-20-

211 14 3
                                    

Dudaklarımız birleşince istemeden de olsa Uraz ın kucağına düşmüştüm. Nefesim kesilmişti gözlerimi yummuştum eğer ona, bakarsam ondan kopamayabilirdim. Bir kaç kez böyle yakın olmuştuk ama hiç bu kadar olmamıştık. Artık kendimi kontrol edemiyordum ona hapis olmuş gibiydim. Yavaş yavaş gözlerimi açıp başımı ondan uzaklaştırdım. Artık ikimizde birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Ellerim Uraz ın belindeydi düşmemek için ona tutunmuştum. O da bir eliyle bacaklarımı tutmuş diğer eliyle belimi kavramış beni kendine daha çok çekmişti. Nefesim bir anda kesilmişti. Uraz bu durumdan memnun olmuş olacak ki tebessüm ediyordu.
-Hoşuna mı gitti?
Kucağında hafif dikleşerek Bacaklarımı bırakması için bir bacağımla yere basarak ayağa dikildim. Çok fazla utanmıştım yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Elimi boynuma koyup iç çektim. Diğer elimde olan pamuğu Uraza uzattım.
-SS- halledersin.
Arkamı dönüp tuvaletten çıktım. Çok fazla utanmıştım. Durup durup gülüyordum. Bana ait olan odaya girdim. İçimde belli belirsiz bir mutluluk olmuştu. Az önce daha annemi özlediğim için kendimi çok kötü hissederken şimdi çok mutluydum. İçimde özlem, mutluluk, hasret... Bir sürü duygu karışmış beni boğuyor gibiydi ama annemle konuşmam gerekiyordu. Bu nasıl birşeydi yaa bu çocuk beni kendine mıknatıs gibi çekiyordu. Ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım hep dibimde bitiyordu. Cama doğru ilerledim perdeyi açıp güneşin odama girmesine izin verdim. Yatağıma gidip sırt üstü yattım bütün bu olanları çözümleyemiyordum bir türlü. Burdan kaçamıyordum da napsam ne etsem yine buraya dönüyordum. Yattığım yerden kalkıp salona gittim. Kimse yoktu mutfakta olabilme ihtimalleri aklıma gelince oraya gittim. Can masaya oturmuş kahvesini yudumluyordu. Gözlerini kaldırmış beni takip ediyordu. Karşısına oturup ona baktım.
-Naber?
Onunla konuşmaya bayılmıyorum ama Urazı bulmam gerekliydi. Bana bakıp kaşlarını kaldırıp bir süre baktıktan sonra başını tekrar önüne eğdi.
-Hayırdır birşey mi oldu sen benimle konuşmazdın?
Haklıydı. Konuşmazdım ama konuşmam gerektiği için sormuştum. Gözlerimi devirip Dudaklarımı büzdüm nasıl soracağımı bilmiyordum. Soracağım soruyu yanlış anlar kesin ama sormam lazım.
-Uraz nerde?
Birden ağzımdan çıkan soruydu. Sorumu duyunca gülmeye başladı . komik birşey varmış gibi gülüyordu salak! Sinir olmuştum. Cevap vermek yerine sırıtmaya devam ediyordu.
-Bir kere de insan gibi sorulan sorulara cevap versen hiç fena olmaz.!
Masadan sinirle kalkıp salona doğru ilerledim. Köşeyi döndüğümde birine çarpmıştım ya Uraz ya da Arastır Bu artık benim için o kadar da sorun değil di. Başımı kaldırıp baktığımda Uraz karşımda dikilmiş omzunu ovuyordu. Onu karşımda görmeme çok sevinmiştim. İyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş ya.
-Bende diyordum ki bugün ne eksik böyle sende alışkanlık edindin iyice.
Ellerini cebine sokmuş uzun olan saçları da karışmış ona ayrı hava katmıştı güzel beyaz dişlerini meydana çıkaran sırıtış sergiliyordu resmen. Az önce ki sinirim gitmiş gibiydi ama annemin sesini duyup konuşmak istiyordum artık kendini yiyip bitirmiştir üzüntüden. Karşımda öylece sırıtması ortaya çıkan gamzeleleri müthiş gözüküyordu. Ağzını birşey söylemek için açmıştı ki parmak uçlarımda yükselip ağzını kapattım. Gözlerimi ondan kaçırmaya çalıştıkça başaramıyordum. Her defasında gözlerine gidiyordu gözlerim. Beni cesaretlendiren sempatik duruşuydu biraz daha yükselip kulağına eğildim. Kalp atışlarını hissedebiliyordum. Hızlanmıştı birden bir şey yapmadan dikiliyordu öylece.
-Senden birşey isteyeceğim,lütfen bana yardım et.

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin