-6-

426 26 3
                                    

Gürültülü bir ses ardında annemin çığlığıyla olduğum yerden sıçrayarak kalktım. Annemin sesinin nerden geldiğini anlamak için koridora çıktığımda merdivenlerden aşağı iniyordum ki annemin merdivenin ilk basamağında baygın bir şekilde kafasından kanlar akarken gördüğüm gibi aşağıya indim annemi öyle görünce gözlerim doldu ve içim korkuyla kaplandı. Koşarak odama çıktım ve ambulansın numarasını çevirdim. Telefon açılır açılmaz adresi verip kapattım. Annemin bacakları merdivenlerde kafasıda merdivenlerin korkuluğuna dayalıydı. Hemen annemi oturur pozisyon şeklinde düzeltmeye çalıştım. Ambulans gelmemişti geç kalmıştı annemi bu şekilde bekletemezdim üzerim kanlanmıştı aldırmadan dışarı çıktım.
-Yardım ediiin annem yardım edin nolur..
Diye bağırıyordum elimden birşey gelmiyordu çok çaresizdim. Hayatda hiç bu kadar çaresiz olmamıştım. Yardımlarımı duyan komşular kimi cama çıkmış kimi de koşa koşa yanıma geliyorlardı. Onlara içeriyi göstererek Annem anneme yardım edin merdivenlerden düştü yardım edin nolur diye ağlıyordum. Yanıma gelip bana sarılan serpi teyze beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama ben serpil teyzenin kollarından ayrılıp annemin yanına gidip yere oturdum kafasına zarar gelmemesine özen göstererek dizlerime koyup saçlarını okşamaya başladım. Göz yaşlarım annemin yüzünü ıslatırken bir yandan da ellerimle siliyordum annemin yüzüne akan yaşları silmeye çalışıyordum. Komşular etrafımda bize bakıp napsak diye düşünürken Serpil teyze yanıma gelip oturdu ambulansı tekrar aradım kızım gelir şimdi ama sen biraz sakin ol su istermisin diye sorduğunda kafamı sağa sola sallayarak hayır diyebildim. Ambulansın siren sesleri duyuluyordu.İçeri doğru sedyeyle koşan iki hemşire bir yandan da yolu açın diye bağıran elleriyle yolu açmaya çalışan doktor vardı. Hemşireler yanıma çöküp annemin omuzlarından ve bacaklarından tutup nazik bir şekilde sedyeye alıp dışarı doğru hızla çıkardılar. Sedyeyi ambulansa bindirirken ağlmaktan şişmiş olan gözlerime gelen saçları kanlı ellerimle kulağımın arkasına götürürken hemşirelere dönüp ben ben ne olacağım beni de götürün annemden başka kimsem yok nolur diye ağlıyordum ki bayan olan hemşirelerden biri halime üzülmüş olacak ki gelip omzuma elini koyarak ambulansın ön tarafını işret etti. Koşar adımlarla anahtarımı alıp evin kapısını kapattım ve hemşirenin işaret ettiği yerin kapısını açıp bindim.
Ellerimi gözlerime götürdüm ve o sırada aynada görüntümü gördüm. Yüzümde, ellerimde ve eşyalarımda kurumuş kan izleri saçlarımda kendinden geçmiş iğrenç bir görüntüm vardı. Kendime bakarak dalmış olmalıyım ki ambulansın durmasıyla geldiğimizi anlayarak hemen olduğum yerden indim ve annemi taşıyan sedyeyi takip etmeye başladım. Muayne odasına götürmüşlerdi benim de dışarda beklememi söylemişlerdi. Kapının yanında ki banka oturdum doktorların beni bilgilendirmesini bekliyordum. Yarım saatten fazla geçen bir zaman diliminin ardından kapı açılmıştı. Bana bakıp elini omzuma koyan uzun boylu bir erkek doktordu diğer eli beyaz önlüğünün cebinde ciddi bir duruşu vardı tebrssüm ederek konuşmaya başladı.
- Üzülme artık küçük hanım annen gayet iyi sadece bacağında ve boynunda oluşan çatlamalar var. Birde kafasında çarpmanın etkisiyle dikişler var. Gereken her şeryi yaptık sadece bol bol dinlenmesi fazla yorulmaması gerekiyor bu akşam misafirimizsiniz düşmenin etkisiyle sonradan meydana gelebilecek kanamalar olabilir. Diyerek cebinden elini çıkararak cebinde ki ıslak olan mendili bana uzattı ve yüzünden gülümsemesi eksik olmuyordu. Yanımdan giderken büyük bir oh çekmiştim.Annemin olduğu odaya girecektim ki arkasını dönüp anneni yorma küçük hanım zaten bu akşam uyanmaz ilaç verdik. Diyerek ekledi ve dönerek yoluna devam etti. Annemin yanına girmiştim elini tutup öperken göz yaşlarımı serbest bıraktım. Annemin başında otururken evden hiç birşey almadan çıktığım geldi ne yapacaktım şimdi ben? Sessizce annemin yanından lavoboya giderek ellerimde ki ve yüzümde ki kurumuş kanları temizledim saçımı da düzeltip çıktım.Eve kadar koşmaya karar verdim koşarken kimse üzerimde ki kanları fark etmez diyerek. Hemşirelerin yanına gidip eve gidip hemen geleceğimi söyleyerek çıkışa yöneldim. Çıkış kapısına geldiğim gibi koşmaya başladım. Olabildiğim kadar hızlı olmaya çalışıyordum. Hastahane evimize yakın değildi. Işıklardan ışıklara dinlenme fırsatım vardı. Yorulduğum için biraz dinlenmiştim koşmaya başlıyordum ki korna sesi duydum. Önüme yanaşan arabanın camı açıldığında arabanın içine baktım içinde geçen gün kü çocuk vardı. Acelemin olduğunu anlamış olacak ki arabaya binmemi işaret etti. Çok yorulmuştum hayır diyemezdim hemen kapıyı açıp oturdum. Dümdüz ilerlerken ikimizde konuşmuyorduk. Sessizliği ilk bozan o oldu.
-Nereye koşuyordun böyle?
-Eve gitmem gerekiyorda
-Birşey mi oldu üzerinde kan lekeleri var.
(Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.)
-Annem ufak bir kaza atlattı hastahane de yanlız ona eşya alıp yanına dönmem lazım anahtarımdan başka hiç birşeyimi almadığım için koşmaktan başka çaedebilirim.
(Anladığını belirten bir ses çılartarak cama yaslamış olan kolunu olduğu yerden kaldırarak direksiyonu tuttu diğer eliyle de vitesi değiştirdi.)
- Geçmiş olsun yardım edebileceğim birşey olursa her zaman yardım edebilirim. Dedi ve sustu aramızda oluşan sessizliği Evimi sorarak tekrar bozdu.
-Evine nereden gideceğim
-ilerden sola düz ilerle ve sağdan üçüncü iki katlı olan ev.
Tamamdır diyerek biraz daha hızlandı. Bana bakarak ismini hayla bilmiyorum dedi bana bakıp gülerken.
-Derya
Diyerek cevapladım sadece tebessüm ederek arabayı durdurmuş el frenini çekmesini beklemeden hemen aşağı indim ve sen gidebilirsin getirdiğin için teşekkür ederim diyerek kapıyı kapattım. İlk önce kendi odama çıkıp üzerimi değiştirdim sonra da anmeme lazım olur diye düşündüm ve küçük bir çanta hazırladım. Salona gidio çantasından,cüzlanını,anahatarı,telefonunu da alıp hazırladığım çantayı da alarak evden çıktım. Kapıyı açtığımda beni beklediğini görünce şaşırdım gideceğini tahmin ediyordum. Arabaya yaklaştığımda camı açtı. Hadi gel seni bu halde bırakmasam iyi olur taksi bekleme boşuna seni hastahaneye bırakacak kadar acele işlerim yok. Diyerek gülümsedi. Ne yapacağımı Bilmiyordum yeni tanıyordum sonuçta. Ama beni eve kadar getirmişi. Ayrıca kötü birine de benzemiyordu. Derya niye düşünüyosun bu kadar çok yemem seni merak etme bin şu arabaya annen bekler hadi. Dedikten sonra arabanın kapısını açıp oturdum. Ona dicek birşeyim yoktu o yüzden sessiz kalmayı tercih etmiştim. Hastahaneye kadar hiç konuşmamıştık. Sessiz geçen 15-20 dakikalık bir yolculuğun ardından hastahaneye gelmiştik. Arabanın kapısını açıp tam inecektim ki Uraz demişti arkama dönüp ona anlamadığı belirten bakışlar attım.
-Benim adımda Uraz diyorum az önce adımı sormamıştın sen söylemiştin ya.
Dedi gülümseyerek. Kolunu cama yaslamış elini yumruk şeklinde yapıp işret parmağınıda dudağına koymuş bir şekilde. Sonra görüşürüz. Diyerek indim arabadan. Hastahaneye girince annemin yanına hemen varabilmek için asansöre binmeyi tercih etmiştim. Şanslıydım ki beklemeden bindim kapı kapanınca 2 numaralı düğmeye basarak asansör hareket etmeye başladı. İlk katta bir kaç kişi daha bindi ve ikinci kata çıkmıştı asansör kapılar açılınca inip annemin odasına doğru ilerledim. Annem odasında hayla uyuyordu ama baş ucunda bir çiçek vardı kim göndermişti ki? Çantayı bir kenara koyup çiçeği elime aldım güzel kokuyordu ve üzerinde bir not vardı.
Geçirdiğin kaza ne olursa olsun bu sefer kızıma ulaşıcam en kısa zamanda gerçekleri bilmek zorunda..

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin