yetindi alayla.
"Bebeklik fotorağraflarına bakmak için sabırsızlanıyorum..."Peyker buradan taşınırken eşyaları bırakmış olsa da Esrigün'ün bebeklik fotoğraflarının çoğunu Birol ile birlikte kurdukları evlerindeki duvarlara aşmıştı.
Hatta öyle ki bahriye kıyafeti ile askeri selama duran Baran'ın çocukluğu ile Esrigün'ün ellerini pastaya sokarak gülümsediği bebeklik fotoğrafı sonsuza dek asılı kalma şartıyla asılmıştı evlerine.Ancak burada bir kaç portre misali tahtadan çerçeveli resim kalmıştı uçakla almadıkları için.
Zaten burayı bir yazlık gibi kullanma hedefinde olan Peyker çoğu şeyi bırakmıştı...Ev hala derli toplu olsa da aylardır tozlu olmaktan burun kaşındırıyordu.
Birazdan toplayacaklardı lakin...Surat ekşitti Baran hapşırırken.
Buraya gelmemişlerdi zira Kıbrıs'ın başka bir şehrinde hastane ve otel arası mekik dokumuşlardı.Esrigün ise özlediği eve bakıp ağlarken kocaman sarıldı Baran'a...
"Seninle eve gelmek çok güzel yaban!"diye gürledi Esrigün.
"Hiç gitmemiş gibi..""Sonsuza dek burada kalmak mi?"dedi Baran alayla.
"Şehri özlersen hatırlatırım."Esrigün evin duvarlarına öpücük kondurup kıkırdadı.
"Sonsuza dek burada kalacağım! Hatırlatırım asıl ben sana! Yukarı balkonda deniz izlicem!""Yukarı balkonda deniz mi görülüyor lan!"dedi Baran alayla.
"O oda bizim olsun...""Hadi valizleri yerleştirip ortalığı toplayalım pis değil çok zaten..."diye mırıldandı Esrigün.
"Yazın abimler gelince balkonlu odadan bizi kovma olasılıkları..."dedi Baran sırıtıp.
"Bebeklerinin bezlerini gafalarına gafalarınaa !"
"Haşin bir askersin kafanın çalışma tarzını seviyorum..."diye sırıttı Baran.
Esrigün merdiven tırmanırken seri biçimde öksürdü.
"Yavaş! Zaten tozlu ev..sen çık balkona nefeslen..."Esrigün tozla dolan genziyle balkona adımlarken Baran valizleri yan yana koydu...
İkisi de aynıydı.Kendine ait olduğunu düşündüğü valizi kavrayıp dolaba her zamanki katlama stiliyle-Esrigün top yapıp firlatiyordu dağıtıp !- yerleştirmek üzere eğildi.
Alayla güldü Baran.
Zira kendine ait olamayacak iç çamaşırları yine meydana çıkmıştı.
"Tak fişi bitir işi!"yazılı baksırı elinde sallayıp sırıttı hazla.
"Lan....Yine karıştı bunlar !"dedi Baran.
Balkonda soluklanan Esrigün parlak güneş altında bronz ışıltısıyla güneş vuran kıvırcıkları savrulurken kıkırdadı.
"Dejavuuuuu! Komutan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıbrıs Rüyası
Romanceİçinde kendine ait olamayacak kadar saçmalık barındıran valize bakındı... Neon renkli,desenli ve "Malın hası burada!" yazılı aptalca baskılı iç çamaşırlar kesinlikle kendine ait olamazdı! Bu zırvalar uçaktaki Buz Devri Sid kılıklı çocuğa ait olmalı...