-16-

243 18 0
                                    

Gözlerimi açtığımda aynı yerde değildim. Büyük ihtimal beni depo dan alıp eve getirmişlerdi. Yattığım Divanda oturur pozisyona gelmeye çalışıyordum ki yüzünü tanımadığım biri yanıma gelip bana engel olmuştu. 'Hayır hayır sakın kalkma bu bir emirdir.' Kollarımdan tutup tekrar yatmam için bastırmıştı .
İyi de neden?
Dedim yatarken
Uraz senin dinlenmen için bize emir verdi.
Konuşurken başka birisi lafının arasına girmişti.
'hey hey sus bakalım sen Can fazla ötme' diye yanımıza gelen vardı biri vardı. Onun sayesinde isminin Can olduğunu öğrenmiştim.
-İyi de Aras birşey demedim ki.
-Uraz ne dedi unutma!
Uyarıcı bir ton kullanmıştı. İkisinde ayrı bir havası vardı şimdi haklarını yemek olmaz . Çok tatlıydı bunlar yaa. üçlü taş takımı olarak takılıyorlar galiba. Yaa şimdi Uraz en tatlılarıydı da neyse. Zaten Urazla bundan Sonra muhattap olacağımı sanmıyorum. Ne kadar yakışıklı olursa olsun Hayatımı maf eden biriyle muhattap falan olmazdım! neden birden böyle bişey geldi. Aman neyse onlara doğru baktığımda Canla Aras kendi aralarında konuşup şakalaşıyorladı. Göz ucuyla onları izliyordum benden uzak oldukları için tam olarak ne konuştuklarını duyamıyordum. Burda tanımadığım iki erkeğin arasında kalmıştım resmen. Sıkıntıdan ölüyordum galiba! Bunlar daha geçen gün bana karşı çok kötü planları olan kişilerdi. Ama şimdi de bana birşey olmaması için çabalıyorlardı sanki . Çok garipti Urazı dinliyorlardı yani Uraz olmasaydı bende olmazdım . Uraz ın bana karşı akıla alınmayacak planları vardı ama şimdi beni koruyordu . Ben büyük bir oyunun içindeydim farkındaydım bunu da. Yoksa beni neden hayla burda tutsunlar ki. Burdan çok fazla sıkılmıştım duvarlar üzerime geliyordu sanki. Üzerimde ki battaniyeyi atıp ayağa kalktım. Burdan uzaklaşmak istiyordum. Birden ayağa kalkınca başımın dönmesiyle sendelesem de aldırmadım. Artık çıkışı da biliyordum zaten. Bu yüzden çıkış kapısına doğru yöneldim. Kapıya tam varmıştım ki çocuklar koşarak yanıma geldiler.
-Hey nabıyosun sen?
Çıktığımı görmüyo sanki de soruyordu manyak mı ne yaa!
-Oynuyorum sende oynamak istermisin.?
Diye kaşlarımı kaldırıp alaylı bir şekilde soru yönelttim sonra da kapıyı açtım. Tam adımımı atıcaktım ki can karşıma geçip koluyla geçmemi engellendi kolumdan tutup yatağıma götürdü.
-Bu kaçıncı dur durduğun yerde Derya yeter!
Bağırmıştı. Bana bağırmıştı yaa. Hayır gözlerim dolamazdı dolmaları lazım kendine gel Derya!
-Ya beni neden hayla burda tutuyorsunuz bırakın beni yaa.
Tüm gücümle onu göğsünden ittiriyordum. Bu da onun Kapıdan biraz ayrılmasına neden olmuştu. Bunu değerlendirebilirim. Sorduğum sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum. Ama cevabını beklemeden kapıya doğru yine yöneldim. Kapıdan çıkınca dümdüz koşmaya başladım nereye gittiğimi bilmiyordum koşuyordum. Koşuyla pek aram olmadığı için yorulmuştum. Kalp atışlarım hızlanmıştı nefesimi kontrol edemiyorum artık yavaşlamaya başlamıştım. İkiside bana yaklaşmıştı. Can kolumdan tuttu sırtına aldı.
-Canına mı susadın da uğraştırıyosun bizi!
Sesi çok fazla çıkıyordu baya sinir olmuştu belliydi. korkmuştum ama belli etmemem gerekti.
babamı öldürdüğünüz gibi beni de öldürsene neden öldürmüyorsunuz.!
Bunları derken vuruyordum ama işlemiyordu.
Bırakın beni ben sizinle yaşamak istemiyorum annemi evimi özledim yaa.!
Yine göz yaşlarımın akmasına engel olamadım. Ne diyordum ben öldür demiştim ya ya öldürürse! malmısın Derya ya! Offf bırak beni yaa yeter! Bağırmıştım bu yüzden inşallah yere atmazdı. Aras kapıyı açmıştı Canda beni içeri sokup yatağıma atmıştı.
-çok fazla oluyosun! Babanı öldürmedik fazla kaşınıyosun!
Kolumu tutmuş sıkıyordu boşta kalan eliyle de İşaret parmağını dikkat et dermişçesine aşağı indirip kaldırıyordu. Bende oturduğum yerde Bacaklarımı birbirine bağlamış ellerimle oynuyordum. Yapacak birşeyim yoktu kaçamıyordum bir türlü burdan lanet olsun ki hayla burdaydım.
-Bırakın artık beni neden bırakmıyorsunuz beni!
Bu ikisinden korkup karşılarında titreyen ben şimdi onlara bağırıyordum. Bu aralar fazla cesaterliydim başıma bir şey gelmese iyidir. İkiside dilini yutmuştu sanki konuşmuyolardı tek bir kelime bile çıkmıyordu ağızlarından. Can cama doğru gitmişti ellerini başına koyup gerilmişti. Birşey demiyordu sakin olmaya çalışıyordu. Aras ise başımda oturmuş cana bakıyordu. Sessizlik kaplamıştı odayı bir anda. Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi yere dikmiştim. Açılan kapı sesi bütün dikkati üzerine toplamıştı.
Can olduğu yerden dönüp bana baktı Sanırım bu soruları sorman gereken kişi o! ve en iyi cevabını da o verecektir emin ol! Dedi ve Arasa döndü. Hadi Aras kalkması için koluna vurup yanımdan uzaklaştı. Arkalarından gidişlerini izliyordum. Urazla konuşmak istemiyordum. Uraz yanıma gelip baş ucuma oturdu. Yanıma gelince başımı çevirmiştim. başını dizlerine eğerek nasıl olduğumu sordu. Sanki çok önemliyim senin için de soruyorsun bu sorusunu yanıtsız bırakmıştım. Bu onun için en güzel cevap olurdu.
Benimle konuşmamakta ısarcısın anlaşılan o zaman sen sus ben anlatayım. Anlattıklarım bitince konuşup konuşmama kararını sen verirsin. Demişti oturduğu yerden kalktı. Gözlerime bakıyordu bende ona doğru bakmaya başlamıştım.
Seni kaçırdığım için özür dilerim. Biz Almanya'da Abim ben Can ve Deniz takılırdık genel de dörtlü gezerdik hep. Abim bazen bizimle gelir bazen de gelmezdi. Ona karışamazdık. Ama ikimizde birbirimizin dediği sözleri hep dinleriz. Ben o gün senin doğum günün olduğunu bilmiyordum. Tesadüfen öğrendim. Benim o gün amacım Denizle konuşmaktı. Onu bir şekilde kandırıp dışarı çıkaracaktım ve onu kaçırcaktık.
Derin bir iç çekti ve arkasını döndü sağ elini beline koydu diğer elide saçlarına gitmişti tekrar konuşmaya başladı.
O gün planladığımız gibi olmadı. Denizi gözden kaçırmamam gerekti. Bu yüzden senin doğum gününe geldim. Yolda planı değiştirmiştik. Çocuklar ilk önce babanı kaçırmışlardı. Denizi kaçıramazsak diye. İlla ikisinden Biri elimizde olacaktı. Sonra işte sizinle eve Geldiğimizde elektirikeri kapatan Candı bizimkiler de oraya sızmıştı. Elektrikler gidince Deniz yerine seni kaçırmıştık. Deniz olduğu yerden senin diğer tarafına geçmiş bizde semi kaçırmıştık. Geri dönüşümüz yoktu artık. Mecburen seni kullanıcaktık. Senin yanına ben bir kez girmiştim bir daha da girmek istemedim. Sen kaçınca birde karşımda öyle görünce herşey den vazgeçtim.
Bana doğru döndü yavaş yavaş yanıma geliyordu ben ise oturduğum yerde hiç kıpırdamadan onu izliyordum .
Babana değer verdiğini bilmiyordum bu yüzden hep babana oynadım. Aslında onu salıp işimizi seninle halledicektik. Sana zarar vericektik bu doğru ama yapamadım. Yaptırmadım Amacım babanı vurmak değildi. Zaten ben vurmadım adamlar yanlış Emiri yanlış kişiye uyguladılar. Üzgünüm malesef ki yanlış anlaşıldığı için. Senin o zaman ne kadar değer verdiğini gördüm. O zaman işte Birşey demeye yüzüm yoktu sana.
Bana daha da yaklaşmıştı gelip yanıma oturdu ve elimi tuttu. Nefes alışverişimi kontrol edemiyordum artık.
Babanı hastaneye götürdüler zaten biraz kan kaybetmiş ameliyata almışlar hemen ama şimdi iyiymiş. Sana da bir şeyler aldım. Yırtık tişörtle gezme. Temiz kıyafetler seni rahatlatır diye düşündüm.
İçini tekrar çekti elindeki poşeti bana uzattı. Arkasını dönüp yanımdan uzaklaştı. Ne yapmasını bekliyordum ki. Bu olanlara inanmıştım onu karşımda öyle görünce inanmamak elde değil di ama güvenmiyordum. Bu yüzden uzattığı poşeti alıp tuvalete gitmek için kalktım. Tuvaletle banyo birleşik ti bu yüzden şanslıydım. Kapımı kilitleyip duşa girdim. Soğuk su iyi gelir diye düşündüm suyu soğuğa ayarladım. Saçlarımdan akıp giden su daha da rahatlamama sebeb oluyordu. Burdan çıkmak istemiyordum. İçimi suya dökmüştüm burda içimi dökecek yardım isteyecek kimse yoktu. suya Anlattıklarım akıp gidiyordu suyla beraber. Havluyu alıp sarındım ve kurulanmaya başladım. İç çamaşırlarımı giydim ve Uraz ın aldığı poşet te olan kıyafetleri poşet ten çıkartıp giymiştim. Tişörtü kendine göremi almıştı bu salak yaa çok büyük gelmişti. Birde eşofman almış. O olmuştu allahtan. Saçlarımı kurutmadan çıktım. Bana hazırlamış oldukları yatağa gidip oturdum. Başka be yapabilirim ki. Bu olanlar bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Babamı 16 yıl sonra görmem sadece babamda değil abim de vardı. Abim yüzünden bu haldeydim. Üstelik doğum günümde kaçırılmıştım! Babamı öğrenmeseydim daha iyi mi olurdu acaba? Elinde nescafeyle yanıma gelen Aras bunları düşünmeme ara verdirimişti. Bana bakıp gülüyordu
-İyi Gelir diye düşündüm. Al bakalım. Bu tişört ne elbise niyetine giyseydin bari.
Karşıma geçmiş otuz iki diş sırıtıyodu. Elinde ki nescafelerden bir tanesini bana uzatmıştı. Başımı kaldırıp tebessüm etmiştim.
-Teşekkür ederim. Ben almadım Uraz a söylersin bi daha bana göre olanı alır.
Çok durgundum hiç bişey yapmak istemiyordum. Parmaklarımı kupanın kulubundan geçirip diğer elimle de kulubsuz olan yerden tutuyordum. Kupayı inceliyordum. Aras karşımda bacak bacak üstüne atmış kolunu da uzatmıştı. Bana bakıyordu. Boğazını temizledi.
-özür dileriz Derya bu olanlar yüzünden Uraz suçlu değil senin bu halde olman onun sayesinde yoksa sen bu halde bu şekilde olamazdın seni bırakamayız sende haklısın ama polisler seni deli gibi arıyorlar seni götürürsek başımız çok büyük belaya girer zamanı gelince bırakırız .
Kaşlarımı kaldırıp ona bakmıştım.
- Zaman mı? Zamana gerek yok şimdi hemen götürün. Sizi söylemem kimseye yeter ki götürün bırakın beni.
-Sen söylemesende deniz söylemiştir. Burasını bulamazlar hem hepimiz şuanda burda olduğundan çok fazla güvenliyiz.
Ona bakıp zorla güldüm.
Peki ya Denizle olan meseleniz ne? Aras olduğu yerde doğruldu gözlerini açtı ve dudaklarını birbirlerine bastırdı. Bu hali onu çok tatlı yapmıştı.
-Bunu bilmemen senin için daha iyi olur . Bu mesele çok fazla karışık çünkü.
Olduğu yerden kalkmıştı daha fazla soru sormamam için di büyük ihtimal. Yanım hiç boş kalmıyordu. Aras gitmişti Can gelmişti. Çok şaşırmıştım Bana deliler gibi bağıran Can yanıma gelmişti. Elimde ki boş kupayı aldı.
-Yemek hazır mutfağa gel hadi.
Başka ne yapmasını ne demesini bekliyordum ki. Aç kalırım da onunla aynı masaya oturmam.
-Gelmiycem.
Sabır dermişçesine içini çekti.
-Aç kal o zaman!
Deli mi ne yaa! bana bağırıp duruyordu. Ters ters tepkiler veriyordu.
-Gir başımdan! Can bana bağırıp durma yeter kimsin sen!
Bu sefer gerçekten sabrımı taşırmıştı zorla tutulduğum yerde bir de bana bağırıyordu. Fazla olmuştu Her An herşeyi yapabilirdi şuan ama buna rağmen bağırmıştım Cana. Bağırdığımı duymuş olacaklar ki Urazla Aras mutfaktan hızla çıkmıştı. Can Uraz a dönüp elleri açmıştı. Beni işaret ederek konuşmaya başladı.
-Ben daha fazla uğraşmamam abi yeter götürün şunu yaa elimde kalacak yoksa!
İlk defa bir konuda aynı fikirdeydik. Bu fikrine bayılmıştım bende Uraza dönmüştüm istemeyerek te olsa
-Aynen çok haklı götürün beni.
Uraz adımlarını bana doğru atmaya başlamıştı karşıma geçip bakıyordu çok ciddiydi. Can ve benim üzerimde gözlerini gezdirmişti.
-Çocuk gibi birbirinize bağırıp durmayın kimse bir yere gitmiyor Can sende kendine hakim ol.!
Bu ses tonundan korksamıydım yoksa korkmamalıyım anlayamamıştım. Elini yumruk yapmıştı dişlerini de var gücüyle sıkıyordu. Can yanımdan mırındanarak gidiyordu. Kendimi zafer kazanmış gibi hissetmiştim resmen. Aras ta bir süre durduktan sonra gitmişti. Oda da ben ve Uraz kalmıştık. Hayla karşımda dikilen Uraza aldırmamaya çalışmıştım. Göz temasına girmeden cama ilerlemeye kalkışmıştım ki kolumdan kavrayıp bir adım daha atmama izin vermemişti. Yüzüm cama doğru dönüktü ona bakamam lazımdı. Allahım nolur çevirmesin göz göze gelmeyelim gitsin nolur allahım derkeeeeeen korktuğum şey başıma gelmişti. Eliyle çenemi tutmuş yavaş yavaş kendine çeviriyordu. Gözlerimizin buluşmasına izin vermek istemiyordum. Yanağımı avcunun içine almış baş parmağıyla okşuyordu. Gözleri gözlerimle buluşmadan önce yüzümü dikkatle inceliyordu. Bu hali beni heyecanlandırmış kalbimin ritmini değiştirmişti. Ne yapmam gerektiğini şuanda düşünemiyordum. Buna fazla kapılmamam gerekiyordu. Kolumu elinden ayırıp diğer elini de indirmiştim.
-Ne yapmaya çalışıyorsun Uraz!

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin