-34-

77 8 0
                                    

Korkmaya başlıyordum. Uraz ellerimi sıkıca tutup gözlerime baktı.
-Hepsi geçicek.
Kaşlarımı çatıp kafamı anlamadım anlamında salladım.
-Uraz benim hastalığım ne benden saklama lütfen.
Titremelerim artarken halsizliğimde artıyordu. Yanaklarımdan süzülmeye başlayan yaşları engelleyememiştim. Gözlerimi yavaşça kapatıp olacakları bekledim. Yapacak bir çarem yoktu zaten . Nefes alışverişimi düzene sokamıyordum. Zar zor nefes alırken titremelerim daha da artıyordu.
-Uraz
Kesik kesik çıkmıştı dudaklarımın arasından. Beni kucağına alıp hızlandı. Başımda bağırışları duyuyordum ama tepki veremiyordum. Başım o kadar ağrıyordu ki uyuşmuştu resmen. Uraz'ın kucağında öyle çaresiz uzanırken yanaklarımdan süzülen yaşlar birer birer yere damlıyordu. Başımda panik halinde dolaşanları duyuyordum birbirlerine bağırıp çağırırken bir yandan da benimle uğraşıyorlardı. Beni sedyeye yatırırken bir yandan da iyi olmam için bir şeyler söylüyorlardı. 'Uraz iyiyim ben' kendimi zorlayarak söylediğim kelime başına nefes alıp vermem beni daha da bitkin halde olmamı sağlıyordu. Daha fazla uyanık kalmaya gücüm yetmemişti. Dolan gözlerimi yavaşça kapatıp kendimi uykunun en
derinliklerine bıraktım.
***
Yanı başımda öten makine seslerine uyandım. Gözlerimi araladığımda baş ucumda konuşan Uraz ve doktorun konuştuğunu anlayınca gözlerimi tekrar kapattım.
-Ameliyat olmalı bakın beyninde oluşan tümör uzun süredir varmış ve git gide büyüyor şimdilik iyi huylu gibi gözüküyor ama kötü huylu da olabilir.
-Yaşama şansı ne peki doktor bey?
-Her ameliyat çok tehlikelidir ama bu ameliyatta yaşama şansı çok az.
Oluşan sessizliğin ardından sessizliği ben bozmak istedim.
- Ne zamandır ben bu tümörle yaşıyorum peki?
Uraz benim konuşmama üzülsemiydi yoksa sevinsemiydi bilmiyorum zaten yüzünde ki tepki de belirsizdi. Gözlerini kocaman açmıştı. Doktor yanıma yaklaşıp baş ucuma oturdu.
-Uzun süreden beri ama şanslısın ki düşüp ani bir hafıza kaybı geçirip gelmişsin yoksa ara ara hafıza kaybı geçirip ne olduğunu anlayana kadar.
Susup Uraz 'a doğru dönmüştü.
-Hastalığının belirtilerinden biri halsizlik süreli uyuma hissi hafıza kaybı gibi şeylerdir. Dikkatli olun.
Yanımdan kalkıp kapıya doğru ilerledi. Uraz olduğu yere çöküp gözlerini kapattı.
-Seni yurtdışında tedavi ettiricektim senden habersiz sen olayı anlamadan ama öğrendin hastalığını! Şimdi sana soruyorum ameliyatı olmak istiyormusun?
Olmamı istemiyordu belliydi ama olsam daha iyi olurdu tümörün ne kadar kötü bir hastalık olduğunu biliyordum hatırlamaya çalışsamda olmuyordu bunu sormam iyi olacaktı.
-Tümör çok kötü bir hastalık mı? Nasıl birşey?
Sesim oldukça kısık ve bitkin çıkmıştı.
-Çok kötü bir hastalık beyinde oluşan ve yaşama şansını ilerleyen zamanlarda azaltır ve sonu da.
Susmuştu bencede susmalıydı kirpiklerimin altından. Onu dikkatle izliyordum. İçimi kaplayan korkunç his tekrar titrememe neden oluyordu. Ölüm korkusu bedenimi kaplarken yaşamam için bir nedenim olmadığı aklıma geldi tabi Uraz dan başka. Bunu uzatmaya gerek yoktu ölümden kaçılmazdı bunu biliyorum ve bu yüzden ölürsem ölürüm kaybedeceğim birşey yoktu. En azından ölümün ne demek olduğunu biliyordum. Eğer yaşarsam da ailemi merak ediyordum. Uraz'ın yüzüne bakıp susuyordum. Bir süre daha düşündüm.
-Olucam.
Cevabım onu şaşırmıştı hızla yüzüme dönmüştü. Gözleri dolmuş ne dediğimi anlamak istiyor gibiydi sanki. Ameliyatı olmak istememe şaşırmıştı belki de.
-Hayır Derya sen bu ameliyatı hemen olmucaksın! Hemen seni ölüme terk edemem! Bir sürü doktora gidicez ve en iyi şekilde tedavini olacaksın!
Ayağa kalkıp yüksek sesle ağzından dökülen kelimeler arada bir kesiliyordu. Gözleri dolmuştu ellerinin tersiyle silip konuşmasına devam ediyordu. Ama benim o kadar doktora gitmek için vaktim olmayabilirdi bunu unutmamalıydı.
-Hayır Uraz burda olmak istiyorum. Ölüme engel olamam ve.
Susmuştum kendi öleceğimi biliyorum ama bunu söylemeye dilim bir türlü varmıyordu. Tek çarem bu ameliyattı iki seçimim vardı ya ameliyatı olup kurtulabilirsem kurtulmak ya da yavaş yavaş kendimi acılar içinde ölüme sürüklemek. Gözlerimi silip bu düşünceden uzaklaştım. Doğru birşeydi şaka falan da değildi söylemekten kaçmamam gerekti.
-Bu ameliyatı olup ya düzelirim ya da ölürüm bundan kaçışım yok. Kaybedeceğim birşey yok Uraz burda en kısa zamanda bu ameliyatı olmak istiyorum.
Gözlerimi tekrar tekrar silerken hıçkırarak ağlamaya başladım. Uraz yanımda gelip boynuma sarıldı. Sakin olmaya çalışsamda bunu başaramıyordum.
-Kaybedeceğin birşey var Derya ben varım hayatın var annen, baban ailen var. Senin hatırlamadığın ve sen ölürsen benim de yaşamam için bir sebebim kalmaz en iyi hastanede en iyi doktorların seni kurtarmasını istiyorum Derya.
Sözleri içime oturmuştu. Gözlerimi ona doğru kaldırdım ve ellerini tuttum.
-Ölümden kaçamazsın Uraz bunu biliyorsun bu yazılmış birşeyse bunu yaşamak zorundayım. Biliyorsun değil mi? Bunu kimse değiştiremez en iyi bir yerde de ameliyat olsam burda da olsam değişmez unutma. Bu yüzden ben bu ameliyatı burda olmak istiyorum benim o kadar vaktim olmayabilir yaşamak için.
Başını önüne eğip gözlerini yumdu. Yanaklarından süzülen iki damla yaş benden uzaklaşmasına neden oluyordu. Olduğum yerde doğrulup ellerimi yanaklarına götürdüm. Yavaşça yanaklarını silerken gözlerine baktım. Ağlamaktan kızarmış olan gözleriyle bana bakarken içimde bir burukluk olmuştu. Benim onun için ne kadar değerli olduğumu şimdi daha iyi anladım. Yanaklarından boynuna doğru ellerimi indirdim ve sıkıca sarıldım.
-Herşey daha güzel olacak kesin ölürüm diye birşey yok ki Uraz.
Onun beni sankinleştirmeye çalışması gerekirken ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Birden uyku bastırmıştı ellerimi boynundan çekip olduğum yere kıvrılmaya çalışırken Uraz kolumdan tuttu.
-Uyuma sakın! uyursan bir daha gözlerini açamamandan korkuyorum.

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin