-23-

192 14 0
                                    

(Multimedia Can)
Telefon hayla kulağımdayken ne yapacağımı düşündüm. Sonradan pişman olacağım şeyler yapmak istemedim. Urazın elleri belimde başınıda omzuma koymuş ne diyeceğimi merak ediyordu belliydi nu halinden. Bu kokusunu özlerdim gidersem onu göremezdim bir daha ve ona ne kadar sevmediğimi söylesemde onu her gün dibimde görmek benim için çok güzel birşeydi. 'Gitme.' kulağıma fısıldadığında kalbimin atışı birden hızlanmıştı. İçimde kötü bir his vardı. Annemin onun yanına gitmem için yalvarışlarını duyuyordum. Büyük bir ikilem içindeydim. Konuşmak için dudaklarımı araladığımda içimi çektim.
-Annecim ben çok iyiyim seni belki sonra ararım seni seviyorum unutma olur mu?
Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp konuşmayı sonlandırmıştım. Parmak uçlarımda hafif yükselip Urazın boynuna sarıldım kendimi hıçkırıklara boğuyordum. Bana destek olduğunu belli etmek için sırtımı sıvazlıyordu.
-Neden yapmadın?
Sesi titrek ve oldukça sakin çıkmıştı.
-Bilmiyorum annemi henüz o halde görmeye hazır değilim.
Şuan ona yalan söylemiştim. Az önce dediklerimden sonra yalan söylemeliydim zaten her şeyi de bok etmiştim!. Boynuna daha çok sarılırken kokusunu içime çekiyordum. Gidersem bu kokunu özlerim aptal! Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde ellerimi boynundan çözüp ayrıldım. Ellerimi yüzüme götürüp göz yaşlarımı sildim. Hava biraz kararmaya başlamıştı. Güneş yeni yeni batıyordu. Uraz biraz ilerleyip yere oturdu. Eliyle gelmem için işaret yapınca gözlerimi silip yanına gidip oturdum. Bana doğru döndü ve bacaklarını bağdaş yaptı.
-Güneşin batışını izlemek istermisin?
Bana gülüyordu. Moral vermeye çalışıyordu anlaşılan. Olduğu yerde uzanırken beni de kendine doğru çekti. Bu çocuğun böyle şeyler yapmasını sevmiyordum. Sürekli yakın olmak, sevdiğim halde söyleyememek canımı yakıyordu.Yanına yatıp ellerimi başımın altına koydum. Yavaş bir şekilde ona baktığımda bana gülümsediğini görünce bende gülümsemiştim.
-Beni neden sevmediğini biliyorum. Haklısın, bizim öyle biri olmadığımızı öğrenince belki değişir hislerin.
Benden yana olan başını gökyüzüne doğru çevirdi. Ben ise hayla onu izliyordum muhteşem görüntüsü ve gülüşü vardı. Gözleride güzel aslında heee yüzü ve fiziği. Tamam taman o tamamen muhteşem bir çocuk kızları bir hamlede kendine çekebilecek kadar hemde. Ona doğru dönüp incelemeye başladım. Bir süre inceledikten sonra o da bana dönüp benim yattığım gibi yatıyordu. Elini başıma getirip başımı tuttu sonra da göğsüne koyarken.
-Çekilme bana iyi geliyorsun ve buna ihtiyacımız var.
Demesi kendimi çekmememe neden olmuştu. Haklıydı çünkü. Göğsünde yatarken başımı ayaklarımızın önünde bulunan gölü izlemeye başladım.
-Uraz?
-Hıı?
-Birşey sorabilirmiyim?
-Sor bakalım yine ne sorucaksın?
-Neden ben?
Yattığı yerden oturur pozisyona gelirken başımı bacaklarına indirdi. Ellerini saçlarıma götürdü.
-Ne anlamda?
Dizlerinden kalkıp oturur pozisyona geldim. Gözlerimle gözleri buluşmuştu bile.
-Her anlamda işte?
Uraz elini çenesine götürüp düşünür gibi yaptı.
-Bizim yanımızda olmansa mesele yanlışlıkla kaçırdığımızı biliyorsun zaten. Eğer..
Dediğinde susmuştu bir süre sessizlik olmuştu.
-Eğer ne Uraz?
Uraz oturduğu yerden kalkıp elimden tuttu ve beni de kaldırdı.
-Eğer eve gitmezsek bu karanlıkta kurtlar tarafından yenebiliriz bunu emin ol istemiyorum hadi eve gidelim.
Konuyu neden değiştirmişti ama yaa. Böyle şeylerde konuyu hemen değiştirdikleri için alışmıştım.
-Peki.
Diyebildim sadece. Bu konuşma daha fazla gitmezdi zaten. Yol biraz bozuk olduğu için tekrar elimi tutumuştu. Bu sefer elimi çekmeye çalıştığımda bana dönüp kaşlarını çatmıştı. Anlaşılan kurtuluşum yoktu. Biraz daha ilerledikten sonra eve yaklaşmıştık. Evi karşımda görünce içimde bir karamsarlık doğdu. Kapıya geldiğimizde Uraz cebinden anahtarları çıkartıp kapıyı açtı. Girmem için işaret edince zorla tebessüm ederek içeri girdim. Aras kalkıp yanıma geldi bize bakıp gülümsedi daha sonra gözlerini bana çevirdi.
-Sana birşeyler aldım giymek için odana bıraktım. Biz dışarıya çıkıyoruz bir saate döneriz sen rahat rahat duşunu al bu üzerindeki Tişörtü de çöpe at.
Uraza dönüp kolundan tutup çıkarttı. İçeri dönüp 'Can hadi çıkıyoruz!' diye bağırıp kapıyı aralayıp evden çıktılar. Can eline bir elma almış diğer eline de montunu alıp bana göz kırptı
-Görüşürüz hadi.
Gülümseyip kapıdan çıktı kapıyı üç kez falan kilitledi. Bende evde yanlız kaldığım için odamdan giyecek birşeyler alıp banyoya doğru yöneldim. İlk önce suyu açıp kıyafetlerimi hazırladım.
***
Saçlarımı kurutup banyodan çıktım. Mutfağa gidip kendime nescafe yapmak için suyu ısıtıp bardağa döktüm. Bardağımıda alıp koltuğa bacaklarımı uzatıp oturdum. Ev tek başıma çok sessiz ve sıkıcıydı. Elimde ki nescafeyi bir kaç yudumda içip bitirmiştim bile. Bardağı kenara koyup biraz uzandım bugün zor bir gündü ve çok yorulmuştum. Yorgunluktan her yerim ağrıyodu. Yastığı düzeltip başımı koyup gözlerimi kapattım.

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin